Yavuz Nufel

Zer Mi? Hiç Mi?


Скачать книгу

sesleriyle kafiye yapılmış.

      Yine dizeler dikkatle okunduğunda e-a-ı-i sesleriyle yapılan

      asononsları; y-k-l gibi seslerle yapılan aliterasyonları görüyoruz.

      Hacim olarak küçük, sanatsal boyutuyla büyük olan bu şiirin

      içerisinde yukarıda belirttiğimiz söz sanatlarından başka bir de “kat”

      dediğimiz mana sanatı vardır.

      “ancak,

      kalınlığı kadardır

      çizginin…”

      Şairin, sözü bir noktada keserek (…) üç nokta ile bitirmesinin

      nedeni; şiirde düşünce kısırlığı meydana getirmemek ve heyecanı

      zayıflatmamaktır. Dolayısıyla Şair Yavuz Nufel yerinde bir mana

      sanatı (kat) yaparak şiire bir başka güzellik katmıştır.

      İyi şiir kendini ezberletir. / Metin Demirtaş.

      “Mesele, enine yaşamak” Şair Yavuz Nufel’in Kapadokya Şiir

      Şöleni’ninde imzaladığı “Şiirmatik” kitabını okuduğum andan

      itibaren beynimde yer eden bu dizesi onun, şair olarak gücünü

      göstermeye yetip artıyor. Şiiir severlerin okuması gereken

      kitaplardan biri de “şiirmatik”tir. Benden söylemesi…

Rasim KÖROĞLUEğitimci /Hiciv Şairi

      ŞİİRLER

      tekerleme

      yazsam yasak

      küfretsem günah

      kafamdakileri

      zamana bıraksak da mı

      saklasak

      ya da uluorta anlatıp

      en azından

      gözaltına mı alınsak

      yas

      gökyüzünde

      ‘33’ten kalma dolunay

      sokaklar dazlak dolu

      kafamda duygu anarşisi

      içimi saran korku

      İngiltere’de

      Fransa’da

      Hollanda’da

      Belçika’da

      Almanya’dayım

      sabahı olmayan gurbetlerin

      yıllardır akşamındayım

      kuduz dazlak ısırdı

      aşı sırasındayım

      üç kurban Mölln’de

      beş kurban Solingen’de

      çok derin yaslardayım…

      sevmek

      sevmek

      akıllı işi değil

      hep susacaksın

      sevmek

      bana göre değil

      hep kaçacaksın

      sevmek

      ölüm de değil

      bir gün anlayacaksın

      sevmek

      bir günde

      dört mevsim yaşamaktır

      seversen

      yaşayacaksın

      ben Yavuz Nufel

      yıl

      1960

      yerler

      karla kaplanmış

      dışarı

      soğuk mu soğuk

      rüzgâr

      ıslık çalıyor

      boğuk boğuk

      Havza’nın

      Çamyatağı Köyü’nde

      bir ev vardır

      hemen cami önünde

      mevsimlerden

      kış

      aylardan Mart’mış

      Rasim ile İftâde’den

      Allah beni yaratmış

      kör gözlü kör ebe

      kör jiletle kesmiş

      göbeğimi

      o gündür bu gündür

      göbeğim kesiktir benim

      E-5

      akı yok

      karası var

      yarası yok

      parası var

      bu şehrin

      hızlı zamparası var

      bak zampara

      bu orospu

      onu arabana at

      onunla hemen yat

      düzen

      kurtlar sofrası

      payına

      orospuluk düşmüş

      zaman

      öğle sonrası

      gece yarısı

      mekân

      araba arkası

      otel odası

      orospu

      parayı bastırana

      hazır apış arası

      kaç kişi sordu

      nedir yürek yarası

      iz bırakan hatırası

      kaç kişi bilir

      neden olmuş sokakların yosması

      kader(mi)

      bir makam tutmadı

      asırlardır sazımız

      kıta kıta dolaştık

      değişmedi yazımız

      yazları el aldı

      kış bize kaldı

      sevdik

      kurdu, kuşu, yılanı

      sarıyı, siyahı ve beyazı

      sırtımızda patladı

      hoşgörünün çıbanı

      çiçeği el aldı

      dal bize kaldı

      öğrettiler

      kaç bucakmış dünyayı

      boğazımız sıkıldı

      basamadık narayı

      baharı el aldı

      güz bize kaldı

      gönül yarası

      bedenimde hissettiğim

      uzanıp da

      erişemediğim

      sebebini bilmediğim

      bir duygu var içimde

      kimsenin bilmediği

      kendimin