David S. Kidder

Entelektüelin kutsal kitabı - modern kültür


Скачать книгу

ve “Yankee Clipper” lakaplı Joe DiMaggio (1914–1999), beyzbol sahalarının gördüğü en zarif ve başarılı oyunculardandı. Saha dışında son derece içine kapanık ve yer yer soğuk biriydi. Spot ışıklarından kaçması onu Amerikan popüler kültürünün efsanevi figürlerinden biri haline getirdi. Şarkılarda, filmlerde ve romanlarda ölümsüzleşti.

      Pek çokları DiMaggio’yu beyzbol tarihinin en iyi oyuncularından biri olarak görür. 0,325 vuruş ortalaması yapmış, 361 kez topu oyun alanının dışına yollamış, yalnızca 369 kez rakip takımın atıcısı tarafından oyun dışı kalmıştır. Kusursuz bir orta saha oyuncusu ve uzman bir kale koşucusudur. 3 kez Amerikan Ligi’nin en değerli oyuncusu olmuş (1939-1941-1947), 1941 yılında 56 oyunda hitting streak yapmıştır. Bu halen Amerikan spor tarihinin ikonik rekorları arasında yer almaktadır.

      Yankees, DiMaggio’nun ilk dört sezonunda Dünya Serisi şampiyonluğu kazanmış ve 1951 yılında kariyerinin son bulmasından önce 5 kez daha şampiyon olmuştur. 1955 yılında Beyzbol Onur Listesi’ne seçilmiş ve 1969 yılında spor yazarları paneli onu “Beyzbolun Yaşayan En İyi Oyuncusu” ilan etmiştir.

      Kariyerinin son bulmasından sonra istemese de ilgi odağı olmaya devam etmiştir. Zira 1954 yılında Marilyn Monroe (1926–1962) ile “Yüzyılın Evliliği”ni yapmıştır. Bu ilişki Amerika’nın önde gelen spor kahramanı ile Hollywood’un seksi yıldızının birlikteliği olarak görülmüş ve ilişkilerine ulusça büyük ilgi gösterilmiştir. Evlilik dokuz ayda bitmiş olsa da Monroe ve DiMaggio’nun romantik ilişkileri Monroe’nun 1962 yılındaki ölümüne kadar sürmüştür.

      Sonraki yıllarında kamuoyunun karşısına her çıktığında DiMaggio klasını ve bilge imajını koruyacak şekilde şık giyinmiştir. Mr. Coffee ve New York Bowery Savings Bankası için sözcü olduktan sonra da popülerliğini sürdürmüştür. Öldüğü sırada seksen dört yaşındadır.

Ek Bilgiler

      1- Kardeşleri Vince (1912–1986) ve Dom (1917–2009) birinci ligde oynamışlardır.

      2- Kendi döneminin pek çok diğer oyuncusu gibi o da üç yılını askerlikte geçirmiştir (1943-1945). Askerliğin ardından 1946’da Yankees’e geri döner.

      3- Monroe’nun ölümünden sonra DiMaggio cenaze törenini düzenlemiş ve yirmi yıl boyunca haftada üç kez mezarına altı kırmızı gül göndermiştir.

      Üç Ahbap Çavuş

      Maskaralıkları yaklaşık kırk yıl boyunca izleyiciyi güldüren Üç Ahbap Çavuş, ilk filmlerini 1930 yılında çektiler. Soup of Nuts filminde üç beceriksiz itfaiyeciyi canlandırıyorlardı. 1934 yılında Columbia onlarla yirmi dakikalık özel serilerini yapmak için sözleşme imzalayana kadar küçük rollerde oynamaya devam ettiler.

      Larry (Louis Fienberg, 1902–1975), Moe (Moses Horwitz, 1897–1975) ve Curly (Jerome Horwitz, 1903–1952) oyunculuk kariyerlerine vodvilde başladılar. Moe ve Curly Brooklyn’deki bir Yahudi mahallesinde büyüyen iki kardeşti.

      Beyazperdedeki Üç Ahbap Çavuş serisinin her bölümü basit bir senaryo, kaba şakalar ve grubun suratsız lideri Moe’yu hedef alan iğneleyici espriler etrafında gelişiyordu. İnce espriler ve ağır bir dil kullanmıyorlardı. Öte yandan Hollywood’un ilk Nazi Almanya’sı taşlamalarından birini yapmışlardı: You Nazty Spy (1940).

      Üçlü, Curly’nin felç geçirdiği 1947 yılına kadar birlikte çalışır. Bunun üzerine Horwitz kardeşlerden bir diğeri olan Shemp (Samuel Horwitz, 1895–1955) onun yerini alacaktır. Sekiz yıl sonra Shemp’in ölümü üzerine Joe Besser (1907–1988) rolü üstlenir. Besser 1958’de emekliye ayrılınca, Larry’nin felç geçirdiği ve grubun dağıldığı 1970 yılına kadar Curly Joe (Joseph Wardell, 1909–1993) üçüncü kafadarı canlandırır.

      Kısa filmlerine ek olarak pek çok uzun metrajlı filmde rol almışlardır. Bunlar arasında, Snow White and the Three Stooges (1961), The Three Stooges Meet Hercules (1962) ve The Three Stooges in Orbit (1962) gibi filmler bulunmaktadır. Aynı zamanda 1963 tarihli bir komedi klasiği olan It’s a Mad, Mad, Mad, Mad World’de küçük bir rol alırlar.

Ek Bilgiler

      1- Moe’nun karısı Helen ünlü sihirbaz Harry Houdini’nin (1874–1926) kuzeniydi.

      2- Kafadarlar ayrı ayrı kariyer yapma girişimlerinde bulunsalar da genelde başarısız oldular. Örneğin, Moe 1973 yapımı “Doctor Death, Seeker of Souls” isimli filmde rol almıştır.

      3- Larry kafadarlara katılmadan önce hafif sıklet boksördü.

      4- Kafadarlara katılmadan önce Shemp, “Mississippi Gambler” (1942) filminde bir taksiciyi canlandırmıştı. İronik bir biçimde Shemp bir taksinin arka koltuğunda kalp krizi geçirerek ölmüştür.

      Robert Oppenheimer

      Atom bombasının babası olarak bilinen J. Robert Oppenheimer (1904–1967), ilk nükleer silahın geliştirilip, 1945 yılında başarılı biçimde test edildiği Manhattan Projesi’ni yönetmiştir. Dönemin önde gelen Amerikan teorik fizikçilerinden biri olan Oppenheimer, teorik fizikçilerin karşı karşıya kaldığı ahlaki çelişkilerin en somut örneklerinden birisini yaşamıştır.

      Oppenheimer, Harvard ve Cambridge’te öğrenim gördü. Doktorasını Almanya’da tamamladı. Caltech’te ve Berkeley Kaliforniya Üniversitesi’nde profesör oldu. Almanya’nın atom bombası geliştirdiği yönündeki raporlar üzerine Franklin D. Roosevelt (1882–1945) 1941 yılında Manhattan Projesi’ni başlattı. Oppenheimer bir yıl sonra projenin başına getirildi.

      Oppenheimer New Meksiko, Los Alamos’ta nitelikli bilim insanlarından bir ekip oluşturdu ve bir araştırma merkezi kurdu. Başarılı olmuşlardı. 16 Temmuz 1945 tarihinde Oppenheimer ve ekibi ilk atomik patlamaya tanıklık ettiler (Trinity Deneyi olarak bilinmektedir). Patlama 18 bin tonluk TNT patlamasına eş değer bir etki yaratmıştı. Oppenheimer o an için, “Dünyanın eskisi gibi devam etmeyeceğinin bilincindeydik” demiştir.

      Bir ay içerisinde Amerikan uçakları iki atom bombasını Japon şehirleri Hiroşima ve Nagazaki’ye attılar. 140 binden fazla insan öldü. Bir hafta içinde Japonya, müttefiklere teslim oldu. II. Dünya Savaşı bitmişti.

      Savaştan sonra Oppenheimer 1947’den 1952’ye kadar ABD Atom Enerjisi Danışma Komitesi’nin başına getirildi. Hidrojen bombasının geliştirilmesine ve Sovyetler karşısında nükleer silahlanma yarışına girilmesine karşı çıkmak adına pozisyonunu kullanmaya çalıştı.

      1953 yılında komünist sempatizanı olmakla suçlandı. Görülen bir duruşmanın ardından 1954 yılında görevinden alındı.

      İleri Çalışmalar Enstitüsü’nün müdürlüğünü yaptığı Princeton Üniversitesi’ne geri döndü. 1963 yılında Başkan John F. Kennedy (1917–1963) teorik fiziğe katkıları ve bilimsel liderliği nedeniyle ona Fermi Ödülü’nü verdi. Bu aynı zamanda resmi bir özürdü.

      Oppenheimer 1967 yılında gırtlak kanserinden öldü.

Ek Bilgiler

      1- 1947 yılında Oppenheimer, Hiroşima ve Nagazaki’de ölen insanlar için bilim insanlarının sahip olduğu duygu karmaşasını ortaya koydu: “Hiçbir basitleştirme, mizah ya da şişirme bu duyguyu gölgeleyemez. Fizikçiler günahlarını biliyorlar. Bunu unutmak hiçbir biçimde mümkün değil.”

      2- Sekiz dil biliyordu. Gençken Hollanda’da altı hafta kalarak teknik seminer verebilecek düzeyde Felemenkçe öğrenmişti.

      3- Oppenheimer