Омер Сейфеддин

Seçme Hikâyeler


Скачать книгу

İmparatorluğu açısından bir gerçeği vurgulamış olması bakımından da oldukça mühimdir.

      Osmanlı İmparatorluğu’nun çökme sebeplerinden biri de baharat ve ticaret yolunun eski önemini kaybetmiş olmasıdır. Hindistan’ın güneyinden dolanan deniz yolunun bulunmuş olması, ticaretin deniz yoluyla yapılmaya başlaması, Osmanlı İmparatorluğu’nun ekonomisini sarsmıştır. Sarsılan bu ekonominin düzelmesi için açık denizlere açılma gereği hissedilmiştir. Piri Reis, açık denizlere nasıl açılacağı üzerine hazırladığı bir raporu padişaha vermiş, ancak o zamanlar bu mesele üzerine fazla eğilinmemiştir. XIX. asrın Osmanlı’sında ise durum hiç de iç açıcı değildir. Ticaret yolunu elinde bulunduran Batılı devletler hızla gelişmektedir. XX. asrın başlarında ise durum daha da ciddileşmiş, Osmanlının ekonomisi iflas etmiştir. Bu yıllarda Ömer Seyfettin’in “açık deniz”den bahsetmiş olması, onun ekonomi sahasında da bazı fikirlerinin olduğunu göstermesi bakımından mühim bir hadisedir.

      A. KONU:

      Otuz yaşında genç bir leventken Malta korsanlarının eline düşen, yıllarca kurtuluş ümidiyle bekleyen bir Türk forsası, Kara Memiş’in hikâyesidir.

      B. ANA ÇİZGİLERİYLE VAKA:

      Hızır Aleyhisselamın geçtiği yerlerden geçmiş olan Kara Memiş, otuz yaşlarındayken Malta korsanlarına esir düşer.

      Korsanlar onu yirmi sene forsa olarak kullandıktan sonra; işe yaramayacağı kanaatiyle bir adaya bırakırlar. Orada bir bağ kulübesine yerleşen Kara Memiş, her gece rüyasında kurtulduğunu görür. Fakat rüyaları bir türlü gerçekleşmez. Nihayet kırk yıl sonra rüyaları gerçekleşir.

      Oğşu Turgut adaya çıkarma yapar. Onunla tanışırlar. “Şehit olursam üstüme al bayrağı örtersiniz.” diyerek savaşa katılmak ister.

      C. İSİMLER KADROSU:

      Hızır Aleyhisselam (Barbaros Hayrettin Paşa): Midilli Adası alındığında oraya tayin edilen tımarlı sipahilerden Yakup’un oğludur. İlk yıllarda korsanlık yapmaktaydı. Ağabeyi Oruç’tan sonra Cezayir hükümdarı oldu. H 925’te (1539) Osmanlı Devleti’ne müracaat ederek bağlılığını bildirdi. 1532’de Kanuni Sultan Süleyman tarafından İstanbul’a çağırıldı. Cezayir Beylerbeyliğine getirilerek kaptan-ı derya unvanı Preveze Deniz Muharebesi’ni kazandı. 1546’da İstanbul’da vefat etti.22

      Turgut (Turgutça): Muğla’nın Seroloz nahiyesine tabi bir köyde Veli adında bir çiftçinin oğlu olup denizde leventliğe başlamış ve sonra gemi reisi olmuştur. Bir ara (1540) Cenevizlilere esir düşmüş ise de Barbaros’un Cenova önüne gelip Cenevizlileri tehdit etmesi üzerine salıverilmiştir. 1543’te Osmanlı hizmetine alınarak Karlı eli sancak beyliğine getirilen Turgut Reis 1565 yılında Malta muhasarasında şehit düştü.23

      Kara Memiş: Esaret altında kaldığı kırk yılının yirmi senesini Malta korsanlarına forsalık yaparak geçirmiş bir Türk kaptanı olan Kara Memiş, Turgut’un babası olarak tanıtılıyor.24

      Ç. HİKÂYEDE İŞLENEN ZAMAN:

      Hikâye, Kanuni Sultan Süleyman devrini (1520-1566) veriyor. Osmanlı’nın Akdeniz’i Türk gölü hâline getirmesi bu devreye rastlamaktadır. Hikâyede geçen isimler de bize zaman konusunda Kanuni Sultan Süleyman devrini işaret etmektedir.

      Hikâyenin kesin zamanını tespit etmek biraz zor. Çünkü hadiseler ve verilen mekânlar birbirine uyum sağlamıyor.

      D. HİKÂYEDE İŞLENEN MEKÂN:

      Hikâye Ak Deniz’de geçmektedir. Bir adadan bahsedilmekte ancak bu adanın adı zikredilmemektedir. İklim özellikleri ve bitki örtüsüne bakılırsa bu adanın Ak Deniz’de bir ada olduğu muhakkakdır.

      Belki de hikâyeci burada Turgut Reis’in esaretini anlatıyor olabilir. Eğer böyleyse bahsedilen Korsika Adasıdır. Boğazlardan bahsedilmektedir. Zeytinliklerden bahsedilmektedir. Bunların yanında Edremit’ten de bahsediliyor. Böyle olunca akla Edremit dolaylarında bir ada geliyor. Ama muhtemelen bu ada Malta veya Korsika’dır. Biz yine de bu adaya Ak Deniz’de bir ada diyelim.

      Edremit: Ege Denizi kenarında bir ilçemizdir. Edremit ve dolaylarının zeytini meşhurdur.25

      Tarık Boğazı: Cebeli Tarık Boğazı, Avrupa’yla Afrika’yı birbirinden ayıran boğazdır. Bir zamanlar Osmanlı gemileri oralara da ulaşmıştı.26

      İstanbul: Tarihte önemli bir yeri olan İstanbul, 1453 yılında fethedilmiş olup Avrupay’la Asya’yı birleştiren yerde olması bakımından mühim bir yerleşme ve kültür merkezidir.

      Kabataş: İstanbul’da bir semt.

      Çanakkale Boğazı: Marmara ile Ege Denizi’ni birleştiren boğaz.

      2. BÖLÜM

      ÖMER SEYFETTİN’İN HİKÂYELERİNDEN SEÇMELER

      “KIZILELMA” NERESİ?

      “… Hemen göstersünler… Dalkılıç olur, düşmanı harap iderüz ve kralın tac u tahtım başına geçürüp Kızılelma’ya dek giderüz… Koca Sekbanbaşı

      “Kızılelma’ya.”

      “Kızılelma’ya…”

      “Kızılelma’yacak gideceğiz!”

      Zamanın Süleyman’ı, ansızın kükremiş bir tufan hâlinde akseden bu naraları duydu. Otağında yalnızdı. Yarım saat evvel dağılan divanın cenk için gösterdiği kahraman arzuyu düşünüyordu. Bugün, yalnız vezirleri değil, kazaskerleri, defterdarları, nişancıları, “ağa, kethüda, serdar, yayabaşı, bölükbaşı, vekilharç” gibi yeniçeri zabitlerini, hatta solakları bile çağırmış, hepsini huzurunda toplamıştı. Hepsi “… Kafdağı’na kadar arkandan gelmeye hazırız padişahım!” diye ayaklarına kapanmışlar, gözlerinden sevinç yaşları dökmüşlerdi. İşte şimdi “sefer kararı” ordu içine yayılmış olacaktı. Otağın biraz uzağında; küçük meşe ormanının nihayetindeki mahşerde, deminki divanın sevinci büyük bir heyecan ummanı gibi kaynıyor, kabarıyor, kabarıyor; bu ummanın görünmez, işitilir dalgaları yakın ufukların bulutlu sahillerine değil, sanki bütün cihanın tâkına çarpıyordu:

      Конец ознакомительного фрагмента.

      Текст предоставлен ООО «Литрес».

      Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.

      Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.

      1

      Sadık