ki müsavatla hürriyetten ibarettir.
Pederî ailenin inkısamından, (izdivacı aile) enmüzeci doğdu. İzdivaci ailede esas, dolaşırken, gerek güveyinin ve gerek gelinin babalarının ve analarının oturdukları evleri terk ederek, yeni bir ev kurmaları suretinde başlar. Eski Türklerde, bu kaide mevcuttu. Fakat bu kaidenin bir ‘töre’ hâlinde mevcut olması kâfi değildir. İzdivaci ailenin asıl temeli, asri bir devlet tarafından yapılmış asri bir aile kanunundan doğmasıdır. Avrupa milletlerinde bugünkü ailenin menşei, Roma hukuku değildi. Cermenlerin ananevi töreleridir. Fakat Avrupa milletlerinde asri devlet teşekkül edip de asri aile kanunları yapılmasaydı, Avrupa’nın Cermen milletlerinde bile izdivaci aile teşekkül edemeyecekti. Latin ve Slav milletlerde aileler pederşahi ve zadroga enmüzeçlerine mensup olduklarından, bunlarda kendi kendine izdivaci ailenin doğması hiç mümkün değildi. Demek ki bugün Avrupa milletlerinde ailenin (izdivaci aile) enmüzecinde olmasını temin eden asri aile kanunlarıdır. Bu kanunlar, eski törelere ve ananelere nihayet vererek, hürriyet ve müsavat kaidelerine muvafık ve bugünkü demokrat aileleri vücuda getirmiştir. Bu sebeple, eski Türklerde izdivaci ailenin fiilen mevcut olması, ta o zamanlarda bile, milletimizin izdivaci aile devrine atlamış olduğunu ispat etmez. O zaman, Türklerde asri bir devlet tarafından yapılmış bir aile kanunu olmadığı için, yalnız töreye istinat eden bu kaidenin müstakar bir mahiyeti yoktu. Bundan dolayıdır ki biz, izdivacı aile devrine ancak yeni yapılacak aile kanunu ile geçebiliriz. O hâlde, yapacağımız aile kanunundaki veçhemiz, en eski ananelerimizde, yalnız fiilî bir anane suretinde mevcut olan izdivaci aile sistemini, hukuki müeyyidelere malik bir esas olarak kabul etmemizdir.”
20. Asrın En Mühim Müessesesi Gazetedir
Dün akşam yine meçhul filozofla beraberdik.
“Bu asrı karakterize eden en asri müessese hangisidir?” diye sordum. Şu cevabı verdi:
“On dokuzuncu asrı Alfred Fouillée’ye göre karakterize eden ne tayyarelerdir ne tahtelbahirlerdir ne de otomobiller, tanklardır. Bunlar olmasaydı yine asrımız, on dokuzuncu asır olabilirdi. Medeniyet müesseselerinin diğerlerini de birer birer kaldırabiliriz. Asrımızın on dokuzuncu asır olmasına yine bir halel gelmez. Fakat maazallah bir de gazetenin ortadan kalkmasını tasavvur edelim. Bütün diğer medeniyet müesseseleri yerinde dururken, yalnız gazetenin yok olması bizi on dokuzuncu asırdan uzaklaştırarak Kurunu Vusta’ya (Orta Çağ) doğru atar. Demek ki bu asrı karakterize eden en belli başlı medeniyet müessesesi ancak gazetedir. Alfred Fouillée’nin bu sözleri yirminci asır için de doğrudur. Mesela gazetesiz bir millet meclisi farz edelim. Bu neye yarar? Hiçbir şeye yaramaz.
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.