olarak iletişimin kullanılmasını, sürdürülmesini sağlamaya ve sonlanmasına yardımcı olan, kullanım yerleri çok sınırlı olan kalıplaşmış dil birimleridir (Gökdayı, 2015: 71). Hamza Zülfikar’a göre kalıp sözler; bir yargı bildiren, bir olay, bir durum karşısında söylenmesi ilk anda akla gelen ve şaşkınlık, hayret, güvensizlik, umursamazlık, yanlışlık, usulsüzlük, uyarma, dikkat çekme, karşılama, ağırlama, uğurlama, emin olma veya emin olmama, hatır sorma, kuşku, keyfilik, nefret, kin gibi insanlara özgü duyguların söze dönüştürülerek anlatılması durumudur. Bunlar; hayırdır, amma yaptın, bana ne, güle güle (gidin), hoş geldiniz, bırak şu gevezeliği, canın sağ olsun, Allah kahretsin gibi yapısal olarak kalıplaşmış sözlerdir (Zülfikar, 2015: 231). Serdar Bulut’a göre kalıp sözler, belli durumlarda söylenmesi gelenek olmuş sözlerdir ve bu sözlerden yola çıkarak o toplumun kültürü, dini inancı, yaşayışı ve gelenekleri hakkında bilgi sahibi olunabilmektedir. Ona göre kalıp sözler, yaşadığı toplumun hafızasında yer tutarak konuşmalarında anlatımı kolaylaştırmalarına yarayarak renkli söyleyiş özelliklerini yansıtır ve toplumdan topluma bazı anlamsal ya da söyleyiş farklılıkları yansıtabilirler (Bulut, 2012: 1117). Cafer Özdemir’e göre kalıp sözler; bir dilin dikkat çeken en önemli unu-surlarından biri olmanın yanında toplumsal hayata dair önemli bilgiler içermesi, dini inançları yansıtması, söyleyen kişinin kendi iç dünyasında barındırdığı şeyleri yansıtması ve bünyesinde kültürel değerleri barındırması bakımından son derece önemli bir yere sahiptir. Ona göre kalıp sözler etkili konuşmak isteyen biri için bilinmesi gerekli olan ve konuşmayı doğru veya güzel yönde etkileyen sözlerdir (Özdemir, 2015: 286). Doğan Aksan’a göre kalıp sözler ise; her dilde rastlaması mümkün olan, toplumun farklı tabakalarından insanların belli bir olay karşısında söyledikleri evrenselleşmiş sözlerdir. Bir dilin söz varlığı içinde yer alan bu sözler, bir toplumun bireyleri arasındaki ilişkileri düzenleyen bu ilişkiler esnasında kullanılması gelenek haline gelmiş olan birtakım sözlerden ibarettir. Sabahleyin karşılaşan iki insanın söylemesi gelenek halinde olan günaydın’dan başlayarak toplumda değişik durumlarda söylenmesi adet olmuş afiyet olsun, affedersiniz, güle güle gibi kalıp sözlerin bir toplumun kültürünün ayrılmaz bir parçası olduğunu belirtir (Aksan, 2015: 42, 43).
Türkiye Türkçesinde kalıp sözlerle ilgili bulabileceğimiz en geniş çalışma Hürriyet Gökdayı’nın Türkçede Kalıp Sözler adlı kitabıdır. Gökdayı eserinde konuşma veya yazı dilinde var olan kalıp sözlerin tespit edilip, belirli ölçütlerle sınırının çizilmesini ve tanımının yapılmasını önererek dille ilgili çalışmaların böylece daha sağlıklı yapılabileceğini ve yabancılara Türkçe eğitiminin daha kolay verilebileceğini savunmuştur. Bu unsurlardan yola çıkarak kalıp sözlerin sayı ve kişi unsurları dışında değişmeyen ve kullanımları çok sınırlı birlikler olduğunu ifade etmiştir. Kalıp sözlerle ilgili kapsamlı bir tanımla yapıp bu konu üzerinde daha kapsamlı çalışmalar elde edebilmenin dil içi ve dil dışı unsurlardan daha ayrıntılı yararlanılmasıyla mümkün olabileceğini savunmuştur (Gökdayı, 2015).
Kalıp sözlerle ilgili yapılmış olan tanımlardan ve açıklamalardan yola çıkarak şöyle bir tanım yapabiliriz: Kalıp sözler, bir toplumun deneyimleri sonucunda öğrendikleri, iletişimi başlatmak, devam ettirmek ve sonlandırmak için hafızasında her daim kalıp olarak tuttukları, ihtiyaç duydukları anda da bazen hiç değiştirmeden, bazen de bazı ekleme veya çıkarmalar yaparak çıkarıp kullandıkları kalıplaşmış dil birlikleridir. En az iki kelimeden oluşma gibi bir tanım yapılsa da tek kelimeden oluşanlarının da mevcut olduğu aferin, yaşasın, selam, merhaba, tamam vb. gibi kalıp sözlerdir.
2.1.6.3. Türkmen Türkçesindeki Kalıp Sözler
Türkmen Türkçesinde kalıp sözler deyimler ve atasözleriyle birlikte ele alınmaktadır. Yaptığımız taramalar sonucunda kalıp sözlerin ayrı bir başlık altında incelendiği makale ve kitaplara ulaşılamamıştır. Çalışmadaki tanım, sınıflandırma ve değerlendirmeler bu konuyla ilgili eserlerden faydalanılarak tarafımızdan yapılacaktır.
2.1.6.4. Kalıp Sözlerin Özellikleri
Kalıp sözlerin genel olarak özelliklerini sıralamak istersek şunları söylememiz mümkündür: Kalıp sözler, hangi toplum dilinin içinde yer alıyor ve kullanılıyorlarsa o toplumda yaşayan insanların kültürünü yansıtır. Ayrıca onlar, var oldukları toplum hakkında bilgi verir. Kalıp sözler cümle, sözcük öbeği veya tek bir sözcük halinde yer alabilir, nezaket gösterir, kalıplaşmış olarak bulunur.
Kalıp sözler, hangi toplumun içinde yer alıyorlarsa o toplum kültürünün bir parçasıdır ve içinde yer aldıkları dilin söz varlığındaki zenginliğin de bir göstergesidir. Çalışmada kalıp sözleri yapı, anlam ve işlev bakımından inceleyeceğiz.
2.1.6.4.1. Yapı Bakımından
Kalıp sözleri yapı bakımından incelemek istediğimizde; kalıp sözlerin bir kısmının tamamen donmuş halde olduğu görülmektedir. Onlar, değiştirilemeyen, sözcük ekleme ve çıkarmasına müsait olmayan bir yapıya sahiptirler. Örneğin; Bereket bersin! (Bereket versin!) (TTS. 60), Gaýrat ediň! (gayret edin!) (TTS. 242), Gelen ýagşy! (Rica ederim!) (TTS. 248), Giç ýagşy! (İyi akşamlar!) (TTS. 271), Gözün (iz) aýdyň! (Gözünüz aydın!) (TTS. 300) gibi kalıp sözler aralarına başka sözcük almazlar, çünkü bu tür söz birlikleri tam kalıplaşmaya girmişlerdir. Bazı kalıp sözler tam kalıplaşmadan farklı olarak çekirdek kalıplaşma halinde de karşımıza çıkarlar. Türkmen Türkçesinde çekirdek kalıplaşmaya girmiş olan kalıp sözler, sözcüklerin yapısına göre; isim çekim eklerinin değişebilmesi ve fiil çekim eklerinin değişebilmesi gibi değişikliklere uğramaktadır. Örneğin, Türkmen Türkçesinde isim çekim eklerinin değişmesine uğrayan kalıp sözler şunlardır: Alnyň açyk bolsun! > Alny (ňyz) açyk bolsun! (Mutlu ol, başarılar dilerim!) (TTS. 29); Bayramyň bilen! > Baýramyňyz bilen! (Bayramınız kutlu olsun!) (TTS. 54); Boýnuň oňrulsyn! > Boýnuňuz oňrulsyn! (Boynun devrilsin!) (TTS. 81); Derdiň bilen boluber! > Derdiňiz bilen boluberiniz! (Sen kendi işine bak!) (TTS. 152); Diliňe biraz dygy ber! > Diliňize biraz dygy beriniz! (Çeneni biraz tut!) (TTS. 153); Başyňa döneyin!> Başyňyza döneyin! (Yalvarırım, kurbanın olayım!) (TTS. 173); Garakyñ çyksyn! > Garakyñyz çyksyn! (Sana daha ne gerek! Gözün çıksın) (TTS. 228); Rahatlanyň, gatyrganmaň! > Rahatlanyňyz, gatyrganmaňyz! (Sakin olun, sinirlenmeyin!) (TTS. 238); Bu gylygyňy goý! > Bu gylygyňyzy goýunuz! (Bu alışkanlığı bırak!) (TTS. 259); Giceň rahat bolsun! > Giceňiz rahat bolsun! (İyi geceler!) (TTS. 270); Men oňa görkezerin! > Men oňlara görkezerin! (Ben ona gösteririm!) (TTS. 295); Gövüň bitdimi? > Gövüňüz bitdimi? (Sen memnun musun?) (TTS. 299); Gözüň aýdyň! > Gözüňiz aýdıň! (Gözünüz aydın!) (TTS. 300); Gözümiň üstünde ýeriň bar! > Gözümiň üstünde ýeriňiz bar! (Başımın üstünde yerin var!) (TTS. 301); Gözüň çyksyn! > Gözüňüz çyksyn! (Bunun azı sana yeter!) (TTS. 301); Men onuň gözüne görkezerin! > Men onlaryn gözüne görkezerin! (Ben ona dünyanın kaç bucak olduğunu gösteririm.) (TTS. 301); Ýüzüň