Rita Sultangaliyeva

Sabit Mukanov Romanlarında Diyalog Kullanımı


Скачать книгу

de açığa kavuşur. Dostoyevski’nin her bir karakteri diğerlerinden ayrıcalıklı yere koyması, büyük manevi aydınlatıcı tarafı olması sebebiyledir. Onların dış dünyadan ayrı, kendi içindeki ve hayal dünyasındaki alemlerinin kişisel bir modeli (örneği) vardır. Dostoyevskiy’in ortaya koyduğu şahıslar her zaman kendi kendilerini denemeye yatkındırlar. Çeşitli eylemler ile yüreğe huzur vermeyen oldukça önemli ahlaki, etik meselelere doğru yönelirler ve adil yanıtlar bulmak için büyük mücadelelere girişirler. İç diyalog ya da M. Bahtin’in terminolojisinde geçtiği şekliyle mikro diyalog, Dostoyevski psikolojisinin en güçlü silahıdır.

      Zamana, insan anlayışına, toplumun siyasi ve sosyal durumuna, vicdan yapısına göre sanattaki edebi metotların da değişebileceği gerçeği vardır. Oysa yeni yapı, eski kalıpların kalıcılığını ve kullanışlılığını yok edemez. Eski deneme yöntemleri başka bir sahada, fakat hep ortak amaçlar için kullanılır. Bu amaçlar, sanat değeri yüksek olan gerçek karakterleri canlandırmak, devrin fikirlerini hayata geçirmek, bugünkü ve gelecek nesillerin yaşayışını ve hayata olan bakış açısını, manevi yaşam biçimlerine uygun insanlık değerlerini, ahlâki normları, nasihat ederek güçlendirmektir. Dünyadaki ideolojik, estetik başarılar, dikkatli bir biçimde ayıklanarak, edebiyatta benzersiz ve yenilikçi örnekleriyle zenginleşmeyi sürdürecektir. Kalıbın eski parçaları da yazarların özel ustalık becerileri sayesinde belli eklemelerle yenilenerek gelişecektir.

      Mesela, M. Gorki nesrinde, L. Tolstoy’un yaratıcılığındaki gibi, kalabalık sahnelerdeki çok sesliliğin büyük bir görev üstlendiği bellidir. Fakat burada o konuyla ilgili sahne kurulumlarıyla yan yana devam ederek, karakterler savaşı, ideolojik çatışma sahnesine döner. M. Gorki, çeşit çeşit insan topluluklarını göz önüne getiren türlü kurulumlardan oluşmuş diyalogları bir bölümde birleştirerek tasvir etme konusunda ustadır. Adı geçen durumlarda hikâye, hareket, diyalog şeklindeki iç monolog sahiplerinin kendi aralarındaki ilişkileri türlü süslemelerle özel bir biçimde görkemli hale getirilir [13].

      Bu bahsi geçen durumlar, Rus edebiyatındaki diyaloğun araştırılma durumunu göstermektedir ve dünya edebiyatındaki nesir örneklerini karşılaştırmalı biçimde araştıran edebiyat alanındaki Rus bilim adamlarının değerli kuramsal çalışmalarıdır.

      Kazak Edebiyat biliminde diyaloğun edebi hizmeti Rus edebiyatındaki gibi özel olarak araştırma alanına alınmış olmasa da, onun eser yapısındaki görevinin önemi hakkında öne sürülen fikirler oldukça fazladır.

      İlk olarak A. Baytursınov’un “Edebiyat Rehberi” (1926) [14] adlı eserinde diyalog türü eserler, içeriğine göre sınıflandırılarak ‘karşılıklı konuşturmak’ diye adlandırılmıştır. Fakat M. Avezov diyalogu ‘sohbet ettirmek’ [15] diye vermiştir. Profesör K. Jumaliyev “Edebiyat Teorisi” (1964) [16] adlı yapıtında diyalogu, dram eserlerinin esas gereci, bu türde insan imajının diyaloglar aracılığıyla oluşturulduğu üzerinde durarak ilmi değerlendirmelerde bulunmuştur. Akademisyen Z. Kabdolov’un teorik araştırmalarında, diyaloğun işlevi edebiyatın diğer edebi yöntemleriyle bağlantılı olarak net bir şekilde incelenmiştir.

      Diyalogun önemli işlevinin anlamını Kazak yazarlarının eserlerini esas alarak araştıran, Rus muharrirlerinin yapıtlarındaki diyalogun seçkin örneklerinden bahseden bilim adamı B. Maytanov’un eserlerindeki görüşler de önemlidir. ‘Kazak Romanı ve Psikolojik İnceleme’, ‘Sanatsal Kaynak’ adlı çalışmalarında XX. asır edebiyatındaki Kazak romanını inceleyerek diyalogun kahramanların psikolojini ortaya koymadaki işlevini gösterir. Tanınmış bilim adamı H. Adibayev da ‘Yetenek. Zevk. Kader.’ adlı çalışmasında eserleri incelerken diyalog meselesine değinmiştir. Profesör T. Rahımjanov “Roman Sanatı” adlı araştırmasında Sabit Mukanov’un ‘Hayat Okulu’ romanındaki diyalog, monolog örneklerinden misaller vererek, onların kahraman karakterini, psikolojisini açıp göstermede, karakteri tanıtmada önemli işlev yüklendiği hakkında değerli görüşler öne sürmüştür.

      Diyalogu ‘İki insanın konuşması, fikir alışverişinde bulunması, sohbet etmesi’ [33, 566 s.] olarak dar anlamda açıklamak mümkün değildir. O, edebiyat biliminde özel bir anlama sahip kategoridir. Diyalog, farklı fikirlere sahip insanların iç dünyasının, hayata bakış açılarının, gayelerinin karşılaşmasıdır. Bu yüzden böyle önemli mesele özel bir araştırmayı gerektirir. Bu arada Kazak edebi nesrinin ustası Sabit Mukanov’un eserleri, edebi diyalog oluşturmaya gerçek bir örnek olabilmektedir.

      Diyalog aracılığıyla insanlar sıkı bir iletişim içine girip manevi ve kültürel ilişkiler kurar ve günlük hayatlarından haberdar olurlar. Toplumdaki yerlerini bulur, yönlerini belirlerler. Roman türünü araştıran M. Bahtin’in dediği gibi: “Hakikati aramanın diyaloğa dayanan yöntemi, hazır duran hakikate sahip olmak isteyen gerçek monologizmle her hangi bir gerçeği öğreneceğiz diye düşünen insanların güvenini karşı karşıya getirmektedir. Hakikatler, tek bir insanın etrafında meydana gelmez ve gerçekleşmez. O, hakikati arayan insanlar arasında, onların diyalog konuşmaları sırasında ortaya çıkar” [12, 26 s].

      Hakikaten de insanların yaşamsal, siyasi, sosyal ilişkilerinde diyaloğun önemi büyüktür. Bu arada ele alacağımız mesele, insanların gerçek yaradılışını tasvir eden edebi eserdeki diyalogun bin bir çeşitleriyle birlikte işlevleridir.

      Meşhur şair ve araştırmacı Oljas Süleymenov, ‘Tarihin Taslağı Olmaz’ (1987) adlı makalesinde diyaloğun hayattaki işlevine büyük önem veriyor. Araştırmacının çıkardığı sonuçlara göre, “Diyalog, demokratik hayatın bir aynasıdır. Diyalogu etkileşime sebep olan bir ilim olarak her topluluğun hayatına sokmak lazımdır.” [34, 3 s] Bu, yazarın edebi eserdeki diyaloğa değil, onun hayattaki işlevine verdiği değerdir.

      Kazak edebiyatının 2005 yılında piyasaya sürülen ansiklopedik rehberinde diyaloğa, “Diyalog (yunanca dialogos) karşılıklı konuşma, sohbet etme şekli, iki ya da daha fazla kişilerin fikir alışverişinde bulunması; ilmi ve edebi eserde kullanılan yöntemdir. Diyalogda iletişime dayalı dramatik girişimler, tonlama ve ritim çok sık meydana gelir.

      Diyalog, edebi eserin veya tiyatro eserinin insan karakterini, sanatsal fikrini ortaya koymada, gizemli imaj oluşturmada çözümleyici işleve sahip en önemli aracıdır. Yani, diyalogda her karakterin kelime kullanışından, düşünce şeklinden, konuşma özelliğinden onun iç dünyası açığa çıkmaktadır. Yazarın ustalığı da onun her kahramanı fıtratına, huyuna suyuna, düşünce şekline göre konuşturmasından belli olur. Bu yüzden anlamlı diyalog ve kahramanı konuşturma ustalığı, edebi eserde halkın dil zenginliğini bolca ve yerli yerinde kullanarak başarıya ulaşma yollarından biridir” [35, 158 s] diye, bir açıklama getirilmiştir.

      “Edebiyat Bilimi. Terimler Sözlüğü’nde” (2006. Üçüncü baskı) diyaloğu “karşılıklı konuşturma” diye açıklıyorlar. “Edebi eserde iki kahramanın ya da birkaç kişinin bir arada konuşması, onları konuşturma yöntemidir. Tiyatro eseri neredeyse tamamen diyaloğa, karşılıklı konuşmaya ve kahramanı konuşturmaya dayanarak, monologu esas alarak oluşturulur”. Yukarıda bahsettiğimiz gibi, diyalogu M. Avezov’un ‘sohbet ettirmek’ dediği bellidir.

      Diyalog, kahramanları sadece karşılıklı konuşturmak değildir; konuşan kahramanların ilişkilerinin nasıl gerginleşip, nasıl değişip, nasıl geliştiğine uygun olarak sunulmasıdır. Ayrıca bir kahramanın söylediği sözler, diğer kahramanın söyleyecek sözlerine etki eder, sıradaki konuşmacı konuşmasını cevap niteliğinde sürdürür. Anlam bakımından ayrıntılı diyalog, kahramanların karakterini başka bir açıdan ortaya koyar ve ilişkilerin değişerek yeni bir aşamaya yükseldiğini bildirir. Konuşan kahramanların sözleri, eserdeki çatışmaların gerginleşerek açığa çıkması