dönüp sanki bir orkestra varmış gibi ellerini orkestra şefi edasıyla hareket ettirmeye başlar. Görünmeyen orkestra Bethoven’ın beşinci senfonisini çalmaya başlar.)
Gülsün: (Gözlerini kapatıp hayal eder.) Ne kadar güzel! (Bu sırada telefon çalar ve hayali yarım kalır.)
Erkin: (Ahizeyi alır.) Efendim! Evet, Oo! Ne kadar dedin? On iki mi? Hepsi de beyaz! Ne zaman? Bir saat sonra! Ya hu, bir dursana durduğun yerde! (Ahizeyi aceleyle eliyle kapatıp) Bak sen şuna! Senin şu serseri kardeşin başımıza yine iş çıkardı. On iki tane beyaz Jiguli34 bulmuş nereden bulduysa. Hacı muratları süslemiş, güllerle çiçeklerle donatmış, dört tane de kırmızı motosiklet bulmuş. Motorlara dört tane de zurnacı oturtmuş. Şehirde turlayacak, sonra ikimizi Dostluk kafeye bırakacaklarmış.
Gülsün: Of, bu oğlanın sürprizleri bitmez ki! Ne yapacağız şimdi?
Erkin: Ne yapacağız, dediklerini yapmaktan başka çare yok. Gençleri küstürmeyelim. Arabalar birazdan evin önüne geleceklermiş. (Ahizeyi kulağına götürür.) Teşekkürler kayınço! Ablan çok sevindi. Orkestrada durum nedir? Davulcu mu yok? Tamamdır. Onu ben hâllederim. (Ahizeyi yerine koyar.) Davulcunun başı ağrıyormuş. Bir başkasını bulmam lazım.
Gülsün: Orkestranın ne gereği vardı? Hem çok pahalı.
Erkin: Hanım, ben müzik adamıyım. Düğünümde orkestra olmasın mı? Gören, duyan da her yıl evlendiğimi sanır. Orkestra bir tarafa televizyondan bile geleceklermiş.
Gülsün: A…a! Kim çağırdı onları?
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.