kilitle!” dediğini işitti.
Sesini çıkarmadı. Teravet onu dolaba sokarken arkasından tekme ile vurduğu için, Dilber, dolabın içine şiddetle yüzü koyun düşünce, yüzünden bir iki damla kan aktı. Gözünden bir damla yaş bile çıkmadı. Hayvanlar içinde yılanlardan bile daha çok korktuğu farelerin etrafında takırtı yaparak dolaştığını işittiği hâlde bir kere başını bile çıkarıp bakmadı. Gece saat üç… Dolap hâlâ kilitli. Sabahtan beri bir parça ekmekle peynir yemişti. Büyüme yaşının verdiği iştahı, kendisine, açlığı şiddetli mide ağrılarıyla hissettiriyordu. Mahbesinden çıkardılar, bir parça ekmek yiyerek büyük bir sükûnetle odasına girip yatağını yaptı.
Elbisesini değiştirerek yatağının içine girdi. Teravet, duyup da dövemesin yahut da gidip hanımına haber vermesin korkusuyla yorganı başına kadar çekerek ve gündüzden beri sızlayan yüzünü küçücük elleriyle tutarak: “Anneciğim!” diye fevkalade bir şiddetle hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.
3
Sükûnet… Uyuyor, gözyaşlarıyla ıslanmış yastığının üzerinde dağınık saçlarının içinde görünen küçücük çehresi ve bir parça açılmış dudaklarının arasından tebessüm ediyor zannedilecek surette seçilen beyaz dişleri eğer hayatta ise, annesinin hayali, sükûnet mezarına çekilmemişse ruhu tarafından, koruyucu bir meleğin gökten inerek çocukların ıstırabına teselli veren bir anne okşayışıyla dudaklarından öpmesini bekliyor gibi görünüyordu. Heyhat! Esaretin ezdiği, insanlığın terk ettiği, ümidin ara sıra okşadığı bu zayıf mahluk, gecenin kucağında unutulmuş, uyuyordu.
Sabahleyin şafağın kendi yüzünün rengi kadar uçuk ışığı odanın pencerelerinden girmeye çalıştığı zaman, Dilber elleriyle gözlerini ovuşturarak uyandı.
Hayatımız son dakikalara, felaketimiz son derecelere yaklaştığı zaman, ani bir teselli, Allah’ın gönderdiği yardım çoğu zaman kırık kalplerimize yardımcı olduğu gibi, o gün vukua gelen bir hadise, çocuğun hâlini değiştirdi. Ve belki yalçın kayalardan, siyah ormanlardan akan bir nehir gibi maddi sıkıntılar ve ruhi ıstıraplar içinde geçip giden hayatını tamamıyla değiştirmek için sebepler hazırlıyor du. Zira yine o gün, Mustafa Efendi zimmetine para geçirmediğine dair bir yazı elde ederek devlet idaresinde bir iş bulmuş ve Erzurum vilayetine bağlı bir kazaya kaymakam olmuştu. Fakat memuriyetini ifa ederken işlediği bir hatadan dolayı zan ve şüphe altında bulunduğu zaman, azledildiğinde yapmış olduğu borçların ödenmesini ve yolculuk esnasında gerekli ihtiyaçlarının tedarikini düşünerek ara sıra karısıyla bu meseleyi konuşarak bir iki gün sonra Dilber’in satılmasına karar verilmişti.
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.