Ali Kerim

Seçme Şiirler


Скачать книгу

evde, beldede ben.

      Kür kendisi de fark etmedi;

      Sesim güçlü, gür olmuşum.

      Çok mutluyum, ne de olsa,

      Bir gecelik Kür olmuşum.

      MAVİ ŞARKININ KANADINDA

      Neft Taşları kahramanlarına 11

      Aşağıda çırpınır deniz,

      Üzerimizden geçen hazri12 de

      Gürleyip geçen bir deniz.

      Dört ayak üzerinde

      Titrer küçücük evimiz.

      Altımız deniz,

      Üstümüz deniz.

      Üç gündür ulaşım yok,

      Kopmuşuz dünyadan biz.

      Gülerek söylüyor neftçi13 kardeş:

      “Bu tufan olmasaydı,

      Elbette erken kaçacaktınız.”

      Üç gündür ayaz var

      Hazar’ın koynunda.

      Hikâyelerden odamıza saçılan

      Sıcak sözcüklerin koynunda

      ısınıyoruz.

      Kahramanlığa alışmış,

      Bu yüzden onu unutmuş

      Yiğitlerle omuz omuza,

      Hazar’la aynı çatının altında,

      Hazri gibi her dalgası

      Bir volkan püsküren

      Okyanus altında Hazar.

      Sonunda yoruldu Hazar,

      Duruldu Hazar.

      Mavi bir şarkı oldu Hazar.

      Bence

      Biz üç yoldaş…

      Susmayan üç sözcüğüz

      Bir şarkının koynunda

      Neft Taşlarında.

      İŞÇİLER

      İşçiler yol ayrımında

      buluştular.

      Sevindiler iyice…

      Sonra her biri bir taraftan

      Yayıldılar çayıra,

      Uzandılar

      Sırt üstünde,

      Böğür üstünde…

      Sormadılar,

      Nerelisin?

      Kimsin?

      Atan baban kim? diye.

      İşçilerdi…

      Tanıdılar birbirlerini.

      Bohçasında olanları

      Çıkarttı herkes;

      Ekmek, haşlanmış patates, yumurta…

      İçten gülümsemeler

      Ve bir de başından azıcık içilmiş şarap vardı.

      Laf olsun diye

      birbirlerine övgü dizmediler

      birilerine özenip.

      Yediler keyifle…

      Bakmadılar pişmişine çiğine.

      Zaman zaman güçlü bir el kondu

      Dünyaya direk bir çiğine14.

      Sohbetlerinde abartmadılar

      Ne “sen, sen”

      Ne “ben, ben” diyerek.

      Neft kokan Birinci’yi

      Paylaştılar aralarında.

      Ricasız,

      Minnetsiz,

      Çektiler içlerine

      Dumanı,

      Petrol kokusunu,

      Huzuru.

      Bir de sessiz arkadaşlığın kokusunu.

      Ayrıldılar.

      Ayrı kalmadılar.

      Ne onlar goygoycuydu

      (Ne de ben çıktım zile15),

      Sessizce adımladılar

      Dünya kadar

      İçtenlik adlanan bir menzile.

      MAKAM DİNLİYORUM

      Kalbimde sevinç, gam…

      Makam dinliyorum.

      Sıcaktan, soğuktan

      Gölgeden, ışıktan

      Yaranmış hoş bir âlem.

      Çaprazlanmış ellerim

      Başımın altındadır,

      Tebessüm dudaklarımda,

      Kırışıklıklar alnımdadır.

      Tarın sarı telinden peş peşe sesler kopar,

      Gam kopar, sevinç kopar,

      Söz kopar.

      Teker teker o sesler

      Kalbime akar,

      Kalbimin teli titrer,

      İnler,

      Sökülür…

      Kemanın sesi titrek,

      Kâh yükselir, kâh kesilir,

      Kâh da coşup, telesir16

      Tar sesinin ardından.

      Ben hayale dalınca

      Duyuyorum bahar da var,

      Güz de var, yaz da var.

      Dört mevsimi yaşayıp

      Birce an içinde

      Üşüyorum, yanıyorum

      Heyecan içinde.

      Hem arzu hem gurur

      Hem saadet, hem keder

      Bir arada yaşanır.

      İçimde yaz sedası

      İçimde yaz havası

      İçimde duyguların

      Rengarenk

      Aydınlık, güzel

      Gökkuşağı var.

      İçimin bir yanı sıcak

      İçimin bir yanı çiçek,

      İçimin bir yanı çisek17

      İçimin bir yanı kardır.

      Ses yükseliyor, yükseliyor

      Dağları anımsatıyor,

      Geri dönüyor yere.

      Nazara geliyor gök, dere,

      Kaç yerden ateşliyor içimi,

      Fuzuli’nin gazeli.

      Arzuları uyandırıyor

      Pınar başından dönüyor…

      Başında yazma mı, tir tir esen,

      Yüzünde tebessümden Ay,

      Azerbaycan