Sabi Ansat

Temirbek Jürgenov


Скачать книгу

ilk dönemlerinde eğitimin nasıl devam ettiğini, Halk Komiseri Jürgenov’un eğitim faaliyetlerinde nasıl yer aldığını inceleyecek olursak öncelikle okul ve okuldaki eğitim çalışmalarına özel önem verildiğini görürüz. 7 Mart 1927 “Eñbekşi Qazaq” gazetesinde yayımlanan Mekteptin Türi, Tili Tuwralı “Okulun Türü, Dili Hakkında” başlıklı makalesi eleştirel yönde yazılmıştır. Yazar “Kazaklar topraklarında az sayıdaki eğitim kurumlarının nasıl olması, hangi dilin kullanılması gerektiği sorusunun çözüme kavuşması bugün eğitim alanında yapacağımız en büyük iş olacaktır.” diyerek başladığı makalesinde o dönemde Kazakistan’da faaliyet gösteren okulların durumunu analiz etmiştir. Bu kısa makaleden Temirbek Jürgenov’un ülkemizdeki eğitim ve öğretimle ilgili durum hakkında derin ve kapsamlı bir bilgiye sahip olduğu ve devlet politikası açısından mevcut durumun objektif bir değerlendirmesini yapabildiği görülmektedir. Aynı zamanda makalede ifade edilen görüş ve mevcut durumu değerlendirme kriterleri Temirbek Jürgenov’un Komünist Parti ideolojisini gerçekleştirmede usta ve tecrübeli bir devlet adamı olduğunu kanıtlamaktadır. Halk Komiseri Temirbek Jürgenov’un bu alandaki çalışmalarından, 26 Aralık 1919’daki V. İ. Lenin’in imzaladığı “Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti’ndeki ümmiliğin yok edilmesi” hakkında kararname ile 26 Temmuz 1921’de Kazak SSC Merkez Yürütme Komitesi’nin 12 fıkradan oluşan kararına önderlik ettiği, cumhuriyetin liderlerinden biri tarafından bu kararnamelerin uygulanmasının sıkı bir şekilde denetlenmesi ve uygulanması için resmi olarak görevlendirildiği ve bu görevi büyük bir sorumlulukla yerine getirdiği sonucuna varılmaktadır. Yukarıdaki makalenin sonunda yazar “Cumhuriyetimizin eğitim işi sadece ilkokul ve ortaokullarla bitmez. Eğitim hedefimiz, işçileri genel kültürlü bir hâle getirmektir. Öyleyse ilk ve orta öğretimin yanında yüksek öğretime de sahip çıkmalıyız. Bu da Kazakistan’da genel eğitim çalışmalarının nasıl yapılması gerektiği sorusunu gündeme getiriyor. Kazak işçilerini genel kültürlü hâle getirmek ne demektir? Bu, bütün dünyadaki sanat ve bilimi, Kazak dilinde okutarak insanlara tanıtmak demektir. Öyleyse kendi dilimizde ilk, orta ve yüksek öğretim kurumlarına sahip olmalıyız. Bunların hepsinde de eğitim Kazakça olursa Kazaklar dünyanın sanat ve bilim düzeyine ulaşabilir.” diye yazmaktadır.

      Temirbek Jürgenov’un kendi döneminde “Okulun dili nasıl olmalıdır?” sorusuna verdiği yanıt o kadar önemlidir ki günümüzde de önemli bir konu olmaya devam etmektedir. Dilde birlik, milletin kaderine kayıtsız kalmamanın bir işaretidir. Geçen yüzyılın başındaki toplumsal oluşumların değişebilmesinin imkânsız olduğu, İmparatorluk Rusya’sının emperyal politikasının gücünün azalmadığı, Bolşevik Parti’nin uyguladığı büyük Rus şovenizm fikrinin ve yabancı halkları yavaş yavaş, aşağılayarak Ruslaştırma politikasının ivme kazanmaya başladığı bir dönemde yaklaşık 30 yaşında olan siyasetçi Temirbek Jürgenov’un ana dilimizle ilgili söylediği sözler sadece gerçek bir cesaret örneği değil, aynı zamanda milletin kaderinin kendi kaderi olduğunu düşünen, ülkesini ve toprağını gerçekten seven bir vatanseverin sesi olduğunu itiraf etmeliyiz.

      Temirbek Jürgenov, Kazak SSC Halk Eğitim Komiseri olarak görev yaptığı yıllarda Goloşçekin’in “Kazaklar sadece yazıyı tanısa yeter.” şeklindeki politikasını yok etti. Kendinden önceki cumhuriyet liderlerinin okul, eğitim alanlarındaki tutumlarını sert bir şekilde eleştirmekle kalmadı, onların kasıtlı yapılmış birer eylem olduğunu faaliyetleriyle ve bu alanlarda ülkenin geleceğini düşünerek adil bir şekilde liderlik yapmasıyla kanıtladı. Onun Mekteptiñ Türi, Tili Tuwralı “Okulun Türü, Dili Hakkında”, Mektep Jumısındağı Kemşilikterdi Joyuw “Okul Çalışmalarındaki Eksiklikleri Gidermek, Mekteptegi Oquw, Tärbiye Jumısı jäne Dümşe Moldalar Tuwralı “Okulda Öğrenim, Eğitim Çalışmaları ve Cahil Mollalar Hakkında”, Qazaqstanda Sawatsızdıqtı Joyuw Tuwralı “Kazakistan’da Ümmiliği Yok Etme Hakkında”, Mekteptiñ Tüp Kemşilikteri Üşin Küres “Okulun Temel Eksiklikleri İçin Mücadele” vb. makale ve eserlerinde; o dönemde ülkemizdeki okulların durumu, okul personelini yetiştirme sorunları, eğitim ve öğretim çalışmalarının iyileştirilmesi ile ilgili düşünce ve kararlar, ulusal okuryazarlık ilkeleri ile ortaokul bağlamında eğitim öğretim ilkeleri gibi birçok konu, durumu derinlemesine bilen bir lider aracılığıyla devlet tarafından ele alınarak tartışılıp eleştirildi ve onu iyileştirme, geliştirme yol ve yöntemleri gösterildi. Bu makalelerin içeriği, yazarın dönemin en güncel sorunlarını gündeme getirmesi, cumhuriyetteki durumu devlet politikası açısından analiz ederek değerli düşüncelerini ifade etmesi ve onların uzun ömürlülüğü ile farklılık yaratmaktadır. Bu makalelere dayanarak ülkenin genel tarihi açısından Kazak vatandaşı olan Temirbek Jürgenov’un eğitim alanında gerçek bir örgütleyici ve lider olduğunu söyleyebiliriz.

      Temirbek Jürgenov’un mirasındaki Qazaqstandağı Mädeniyet Revolyutsiyası “Kazakistan’daki Kültür Devrimi” adlı hacimli eser ayrı bir yere sahiptir. Bu makalede Kazakistan kültürünün kapsamlı bir incelemesi ve analizi yapılmış, kültürü geliştirmenin yolları, ilkeleri, sorunları vb. hakkında bilgiler verilmiştir. Makalenin temelinde, sosyalist toplum koşullarında ulusal edebiyat, sanat, dil ve sanat türlerinin nasıl geliştirileceğinin cesur bir şekilde ifade edildiğini ve bunun büyük bir sağduyu ve siyasi faaliyetin sonucu olduğunu söylemeliyiz. Yazar bu makalesinde dil meselesine tekrar döner ve daha önce söylediği düşünceleri açıklığa kavuşturur. “Kazak edebiyat ve eğitim dilini oluşturmadaki temel amacımız, bu dili kitleler için mümkün olduğunca anlaşılır kılmak ve bu dil aracılığıyla sanat bilimine ve tekniğine sahip olmaktır.” Bu şekilde güncel düşünce ve kapsamlı görüşlerin tam zamanında ifade edilmesi, sadece sözde kalmayıp uygulanması, bu yönde çeşitli çalışmaların yapılması Temirbek Jürgenov’un karakterini güçlendiriyor. Makaledeki “Kazak dilini bilmek, büyük bir kültürdür. ‘Adı Kazak, soyu Kazak.’ olan herkes bunu bilmiyor. Bildiğini söyleyenler de dil öğrenimini teşvik etmek yerine engel oluyorsa o bizim için bilmek değildir.” şeklinde satır aralarında dile getirilen düşünceler ve kararlar bugün bile anlamını yitirmemiştir.

      Çağdaş ana dilimiz yok olmadan büyüyorsa bunda Temirbek Jürgenov gibi devlet adamlarının katkısı az değildir. Cumhurbaşkanımız N. A. Nazarbayev’in “Kazakistan Yolu 2050: Tek hedef, tek emel, tek gelecek” başlıklı mesajında “Kazak dili bugün hem bilim ve eğitim dili hem de internet dili hâline geldi. Kazak dilinde eğitim alanların sayısı her geçen yıl artmaktadır. Ülke genelinde devlet diliyle eğitim veren 57 merkez hizmet veriyor. Onlarda binlerce vatandaş Kazak dilini öğrendi, hâlâ da öğrenmeye devam ediyor. Geçen yıla kıyasla bu yıl Kazak dilini bilen diğer milletlerin temsilcilerinin sayısı %10 oranında artmıştır. Bu da durum hakkında bize bir şeyler anlatıyor. Sadece son 3 yılda devlet dilini geliştirmek için devlet genelinde 10 milyar tenge tahsis edildi. Şimdi hiç kimsenin değiştiremeyeceği bir gerçek var. Ana dilimiz ebedi vatanımızla birlikte ebedi bir dil oldu! Bilmeliyiz ki bu bir tartışmanın konusu değil, milletin diriliş çığlığıdır.” diyerek ana dilimizin seviyesinin kalıcılığını açıkça ortaya koydu.

      Temirbek Jürgenov’un Kazak edebî dili ve Kazak dilinin terminolojisi konularında Ahmet Baytursınoğlu’nun yolunu izleyerek Qazaq Tiliñdeki Terminologiya Mäseleleri “Kazak Dilindeki Terminoloji Meseleleri”, Qazaq Ädebiy Tilindeki Keleñsiz Jağdaylar “Kazak Edebî Dilindeki Düzensiz Durumlar” adlı eserleri yazması, Kazak dil biliminin büyümesine ve gelişmesine önemli katkı sağladı. Maarifçilik, eğitim sistemiyle sınırlı değildir, devlet maneviyat dünyasının eksiklerini tamamlamazsa, büyütmezse yine büyük başarılar elde edemeyecekti. Bunu fark eden Temirbek Jürgenov edebiyat ve sanatın gelişmesini göz ardı etmedi. O, Kazak edebiyatının güncel konularını A. S. Puşkin’in