Анонимный автор

Çağdaş Azerbaycan Şiir Antolojisi


Скачать книгу

kişi gibi çarpışır…

      Kardeş vurur kardeşini arkadan,

      Dönüp olur Ermeninin kardeşi

      Yüzden herkes millet derdi çekendi,

      De ne için kanı aktı milletin?..

      Gitti, battı, talan oldu, tükendi,

      Bir adı var, kendisi yok milletin…

      Midesi için çalışanlar az değil,

      Vatan gerek yerleşmeye gödende…

      Sözde vatan yeşertenler az değil,

      O çiçeklene gerek kanda, bedende…

      Hani yiğit Köroğlu’muz, nerededir,

      Ne zamandır duyulmuyor narası…

      Gelsin, görsün namus satıp, ar satıp,

      Toprak satar onun nankör nevesi34

      Haber verin, Vagif’e, Vidadi’ye,

      Onlar gibi dost haline yanan yok…

      Allah, ne çok imrenirim Hadi’ye,

      Söz satarım, şimdi onu alan yok…

      Meydanlarda bağırırken biz narız,

      Cephelerde gitti, battı sesimiz…

      Çok da dedik Karabağ’ı vermeyiz,

      Yarım olmuş daha memleketimiz…

      Bu yarı da yarılara bölündü,

      Yarı candır yarıların özü de…

      Allah, bana daha yarım görünür,

      Azerbaycan kelimesi, sözü de…

      FIKRET KOCA

      (1935)

      Halk Şairi, Azerbaycan Yazarlar Birliği Birinci Sekreteri, Sanat Adamı. Martı (1963), Denizde Ay Yıkanırken (1967), Günlerden Bir Gün (1972), Ömürden Sayfalar (1984), Talihin Acı Talihi (1990) gibi onlarca kitap yazdı. M.Lermontov, T.Şevçenko, Mejelaytis, İ.Volker, İ.Taufer’in eserleri dilimize çevirdi. Moskova’da yayımlanan Tekerlekler Geri Döner ve Ressam Düşünüyor eserlerine göre Sovyet, bağımsızlık yılları eserlerine göre Humay ödülünü ve Şöhret madalyasını aldı.

      RÜYAMDA HACCA GİTTİYDİM

      Rüyamda hacca gittiydim,

      Son arzuma yettiydim.

      Ellerimde taşlar vardı,

      Şeytana taş attıydım.

      O an çevreme bakındım.

      Taş atmaktan vazgeçtim.

      Şirin rüyamdan uyandım,

      Kendi kendime düşündüm.

      Ne fark eder, uyku – gerçek,

      Ben şeytana taş atarım.

      Nerden bileyim attığım taş

      Gidip kime değecek.

      Belki de bir dostuma,

      Yakınıma değecek.

      Belki öylece dönecek

      Belki kendime değecek,

      Şeytana milyonlarca

      Buradan taş atan gelmiş.

      Bazı hacılar buraya

      İçinde şeytan gelmiş.

      Kullandığı insanları

      Kuduz gibi dalayan,

      Kimsesizler var yoğunu

      Çalan, çırpan, yağmalayan,

      Kendinden büyüklerin

      Ayağını öpen,

      Hacı olmaya gelmiş.

      Şeytana taş atacak,

      Nereye kaçsan o taşın

      Gelip sana ulaşacak.

      Bu kadar hacı varsa,

      Her hacı komşusunda

      Ekmeğe muhtaç varsa,

      Bu hiç doymayan açların

      Sende ilacı varsa,

      Şeytana taş atmaya

      Hacca niye gidiyorsun?

      Burada şeytana taş at!

      Bir bedbahtı sen yaşat!

      Senin terör tuzağında

      Kaç insan ölürse,

      Günahsız insanların

      Kanları dökülürse,

      Buna sevinmene

      Şeytan bakıp gülerse,

      Taşı kime atarsın?!

      Arap baharı deyip

      Birbirini vuranlar,

      Genci, ihtiyarı

      Öldürenler yakanlar

      Sonra hacca gidecek.

      Şeytanı taşlayacak,

      Orda merhametli olup,

      Biraz yavaş atacak.

      Şeytan orda değil ki,

      Şeytan bizde, sizdedir,

      Şeytan içimizdedir.

      Sinirlenip coşunca,

      Öfken kabarıp taşınca,

      Hayal et ki hacdasın,

      Kinini de taşla sen.

      Ziyafetler verince

      Dolup taşan sofranı

      Açlar genden görünce,

      Hayal et ki hacdasın,

      O gününü sen taşla!

      Egon aşıp coşunca,

      Hayal et ki hacdasın,

      Kendini de taşla sen!

      Dinin, dilin fark etmez!

      Yaşa bir insan gibi!

      Bir dünyadır rengârenk,

      İnsanlar çeşit çeşit,

      Gerçek insansa tek!

      Öylesi var yanında

      Zavallı şeytan melek.

      Bir zaman gitsem eğer,

      Korkarım taş atmaya,

      Artık kime değerse.

      RENKSİZ İNSANLAR

      İnsanların rengi atmış.

      Yüzünün,

      Sözünün,

      Rengi atmış,

      Sanki herkesin

      Konuşacak konusu yok.

      Suratı yok.

      Sanki berrak cam gibi.

      Arkası yüzü bilinmez.

      İçinde anlamı olmayınca

      İnsan zaten hiç görünmez.

      Bu insanlara ne olmuş böyle,

      Çoğunun rengi atmış.

      Nasıl bir hayret

      Ağızlarını açık bırakmış,

      Rengi dökülmüş akmış,

      dumanlanıp uçmuş.

      Boşlukta kulağım duvar oldu,

      Unutuldu