Rita Sultangaliyeva

Sabit Mukanov Romanlarında Diyalog Kullanımı


Скачать книгу

konumunu ortaya koymakla işe başlar” [7].

      Sabit Mukanov hakkındaki araştırmaları derinleştirerek, başarılı çalışmalar yapanların sayısı az değildir. T. Nurtazin, A. Tajibayev, M. Karatayev, B. Kenjebeyev, T. Kakişev, S. Kirabayev, A. Nurkatov, K. Jarmagambetov, S. Seyitov, M. Hasenov, K. Er-göbek, S. Makpıroğlu, R. Turısbek ve diğer bilim adamlarının ilmi çalışmaları ve yazarın ustalığını araştırırken ortaya koydukları eserler, Sabit Mukanov’un önemli kaynakları oluvermiştir. Yazarın edebi mirası haline gelen bu bilimsel çalışmalar, ayrı tarzlarla değil, poetik yaklaşımla geniş açıdan araştırılarak incelenmiştir. Fakat bununla birlikte, bizim incelemek üzere olduğumuz yazarın eserlerindeki diyalog konusu, yapılan bütün araştırmaların dışında kalmış gibidir. Bizim irdeleme konumuz sadece diyalog hakkında genel bilgi verip, yüzeysel açıdan araştırmakla yetinmeyerek, Rus ve Kazak edebiyat bilimindeki diyalogun teorik açıdan araştırılmasını esas alıp, Sabit Mukanov eserlerindeki diyalogun üstlendiği görevi belirler ve muharririn diyalogu kullanırken öne koyduğu amaçları ile yazarlık ustalığının yeni bir yanını ortaya koyar.

      Sabit Mukanov romanlarındaki diyaloğu kullanma özelliklerini belirlemede yazarlık ustalığı önemli bir yer tutar. Bu yaratıcı süreçteki diyalogla kahramanın dilini ulaştırma, bireyselleştirme, karakteri tanıtma ve canlandırma şeklini, M. Bahtin, L. Ginsburg, A. Çudakov, V. Halizev, A. Belitskiy, G. Abramoviç ve diğer ilim adamları çalışmalarında incelemişlerdir. Diyalog meselesinin inceliklerini ortaya koymada Sabit Mukanov’u esas almışlardır.

      Kazak edebiyatında, eserlerdeki kahraman dilini özenle araştırarak, monolog, diyalog meselesi hakkında fikirlerini öne süren bilim adamları içinde A. Baytursınov, M. Avezov, K. Jumaliyev, Z. Kabdolov, H. Adibayev, A. Narımbetov, T. Sıdıkov, B. Maytanov, Z. Bisenğali, T. Rahımjanov’u sıralayabiliriz. Nesir çalışmasını oluşturan edebi parçalarda, diyalogdan ziyade monolog üslubu daha çok araştırılmıştır. Bunların içinde G. Piraliyeva’nın ‘İç Monolog’ (1994) adlı ilmî çalışmasını gösterebiliriz. Diyalog ise özel bir araştırma alanı olmasa da, karakteri canlandırmanın, kahraman portresini açıkça göstermenin verimli bir yöntemi olarak az çok sözü edilen türlerdendir. Diyalogun yazar dilindeki kullanılışı, genç araştırmacı Ş. Abişeva’nın yakın bir tarihte savunulan ‘Jusipbek Aymavutov Romanlarındaki Diyalog Kullanma Örnekleri’ (2005) adlı ilim adaylığını savunma tezinde özel olarak incelenmiştir.

      Yazarın özel beceri kabiliyetinin yüksek olduğunu ve birçok yönteme hakim olduğunu düşünürsek, kahramanın karakterini ortaya koyup, açıkça göstermede esas anahtar sayılan, yazarlık ustalığının bir yanını ortaya koyan diyalog yöntemini ayrı, belli bir sistemle inceleyerek, yazarın eserlerindeki çeşitli diyalog örneklerini sadece edebi özellikleri açısından değil, işlevsellik açıdan da ortaya koymak, günümüzde yapılmasına ihtiyaç duyulan araştırmalardan biridir.

      1

      ‘BOTAGÖZ’ ve ‘SIR DERYA’ ROMANLARINDAKİ DİYALOG ÖRNEKLERİ ile BU DİYALOGLARIN KAHRAMAN KARAKTERİNİ TANITMADAKİ GÖREVİ

      Diyalog, insan yüreğinde kopan fırtınaları yansıtmadığı ve açıp göstermediği sürece anlamını yitirir.

M. Bahtin

      XIX. asırdaki Batı Avrupa ile Rus romanındaki diyalogun işlevsellik farklılığını A. İ. Beletskiy: “…birincisinde kendi yarattığı tiplerin yaşam biçimlerinden haberdar eden bir süs eşyası gibi, diğerinde okuyucusunu kahramanın iç dünyasındaki değişimle karşı karşıya getirerek, onu yakından tanıtmak için gerekli olmasına” [8, 183 s] bakarak ayırır. A. İ. Beletskiy, “İnsan kişiliğini oluşturarak onun kim olduğunu açıp göstermeden önce diyalog, hikâye dinamikleri ile dramatik gerilimi göstermek için kullanılır.” derken, bu tezlerini Rus masalları ile kahramanlık destanları kaynaklarına dayanarak savunmaya çalışmıştır. Bilim adamı özellikle bulmacanın basit diyalog kalıbı şeklindeki hizmetine, diyalogun epik üç parçalık kanunuyla ilintili olduğuna önem vererek, dramatik diyaloğun birçok çeşidini ortaya koymuştur.

      Rus edebiyatında diyalog konusunu araştıran bilginlerden biri olan V. E. Halizev, “Edebiyat Teorisi” adlı eserinde Schlegel diyaloglarını inceleyerek, onların temellerini açığa kavuşturmuştur. Bilim adamı için diyalog, insanların (iki ya da daha fazla kişinin) iletişiminden ibarettir. Ona göre, diyalogda yer alan kahramanlar, zaman zaman rollerini değiştirirler. Bir an konuşmacı olan kişi, daha sonra dinleyici rolüne bürünebilir [4, 232 s].

      Yazar, dış duygularla iç duyguların değişimini tasvir etmede dolaysız anlatım imkânına sahiptir. Bununla birlikte, kahramanın konuşmalarıyla karakteristik özelliğini belirginleştirmek açısından ona büyük görev düşer. Her insanın sözel becerisi, karakteristik yanlarını açık bir biçimde ortaya çıkarır. Her kelime birer haberci gibi, kahramanın iç dünyasındaki fırtınaları net ve emin bir biçimde gösterebilmektedir. İnsanların sosyal durumunu, dünya görüşünü konuşma tarzındaki çeşitli ağız ve jargon unsurlardan yakalayabiliriz. Bunun neticesinde belli karakterlere ait kelime hazinesiyle, inandırıcı tasvirler yapmak mümkün olur. Diyalog ile duygu ve moral durumunun incelikleri büyük bir duygusal ve ruhsal tempoyla geniş açıdan ele alınabilir. Tam zamanında üzerinde durmadan geçilmemesi gereken aralar, tonlama kalıpları ve kahramanın mimik betimlemelerinin hepsini toplayarak, olaylarla birlikte hareket eden açıklamaları tasvir etme kıvraklığı şaşırtıcıdır.

      L. Ginsburg “Tolstoy’un diyaloglarının karakterin her kelimesinden ortaya dökülen psikolojik kontrol sınırlarının ilerleyeceği safhalarda geliştiğini” [9, 374 s] dile getirir. Bunun yanı sıra “Monolog gibi diyalog da yazar açıklamalarıyla örtülür. Tonlama açısından yapısı, özel sözlerin dile getirilmesi, yüz, bakış açısı ya da gülümseme gibi netlikler olmadan ileriye doğru hareket etmek imkânsızdır” [10, 263 s]. Demek ki L. Tolstoy’u sadece sırları kapsayan anlık açıklamaların değil, sohbet eden tarafların birbirlerinin duygu düşünceleriyle alakalı ani tepkilerinin, karşı tarafın konuşmalarını algılama davranışının da çok ilgilendirdiğini görebiliyoruz.

      “A. P. Çehov diyaloglarında da yazarın etkili iletişimi sık görülür. Fakat onlar konuşma içeriğiyle pek uygun düşmez. Burada da gerçek olayları oldukça geniş bir biçimde kapsamayı amaçlayan gereksinimi fark ettiren nesnel konum ortaya çıkmaktadır. Tasvircinin dikkatli bakışı, dış çevreyi, kahramanın konuşma sırasındaki yürüyüşünü ve hareketlerini aynı anda kontrol eder.” [11, 146-153 ss].

      Çehov için diyalog, büyük bir iletişim sahnesidir. Genel olarak dile getirildiğinde kendine has içeriği yoğun bir biçimde dramatize edilmiştir. En önemlisi de ebedi hayatla ilgili oldukça büyük bir iletişim sahnesidir.

      M. Bahtin, felsefe, psikoloji, dilbilim, edebiyat bilimlerinin birleştiği noktada diyaloğun araştırılması gerektiğini dile getirmiştir. O, “Bireyin iç dünyası diyalog ve monologlardan oluşur.” demiştir.

      “Şuurun diyaloğa dayalı doğası, insan hayatının diyaloğa dayalı ihtiyacı demektir. Hayat, kendi doğası gereği diyaloglardan oluşur. Yaşamak; gözle, dudakla, elle, ruhla, bütün vücutla, davranışlarla diyaloga katılmak, diyaloğun içinde olmak demektir. O, kendisini konuşmaya kaptırır ve canlandırdığı insan hayatının diyaloglardan oluşan parçasına dâhil olur.” [12, 435 ss] diyor M. Bahtin.

      “Diyaloğa dayalı ortamların meydana gelmesinin en önemli nedenleri, iletişimin yoğun olmasıdır. Bir bireyin söylediği sözlere ikincisinin cevabı gerektiği anda diyaloga dayalı iletişim kurulmuş olur. Söz ise, herhangi bir şekilde yazar tarafından söylenmesi gereken birikimlerdir. Sözün gerçek yapısı, o sözü dile getiren insanla tek vücut olmasıyla açıklanabilir. Bu ikiliyi