zan(kötü düşünmedir) su-i zan gereksiz yere başkaları hakkında kuşkuya düşmek Allah(c.c)’ın kullarını kötü sanmak doğru değildir.
Kötü zan insanı kendini beğenmeye götürür ki bu da çok çirkin bir huydur. Sevgili Peygamberimiz(s.a.v) buyurmuştur. Zandan sakınınız zira zan sözün en yalanıdır.
Atalarımız İslam ahlakının bu güzel prensibini, hüsn-ü zan, vilayettir. Sui zan cinayettir. Ve her geçeni Hızır her geceyi kadir bil özdeyişleri ile hayata geçirmişlerdir.
Allah katında duadan daha değerli bir şey yoktur. Dua eden insan, Allah’ın yüceliği karşısında kendi aczini itiraf eder.
Onun yücelik ve büyüklüğünü sevgi ve saygı hisleriyle takdir eder. Rabbinden dünya ve ahirette iyilik ve nimet ister.
Günah ve hatalarını affetmesini diler. Sıkıntılı ve zor zamanlarında O’na yönelir. Duanın kendisini kullarım sorarlarsa(bilsinler ki) gerçekten ben (onlara çok) yakınım. Bana dua edince dua edenin duasına cevap veririm.
İşittiği söze ceza da verse Allah’tan daha sabırlı hiçbir kimse yoktur. Allah’a çocuk isnat edenlere bile sağlık afiyet ve rızık vermeye devam eder. (Buhari)
Hadis-i şerifte Allah’ın çok sabreden anlamına gelen güzel isimlerinden(sabır) ismine dikkat çekilmektedir. Onun kullarına ne kadar çok merhametli ve sabırlı olduğu vurgulanmaktadır. Allah’a çocuk isnat etmek O’na karşı en büyük haksızlık ve iftira olmasına rağmen o, buna sabretmektedir. Bunu yapanlara bile Allah belki öğüt alırlar diye (Rezzak) isminin gereği olarak da yaratıklarına (hilm) yumuşaklıkta muamele ederek onlara sağlık ve afiyet vermektedir. Bu itibarla toplumsal hayatta şahsımızı incitebilecek, nefsimize zor gelen söz ve davranışlara ani infialler gösterip daha kötü sonuçlara sebebiyet vermek doğru bir davranış değildir. En güzel bir şekilde karşılık vermektir. (Kur’an’ın müminlere en güzel tavsiyesidir) (Furkan süresi)
Kâşif gerek mazahiri esmayı bilmeye
Arif gerek hakayik-i eşyayı bilmeye
O kimse kim hakikati nefsine bilmeye
Mümkün müdür o kimse Mevla’yı bilmeye.
Kalbidir salikin nazargahı
İder anda tecelliler seyran.
Okunur kalbde dersi ilmiledün.
Keşf olur anda salike irfan.
Düşme sakın haveye uyup kaydı şehvete
Şehvet bu yolda salike bin bir hicapdır.
Adata meyil edüp ol kayda etme itibar
Adata meyil edenler vuslat sabırdır.
Esbabı perde eyleme çeşm-i basirete
Esbab müsebbibin yüzüne hep nikapdır.
Havassın hükmünü gel eyle tatil,
Basiretle olasın hakka vasıl.
BİNLERCE HAMDI
Binlerce hamd şükran sana,
Ya Rabbena ya Rabbena,
Niyazımız her an sana,
Ya Rabbena, ya Rabbena
Hep kâinat emrindedir,
Her şey senin iznindedir.
Hikmet ve sır ilmindedir,
Ya Rabbena, ya Rabbena
Doğsun hidayet ver de nur,
Bahşet ibadetten huzur,
Etsin saadetler huzur,
Ya Rabbena ya Rabbena
İslamla oldur bizleri,
İmanla öldür bizleri,
Lütfunla güldür bizleri,
Ya Rabbena ya Rabbena
Enfâl Sûresi
Bismillahirrahmanirrahim.
1. (Ey Muhammed!) sana ganimetler hakkında soruyorlar. De ki: “ganimetler, Allah’a ve Resulüne aittir. O halde eğer müminler iseniz Allah’a karşı gelmekten sakının aranızı düzeltin, Allah ve Resulüne itaat edin.”
2. Müminler ancak o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir. O’nun ayetleri kendilerine okunduğu zaman (bu) onların imanlarını artırır. Onlar sadece Rablerine tevekkül ederler.
7. Hani Allah size iki taifeden birini o sizindir diye vaat ediyordu. Biz de güçsüz olanın sizin olmasını istiyordunuz. Oysa Allah, sözleriyle hakkı meydana çıkarmak ve kâfirlerin ardını kesmek istiyordu.
8. Bu, suçlular hoşlanmasa da Allah’ın hakkı ortaya çıkarması ve batılı ortadan kaldırması içindi.
9. Hani Rabbinizden yardım istiyor, yalvarıyordunuz. O da “ben size ard arda bin melekle yardım ediyorum” diye cevap vermişti.
10. Allah bunu, sadece bir müjde olsun ve onunla kalpleriniz yatışsın diye yapmıştı. Yoksa yardım ancak Allah katındandır. Şüphesiz Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
17. Savaşta onları siz öldürmediniz fakat Allah onları öldürdü. Attığın zaman da sen almadın fakat Allah attı. Müminleri, tarafından güzel bir imtihanla denemek için Allah öyle yaptı. Şüphesiz Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
18. İşte durum bu: (Allah müminleri güzel bir şekilde dener). Bir de Allah, kâfirlerin tuzağını zayıf düşürendir.
19. (Ey inkârcılar!) Eğer fetih istiyorsanız işte fetih geldi eğer (peygambere karşı gelmekten) vazgeçerseniz, bu sizin için daha hayırlı olur. Eğer dönerseniz bir de döneriz. Çok olsa bile topluluğunuz size hiç fayda vermez. Çünkü Allah müminlerle beraberdir.
25. Sadece içinizden zulmedenlere erişmekle kalmayacak olan bir azaptan sakının ve bilin ki Allah azabı çetin olandır.
26. O vakti hatırlayın ki siz yeryüzünde güçsüz ve zayıf idiniz. İnsanların sizi kapıp göstermesinden korkuyordunuz. Derken Allah sizi barındırdı, yardımıyla destekledi ve sizi temiz şeylerden rızıklandırdı ki şükredesiniz.
27. Ey iman edenler! Allah’a ve peygamber’e hainlik etmeyin. Bile bile kendi (aranızdaki) emanetlerinize hainlik etmeyin.
28. Bilin ki mallarınız ve çoluk çocuklarınız birer deneme aracıdır. Allah katında ise büyük bir mükâfat vardır.
35. Onların, Kabenin yanında duaları ıslık çalıp el çırpmaktan ibarettir. Öyle ise (ey müşrikler) inkâr etmekte olduğunuzdan dolayı tadın azabı.
36. Şüphe yok ki, inkâr edenler mallarını (insanları) Allah yolundan alıkoymak için harcarlar ve harcayacaklardır. Sonra bu mallar onlara bir iç acısı olacak, sonra da yenilgiye uğrayacaklardır. İnkâr edenler toplanıp cehenneme sürüleceklerdir.
43. Hani Allah sana onları uykunda az gösteriyordu. Eğer onları çok gösterseydi elbette gevşerdiniz ve o iş hakkında birbirinizle çekişirdiniz. Fakat Allah (sizi bunlardan) kurtardı. Çünkü o, göğüslerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilendir.
44. Hani karşılaştığınız zaman onları gözlerinize az gösteriyor, sizi de onların gözlerinde azaltıyordu ki Allah, olacak bir işi gerçekleştirsin. Bütün işler Allah’a döndürülür.
45. Ey iman edenler! (savaş için) bir toplulukla karşılaştığınız zaman sebat edin ve Allah’ı çok anın ki kurtuluşa eresiniz.
46. Allah’a ve resulüne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin.
Sonra gevşersiniz