Orhan Veli

Orhan Veli Bütün Şiirleri


Скачать книгу

kula zeval ne güzel!

      Beklememek, beter beklemeden;

      Geldi yolunu gözlediğim yâr.

      Al bu başı sen artık ey rüzgâr

      Ve sus artık, sus artık ey beden!

Ekim 1936 tarihli şiiri. Varlık dergisi, 15.05.1937

      ODAMDA

      Ben miyim bu şeylerin sahibi?

      Kafamda bir çocuk var, meraksız.

      İç âlemim oyuncaktan farksız;

      Odam, içime bir ayna gibi.

      Bir ışık oyunu var tavanda.

      Gölgeler seslerle birleşiyor

      Ve bir karga beynimi deşiyor

      Azaplar kemirdiğim bu anda.

      Kardeşini öldürüyor Kabil,

      İçimde bir yalnızlık duygusu;

      Ölüm kadar uzun yaz uykusu,

      Sıkıntı ile geçilen sahil.

      Bağlanıyor bir iple bir sürü

      Düşünce köyleri birbirine,

      Çöküyor her şeyin üzerine

      Hülyam boyunca kurduğum köprü.

      Ve doluyor sessiz, ordularım

      Durmadan, dinlenmeden odama;

      Urbam içinde yatan adama

      Hayretle bakıyor dört duvarım.

      Kardeşini öldürüyor Kabil,

      İçimde bir yalnızlık duygusu;

      Ölüm kadar uzun yaz uykusu,

      Sıkıntı ile geçilen sahil.

      Düşüp yatağın dalgalarına

      Günlerce sürüyor bu yolculuk,

      Durmadan akıtıyor bir oluk

      Korkuyu sükûtun mezarına.

      Ve delirmenin tatlı vehmini

      Sessizlik odama dolduruyor,

      Kargam hâlâ başımda duruyor

      Bulmakçün beynin cehennemini.

      Kardeşini öldürüyor Kabil,

      İçimde bir yalnızlık duygusu;

      Ölüm kadar uzun yaz uykusu,

      Sıkıntı ile geçilen sahil.

      Dünyaya tek gelen insan gibi

      Atılıyorum bir Hint dağına

      Giriyor kafamın darlığına

      Kimsesiz dünyaların sahibi.

      Gidip gidip gelmede aynı his;

      İskeleye ulaşmıyor çıma.

      Dikiliyor ansızın karşıma

      Boynum kalınlığındaki ceviz.

      Kardeşini öldürüyor Kabil,

      İçimde bir yalnızlık duygusu;

      Ölüm kadar uzun yaz uykusu,

      Sıkıntı ile geçilen sahil.

Ekim 1936 tarihli şiiri. Varlık dergisi, 15.12.1936

      SON TÜRKÜ

      Kaybolmak üzre suya düşen bilezik;

      Bak, bütün kırışıklar silindi sudan.

      Son saatimde mi uyandım uykudan,

      Neden boş geçen yıllardan içim ezik.

      Durdu beni ölüme götüren kervan.

      Bir eski şarkı söyleniyor rüzgârda.

      Duydum ki sevmeyi bilen dudaklarda

      Benim ilâhilerim hâlâ okunan.

      Sevdiğim.. Ellerime dokunaraktan…

      Beni çağıran bir eda var sesinde.

      Bu muydu, insanlara son nefesinde

      Görüneceğinden bahsedilen şeytan?

      Sular çekilmeye başladı köklerde

      Isınmaz mı acaba ellerimde kan?

      Ah! Ne olur bütün güneşler batmadan

      Bir türkü daha söyliyeyim bu yerde!..

Ekim 1936 tarihli şiiri. Varlık dergisi, 15.06.1937

      MASAL

I

      Çocuk gönlüm kaygılardan âzâde;

      Yüzlerde nur, ekinlerde bereket;

      At üstünde mor kâküllü şehzade:

      Unutmaya başladığım memleket.

      Şakağımda annemin sıcak dizi,

      Kulağımda falcı kadının sözü,

      Göl başında padişahın üç kızı,

      Alaylarla Kafdağı’na hareket.

1936 tarihli şiiri. Varlık dergisi, 01.06.1937

      UYKU

II

      Üzerinde beni uyutan minder

      Yavaş yavaş girer ılık bir suya,

      Hind’e doğru yelken açar gemiler,

      Bir uyku âlemine doğar dünya.

      Sırça tastan sihirli su içilir,

      Keskin sırat koç üstünde geçilir,

      Açılmayan susam artık açılır,

      Başlar yolu cennete giden rüya.

1936 tarihli şiiri. Varlık dergisi, 01.06.1937

      TÛBÂ

      Güneşli, mavi ellere yelken açar

      Beyaz kanatlı, altın yüklü gemiler.

      Ve uçup giden hülyamızda ağaçlar..

      Çeşmelerinde âbıhayat akan yer.

      Beyaz kuşlarla ve günlerce yolculuk,

      Sihirli Hind’e doğru açılan dibâ;

      En sonunda, bereket akıtan oluk;

      Olgun yemişleri yere değen Tûbâ.

1936 tarihli şiiri. Varlık dergisi, 15.07.1937

      EKMEK

      Dilimin ucunda bir eski arkadaş adı,

      Unutulmuş şekilleri taşıyan bulutlar;

      Bir gökyüzü genişliğiyle ruhuma dolar

      Otların içine sırtüstü yatmanın tadı.

      Avucumda, sıcaklığını duyduğum ekmek;

      Üstümde hâtırası kadar güzel sonbahar;

      O bembeyaz, o tertemiz bulutlara dalar;

      Düşünürüm bir çocuk türküsü söyleyerek.

1936 tarihli şiiri. Varlık dergisi, 01.03.1952

      ÖLÜMDEN SONRA NEŞELENMEK İÇİN LİED

      Ben