Ahmet Rasim

Eşkal-i Zaman


Скачать книгу

denilen 1 numaradan 16 numaraya kadar yapılmakta olan fes kalıplarından biri.

56

Beyoğlu.

57

Metres, kapatma, nikâhsız kadın.

58

Fırça gibi kısa ve dik kesilmiş saç.

59

Resmî dairelerde yazı işleri ile görevli küçük memurlar.

60

Zar ile oynanan bir oyun ve kumar. Bu oyunda atılan zarın gösterdiği sayılara göre bazıları kazanır, bazıları kaybeder. İkiye bölünerek ortaya konan, fakat eşit olmayan paranın hepsini, yani hem öndekini, hem arkadakini tam olarak kazanan zarlar olduğu gibi tam olarak kaybeden yahut da yalnız öne konan parayı kazanan veya kaybeden zarlar da vardır.

61

Fasulye yazmak: Bitirimcinin (Barbut kahvesi işleten, barbut oynatan adam) , oyun oynatma hakkı olarak aldığı manonun (kumarhanecinin oyun oynatma hakkı olarak aldığı para) hesabını tutmak.

62

Paseta: Kılıç oyununun bir başka türlüsüdür.

63

Bir kâğıt oyunu olan “pastıra” da “fanti” en büyük kozdur ve elinde fanti (oğlan, vale) kozu olan yerdeki bütün kâğıtları toplar ve böylece oyunu kazanması kolaylaşır. Fantiye gitmek: Oyunu kazanmak için kâğıt destesinden fantiyi beklemek, onu çekmeyi beklemek.

64

Oyuna getirmek, külah giydirmek, tongaya bastırmak.

65

Zamanın tanınmış kumarcılarından biri.

66

İki, üç veya dört kişi ile ve 32 kâğıtla oynanan iskambil oyunu.

67

Kâğıt oynayanlardan birinin yanında durup, yardım etmek istediği kimseye karşıdan hasmının elindeki kâğıtları, bu kâğıtların ne olduğunu, bunların her birine mahsus ve bilinen işaretleri ile anlatma.

68

Burada sıralanmış olan adların hiçbiri o zamanda yaşamış olanları göstermez. Yazar bu isimleri, bir etnografya çeşnisi vermek üzere kendisi uydurmuştur.

69

3 Kasım 1839’da çıkarılan ve bir adı “Gülhane Hatt-ı Hümayunu” olan fermanda belirtilen prensipler: a) Osmanlı İmparatorluğu içinde yaşayan Hristiyan, Müslüman herkesin ırz, namus, can ve mal güvenliğinin korunması, b) Vergilerin belli esaslara göre ayarlanması ve toplatılması, c) Askerliğin düzenli bir usule bağlanması, d) Herkesin kanun karşısında eşit sayılması, e) Mala el koyma ve zapt etme usulünün kaldırılması.

70

Ufak, dilsiz yan düdük.

71

Orta kâse büyüklüğünde, yan yana konulmuş ve üzerine deri geçirilmiş iki yuvarlaktan (dümbelek) ibaret, vurma saz. İki küçük değnekle çalman bu çalgıya tekkelerde “kudüm” denir.

72

Gümrük işlerine bakan daire, Gümrük Müdürlüğü.

73

Bunun, Balkan Savaşı sırasında, düşmanlar tarafından verilmiş bir nota olduğu anlaşılıyor.

74

Kendiliğinden başkalarının işine karışıp akıl öğreten ve her işe burnunu sokan adam.

75

Okuyucu mektubu.

76

Admiralty, İngiltere’de Deniz İşleri Bakanlığı demektir. Yazar burada, anlattığı tipin bilgisizliğini, onun Admiralty’yi bir zırhlı adı sandığını göstermek istiyor. Yanlışlığı bundadır. Yoksa bu isimde bir zırhlı yoktur.

77

İçinde gülünç fıkralar bulunan kitaplara verilen ad. Bu konuda yazılmış olan en büyük eser. Faik Reşat’ın (1851 1914) ın meydana getirdiği Külliyât-ı Letâif’tir.

78

İskambil oyununda birliyi anlatmak için yapılan işareti ki tek gözü kırpmaktır.

79

İskambil oyununda ikiliyi anlatmak için verilen işaret ki iki gözü kırparak verilir.

80

İskambil oyununda kız kozu bildirmek için dilin ucunu çıkarmak suretiyle verilen işaret.

81

Pastıra yapmak: Kadınlara elle sarkıntılık etmek, okşamak, sıkmak, çimdik atmak, v. b.

82

Konçine oynamak: Kadınlara elle sarkıntılğı çok ileri vardırmak, olmayacak yerlere kadar uzanmak.

83

Çocukların baba hindiye: “Kabaramazsın kel Fatma, annen güzel, sen çirkin” diyerek ve ıslık çalarak onun kuyruğunu açıp yelpaze gibi tüylerini kabarttırmaları.

84

“Tanrı birinci kefen soyucuya rahmet etsin.” anlamına bir Arap deyimi. Rivayete göre, Araplarda bir kefen soyucu türemiş. Ölülerin kefenlerini soyar ve böylece geçinirmiş. Onun ölümünden sonra, yine bir kefen soyucu (bir demeye göre onun oğlu) da bu işi geçim vasıtası edinmiş. Ama bu, kefenlerini soyduktan sonra, ölülere tecavüzde de bulunurmuş. Bu yüzden, birinci kefen soyucuyu aratmış. Bunun üzerine, Araplar arasında: “Allah, birinci kefen soyucuya rahmet etsin.” sözü söylenir olmuş. Vücudu ortadan kalkan bir kötü kişinin yerine gelen daha beteri için söylenen bu söz, Türkçede: “Gelen, gideni aratır!” veya “Gelen, gidene rahmet okutur!” sözleri ile karşılanır.

85

Ziya Paşa’nın Terci-i bendinden alınma. Mısra şudur: “‘Her itikat akla göre gaaibânedir.”

86

“Tasdik ettim, inandım.” anlamına Arapça bir söz.

87

Siyasi, dinî, ilmî, edebî, ahlaki bir mecmua olup 21 Ağustos 1324 (27 Ağustos 1908) tarihinde İstanbul’da yayımlanmaya başlamıştır. 182. sayısından sonra, sıkıyönetimce kapatılmış ve haftalık bir dergi olan Sırât-ı Müstakim’in yerine çıkmıştı. Sahibi Eşref Edip ve başyazarı şair Mehmet Akif’ti (Ersoy).

88

Güvercinle güvercin.

89

Bakam, baklagillerden, odunundan kırmızı boya çıkarılan bir ağaç.