Yavuz Nufel

Zer Mi? Hiç Mi?


Скачать книгу

Var’ı okumak gerek. Çünkü hepimizin lâlezar anlayışı da alacağı tadlar da farklıdır.

      Lalezarda Deli Var’ın ikinci bölümünde ise şairin şiir tadındaki makaleleri yeralmış. Burada makaleler hakkında bir yorum yapmayacağım. Sadece yorum yapabilmeniz için Nüfel’in makalelerinden birini aşağıda sizlere sunacağım. Kitabı bir bütün olarak okuduktan sonra da yorumu siz yapacaksınız.

Murat TuncelEğitimci/YazarAnafilya Dergisi....

      Yavuz ağabey,

      Her iki kitabınızı da okudum. şiirlerinizi yorumlamak bana düşmez lakin çok beğendiklerimden söz edebilirim ancak.

      “Enkaz altında” şiiriniz bence evrensel yaklaşımı tamamen yakalamış ve Türk şairleri arasında sizi en üst boyutlara taşıyabilecek önemli bir çalışmanızdır diye düşünüyorum.

      “İbadet” şiirinizi literatür bir çalışma olarak değerlendiriyorum.

      “Hayat” şiirinizi tam anlamıyla felsefe olarak değerlendiriken, Nazım Hikmet ile Özdemir Asaf’ın birleştiğ yer olarak tanımlamanın doğru olacağı inancındayım.

      “Ne düşler yorulsun, ne büyüler bozulsun” ve “Her devrin adamına” şiirleriniz için sizi tebrik etmekten başka diyecek bir şey yok.

      Aşkı tarif eden “sayfa 57” ve “sayfa 61” deki şiirleriniz biraz üstüne gidilebilse dillere pelesenk olabilecek tatta yazılmışlar.

      Sayfa 67 deki “günümüzün en iyi vatandaşı” şiiri dönem şiiri olarak sloganlaşmalı hatta siyasi çalışmalarda aitasyon maksatlı kullanılmalıdır diye düşünüyorum.

      “Her şey parayı bulana kadar mı?” şiirinizin üstüne konuşmak değil sadece oturup düşünmek lazım. Şimdilerde 12 Eylül zedelerin en büyük çelişkisine yalın bir anlatımla parmak basıyorsunuz.

      Bir sorum da şu;

      Enkaz altında şiirinizi önce size, sonra da yayıncım izin verirse yeni baskılarda kitabımda yayınlamak isterim.

Sami DündarYazar / Yapımcı/ Yönetmen

      LALEZAR’da DELİ VAR kitabını okudum. Beğendim, kutlarım.

      Okudukça birçoğunu daha önceleri de okuduğumu anımsadım. Kitapta bir bütün oluşturmuş anılar, anlatılar.

      Şiirleri tekrar okumam gerekiyor, şiir öyle roman gibi okunmuyor çünkü.

      Dil yönünden eleştirilecek bir şey gözüme çarpmadı. Tasarımda bazı yerlerdeki yanlışlar olmasaydı elbette daha iyiyidi ama… Olsun, o kadar kusur kadı kızında bile var.

      Bana “Ağabey, ben deli miyim?” diye soruyorsun kitabının ilk sayfasında, kendi ellerinle yazdığın imzaladığın anıda. Bu sorunun yanıtı çok basit Yavuz:

      Sen hiç deli olmayan birini gördün mü?

      Hangimiz deli değiliz ki!

      Önemli olan deliliğimizin bizlere neler yaptırdığı, faydacı ve

      zararlı yönleridir.

      Kimine adam öldürtür, kimine şiir yazdırır.

      Deliliğin karşıtı değildir AKILlılık.

      Delilik ve akıllılık aynı yeti ve ruhsal durumun, aynı öğenin

      aynadaki simetrik görünümü gibi eşdeğeridir.

      Her akıllı bir o kadar da delidir kısacası.

      Bu konu filozofik ve üzerinde çok şey yazılıp söylenebilir.

Halit UmarDr. Yazar

      ….

HAYAT

      söylenmediyse

      bu güne dek.

      artık

      söylemek gerek!

      iki nokta arasında kalan

      çizgi değildir hayat;

      ancak,

      kalınlığı kadardır

      çizginin…

      mesele,

      enine yaşamak

      Yavuz Nufel

      Yavuz Nufel’in Deniz Basımevi-Rotterdam yayınları arasında 2000 yılında çıkan “şiirmatik” adlı kitabının 46. sayfasında yer alan “hayat” adlı şiirini kendimizce tahlil etmeye çalışalım.

      Görüldüğü gibi şiir on bir dizelik tek bir parçadan oluşmuş ve bend kullanılmamıştır. Kitapta yer alan birkaç şiir dışında bütün şiirler bend kullanılmadan meydana getirilmiştir. Şair, şiirinin dış yapısı ile ilgili tercihini bu şekilde kullanmıştır.

      Muhteva yani içerik yönünden şiirin konusu hayat olmakla birlikte; tematik yanı hayatın nasıl yaşanılması gerektiği konusunda yoğunlaşıyor. Şiir bentlerden oluşmamakla birlikte şiiri:

Giriş

      “söylenmediyse

      bu güne dek.

      artık

      söylemek gerek!”

Gelişme

      “iki nokta arasında kalan

      çizgi değildir hayat;

      ancak,

      kalınlığı kadardır

      çizginin…”

Sonuç

      mesele,

      enine yaşamak”

      bölümlerine ayırabilmek mümkün. Hayat doğum ve ölüm adı verilen iki nokta arasında kalan çizgi değildir diyor şair. İki nokta arasındaki çizginin boyundan ziyade kalınlığının önemini belirtiyor. Doğum ve ölüm adlı iki noktanın arasındaki uzaklığı ayarlamak elimizde değil elbette, ama o iki noktayı birleştiren çizgiyi kalınlaştırmak bizim elimizde. Zaten şaire göre hayat o çizginin boyu ile değil kalınlığı ile ilgilidir. Mesele, “enine yaşamak” diyerek “hayatı dolu dolu yaşamak” ifadesini kendine has bir üslupla dile getiriyor. Evet, şair çizgi objesini o kadar güzel kullanıyor ki, onu bir imaja dönüştürüyor ve mesajını veriyor.

      Prof .Dr. İsmal Çetişli: “Şair ne söylüyor?” sorusunun cevabı, şiirin muhtevasını oluşturur, diyor. Ben, şairin ne söylediğini anladığım şekliyle anlattım. Sizler, elbette ki kendinize göre başka anlamlar da çıkarabilirsiniz. Zaten şiir de bu demektir. Şiirin bir matematiği vardır, fakat matematik gibi kesin sonuçları yoktur. Her okuyucu kendince bir anlam çıkarır.

      Ahmet Haşim: Şair’in dili söz ile musiki arasındadır, fakat sözden daha çok musikiye yakındır, der. Geleneksel şiirde ahengin oluşmasına büyük katkı sağlayan vezin, durak, kafiye, redif gibi unsurlar serbest şiirde ön planda değildir. Metnin içerisine serpiştirilmiş kafiye ve rediflere rastlanılsa da serbest şiirde ahenk aliterasyon, asonans, tekrir, tekrar ve ses yansımaları gibi sanatlarla meydana getirlir. “Hayat” şiirini bu yönüyle incelediğimizde;

      söylenmediyse

      bu güne dek.

      artık

      söylemek gerek!

      iki nokta arasında kalan

      çizgi değildir hayat;

      ancak,

      kalınlığı