Hüseyin Rahmi Gürpınar

Şıpsevdi


Скачать книгу

giren her şey faydalıdır. (e.n.)

      14

      Kehlelizade: Bitlioğlu. (e.n.)

      15

      Taş ölçerim: “Benden uzak olsun!”, “Allah başa vermesin!” anlamında kullanılan deyim. (e.n.)

      16

      Marya: Dişi koyun. (e.n.)

      17

      Çakar almazlıktan gelmek: Anlamıyormuş, duymuyormuş gibi davranmak, oralı olmamak. (e.n.)

      18

      Aftos: Oynaş. (e.n.)

      19

      Hampa: Dost. (e.n.)

      20

      Şirket demek istiyor. Tam adı Şirket-i Hayriye. (e.n.)

      21

      O dönemde bisiklete “velosipet” denirdi. (e.n.)

      22

      Amur: Aşk, sevda. (e.n.)

      23

      Kuşkonmazlı sebze. (e.n.)

      24

      Bordo usulü ıstakoz. (e.n.)

      25

      Mantar garnitürlü bir yemek. (e.n.)

      26

      Jöleli soğuk sığır eti (e.n.)

      27

      Alışveriş işlerinden sorumlu. (e.n.)

      28

      Teşrifatçı, karşılayıcı. (e.n.)

      29

      Görgü kuralı. (e.n.)

      30

      İstiskal etmek: Hoşnutsuzluğunu belli ederek soğuk davranmak, yüz vermemek. (e.n.)

      31

      Görgü kuralları. (e.n.)

      32

      Zarif, şık. (e.n.)

      33

      Forme etmek: Şekillendirmek, biçimlendirmek. (e.n.)

      34

      Hamama. (e.n.)

      35

      Uygulamalı Yaşam Bilgileri. (e.n.)

      36

      Karşılaştırmalı Yaşam Bilgileri. (e.n.)

      37

      Karşılaştırılmış. (e.n.)

      38

      Karşılaştırmalı. (e.n.)

      39

      Pratik Yaşam Bilgileri. (e.n.)

      40

      İyi huylar. (e.n.)

      41

      Yüce. (e.n.)

      42

      Gerçek. (e.n.)

      43

      Apaçık. (e.n.)

      44

      “Ahmak, kendini bir yazar sanıyor!” (e.n.)

      45

      “Acele suale ağır cevap vermelidir!” (e.n.)

      46

      “Azizim söz aramızda.” (e.n.)

      47

      Kendini beğenmişlik. (e.n.)

      48

      Alçak gönüllü. (e.n.)

      49

      Kırmızı kitaplıklar. (e.n.)

      50

      Tecavüz: Saldırı. (e.n.)

      51

      Kafeşantan: İçkili, çalgılı kahvehane. (e.n.)

      52

      Dönemin takriben yirmi parası. (e.n.)

      53

      Merak yüzünden. (e.n.)

      54

      Yave: Anlamsız, saçma sapan söz. (e.n.)

      55

      Âlim-i küll: Her şeyi bilen. (e.n.)

      56

      Nerede ise, az kaldı. (e.n.)

      57

      Yekûn tutmak: Konuşmaya son vermek. (e.n.)

      58

      Habazan: Pisboğaz, obur. (e.n.)

      59

      İnceliklerle. (e.n.)

      60

      “Zengin bir enişteye yutturmak için hapı yaldızlamalı.” (e.n.)

      61

      Akşam yemeği. (e.n.)

      62

      Argoda, “yalandan”. (e.n.)

      63

      Kantin atmak: Uydurmak, yalan söylemek. (e.n.)

      64

      Peçeteyi. (e.n.)

      65

      Girin. (e.n.)

      66

      Susun. (e.n.)

      67

      Bıçak altlığının. (e.n.)

      68

      Kuşkonmazı. (e.n.)

      69

      Fransız usulü. (e.n.)

      70

      “İşte fena terbiye edilmiş bir kız!” (e.n.)

      71

      Postal: Değersiz kimse. (e.n.)

      72

      Sözde