David S. Kidder

Entelektüelin kutsal kitabı - modern kültür


Скачать книгу

geçiş yaptı. Annie Get Your Gun (1946) ve Stop! Look! Listen! (1915) gibi Broadway klasikleri hazırladı.

      Yeni medya gelişirken Berlin hep ön plandaydı. Sesli filmlerde çalışan ilk şarkı yazarları arasında yer alıyordu. İlk uzun metrajlı sesli film olan The Jazz Singer’da (1927) Al Jolson (1886–1950), 1926 tarihli bir Berlin hiti olan Blue Skies isimli şarkıyı seslendiriyordu.

      Berlin en büyük başarısını 1942 tarihli Holiday Inn filmiyle yakaladı. Bing Crosby (1903–1977) filmde White Christmas şarkısını seslendiriyordu. Berlin’in 1920 yılında bir gazeteciye söylediği gibi: “Bir şarkı yazarı yaptığı şeyin bir iş olduğunun farkına varmalıdır. Başarılı olmak için çalışmalı, çalışmalı ve çalışmalıdır.” Berlin çalışmanın karşılığını almıştı: İlk çalışması Marie from Sunny Italy kendisine sadece otuz yedi sent kazandırırken, White Christmas tüm zamanların en çok satan şarkısı olmuştu.

Ek Bilgiler

      1- 11 Eylül 2011’deki terörist saldırının ardından kongre üyeleri, ABD Kongre Binası’nın basamaklarına oturarak Berlin’in yurtsever klasiği olan “God Bless America” (1938) isimli şarkıyı söylediler.

      2- Berlin, bir Noel şarkısı yazan ilk Yahudi şarkı yazarı değildi. Johnny Marks (1909–1985), “Rudolph the Red-Nosed Reindeer” (1939), Jay Livingston (1915–2001) ile Ray Evans (1915–2007) “Silver Bells” (1951) isimli Noel şarkılarını yazmışlardı.

      3- 1944 yılında Berlin, Winston Churchill (1874–1965) ile öğle yemeği yedi. Churchill onun politik filozof Isaiah Berlin (1909–1997) olduğunu sanmıştı. İngiliz başbakan son dönemlerde hangi konularla ilgilendiğini sordu. Berlin şöyle yanıtladı: “Bilmiyorum. Ama sanırım yeni eserimin ismi ‘A White Christmas’ olabilir.”

      The Jazz Singer (1927)

      “Bir dakika, bir dakika, daha hiçbir şey duymadın!”

—Al Jolson, Jack Robin rolünde

      Bu sözlerle aktör Al Jolson (1886–1950), bir Hollywood filmine ilk kez sekronik bir konuşma eklemiş, sesli filmler döneminin henüz başlangıcında sessiz sinemanın sonunu işaret etmiş oluyordu.

      Senkron sesler daha önce kısa filmlerde kullanılmış, senkron olmayan sesler ise film müziği olarak değerlendirilmişti. Ne var ki daha önce hiçbir aktörün görüntüsü ile konuşması bir sinema filminde senkronize edilmemişti.

      Alan Crosland (1894–1936) tarafından yönetilen bu film, 6 Ekim 1927 tarihinde Los Angeles’ta gösterildi. Film büyük bir ilgi uyandırmıştı. Çığır açan Vitaphone ses sistemini geliştiren Warner Bros, bu filmle, o tarihe dek elde edebildiği en büyük gişe hasılatını yaptı.

      Filmin başarısı film sanayisinde bir devrime yol açtı. Hollywood kullandığı eski teknikleri değiştirmeye zorlanıyordu. Artık yukarıdan sarkan mikrofonların bulunduğu sessiz stüdyoların yapılması gerekiyordu. Kameranın, kamera operatörünün, sinematografın ve yönetmenin içinde olacağı ses geçirmez kutular hazırlanacaktı. Sinema salonlarında, ses yükseltici ve hoparlörler bulunmalıydı.

      İki yıl içinde Hollywood’da üretilen filmlerin büyük bölümü, sesli filmler haline gelmişti.

      The Jazz Singer (Caz Şarkıcısı) tamamen sesli bir film değildir. İki sahnede diyalog bulunmaktadır. Altısında Jolson’un şarkı söylediği, on müzikli sahne vardır. Asıl şarkılarını siyah maske ile söylemiş ve bu da filmi oldukça tartışmalı bir hale getirmiştir.

      Öykü, şov dünyasına girmek isteyen ve babası sinagogda koro şefi olan bir genç hakkındadır. Genç delikanlı, sinagogdan uzaklaşarak caz şarkıları söylemeye başlar (Jolson’un kendisi de bir kantorun oğludur. Kantorlar, Yahudi inancına özgü dini ritüellerde müzikal faaliyetleri yönetirler. Jakie Rabinowitz olan ismini Jack Robin yapan filmin ana karakteri gibi Litvanya doğumlu olan Jolson’un da asıl ismi Asa Yoelson’dur.).

      Film, nesiller arasındaki çatışmalar, dini hoşgörü ve kültürel asimilasyon gibi konuları işler. Film, Samson Raphaelson’un 1921 tarihli “The Day of Atonement” isimli öyküsünü temel alır. Eser 1925 yılında Raphaelson tarafından bir Broadway oyununa uyarlanmıştır.

Ek Bilgiler

      1- Jolson başrolde oynaması düşünülen üçüncü isimdir. Broadway’de Jakie Rabinowitz’i canlandıran George Jessel ve Eddie Cantor rolü kabul etmemişlerdir.

      2- Tamamı sesli çekilen ilk uzun metrajlı film 1928 tarihli “Lights of New York”dur.

      3- “The Jazz Singer” 1952 ve 1980 tarihlerinde yeniden çekilmiştir.

      4- 1929 yılında Warner Bros. prodüksiyon şefi Darryl F. Zanuck, “The Jazz Singer”la sektörde devrim yaratan sesli bir film çektikleri için stüdyo adına, Oscar Onur Ödülü almıştır.

      Henry Ford ve T Modeli

      20. yüzyılın başlarında sanayici Henry Ford, uyguladığı yeni üretim teknikleriyle otomobilin popülerleşmesine yardımcı oldu. Bu teknikler, orta sınıf Amerikalıların sahip olabileceği pahalı olmayan arabaların üretimini mümkün kılıyordu. Bu alanda uygulamaya konulan iki önemli yenilik, otomatik montaj hattı ve günlük beş dolarlık ücret, başta otomobil sanayi olmak üzere tüm Amerikan üretim sanayinde bir devrim yaratmıştır. Bu gelişmeler sonucunda otomobil, kısa süre içerisinde Amerika’nın temel ulaşım aracı haline gelecektir.

      Ford, T modelini 1 Ekim 1908 tarihinde üretti. Piyasadaki ilk araba olmamasına rağmen açık ara en güvenilir ve en ucuz modeldi. Ayrıca fiyatı giderek ucuzluyordu. Başlangıçta 850 dolar olan fiyatı 260 dolara kadar düşecekti.

      Ford son derece verimli bir otomatik montaj hattı kullanarak fiyatları ucuz tutmayı başarıyordu. T Modeli’nin temel parçalarından başlayarak tüm bileşenleri, her biri özel bir görevi yerine getiren işçilerin önüne geliyordu. Bu sistem kullanılarak T Modeli’ni doksan üç dakika içerisinde üretmek mümkündü.

      Ne var ki o günün şartlarına göre 260 dolar yüksek bir bedeldi (1908 yılında Amerika’da yıllık ortalama gelir yalnızca 326 dolardı). Ford arabalarına olan talebi arttırabilmek için işçilerin ücretini günlük beş dolara çıkardı. Zira işçilerinin aynı zamanda potansiyel müşteriler olduğunun farkındaydı.

      Sonraki yirmi yıl içerisinde Ford, 15 milyondan fazla T Model araba sattı. 1927 yılında T Modeli’nin üretimi durduruldu. Bununla beraber diğer üreticiler Ford’un yenilikçi üretim tekniklerini kopyaladılar. Günümüzde onun kurduğu Ford Motor Şirketi, dünyanın en büyük araba üreticilerinden biri durumundadır.

Ek Bilgiler

      1- Ford antisemitist olduğu yönündeki iddiaları reddetse de, sahibi olduğu “Dearborn Independent” gazetesi “The Protocols of the Elders of Zion” isimli antisemitik bir kitap yayınladı. 1938 yılında Nazi Almanya’sı tarafından yabancılara verilen en büyük ödül olan “Alman Kartalı Büyük Haçı” Ford’a verilmişti.

      2- Ford ailesinin üyeleri Ford Motor Şirketi’ni işletmeye devam etmektedirler. Mevcut Yönetim Kurulu Başkanı William Clay Ford Jr. (1957–), Henry Ford’un büyük torunudur.

      3- Henry Ford sanayici olmadan önce araba yarışçısıydı. 1996 yılında Amerika Motor Sporları Onur Listesi’ne alındı.

      Babe Ruth

      6 Mayıs 1915 tarihinde, Babe lakaplı George Herman Ruth, birinci ligde ilk kez topu oyun alanının dışına yollamayı başarmıştı. O anda bunun Amerika spor hayatında