geldi. Korkum bir nevi beklentiye dönüştü. Şimdi güneşin hala ufukta olduğu her vakit hiç korkusuz girebilirim o kapıdan.
Neden korktuğumun bir açıklaması olsa ben de korkmazdım, olmadığı için korktum bu kadar. Korkum, kanadım. Kanadım kırılırsa nasıl uçarım? Korkum benim en büyük cesaretim. Cesaretim kırılırsa nasıl mücadele ederim? Korkum, benim umudum. Umudum tükenirse ben nasıl hayal kurarım. Hayallerim olmadan o korkuları nasıl cesarete çevirebilirim.
Bütün bu tuhaf korkularımın için de bir de anne korkusu vardı tabi. Sokakta oynarken düşüp dizini parçalardı bu çocuk. Eve gidince annem yırtık pantolonla yaralı dizimi görüp bana kızmasın diye uslu çocuk olurdum. Korkardım kızacak diye. Annem de niye kızardı anlamam. İnsan düştü diye neden fırça yer ki?
Ben süpersonik güçleri olan bir robot değilim ve bir sürü saçma sapan korkum var. Onlardan kurtulabildiklerime kahkahayı basıp geçiyorum, kurtulamadıklarımdan kurtulacağım zamanı sabırsızla bekliyorum. O zamana kadar sessizce saklıyorum korkaklığımı. Zamanı geldiğindeyse tüm ukalalığımla soracağım.
KİM KORKAK?
BEN Mİ?
HİÇ DE KORKMAM!
(Avrasya Yazarlar Birliği Edebiyat Akademisi Şiir, Hikâye, Deneme Atölyeleri)
BİRAZ KIRIK DÖKÜK BİRAZ HEYACANLI
Bir Yunan mitolojisine göre; gelmiş geçmiş en büyük lir sanatçısı olan Orpheus, karısı Eurydike ’ye deli divane âşıktır. Karısı bir gün ölür ve yeraltı tanrısı Hades tarafından ölüler diyarına götürülür. Orpheus karısının bu ölümüne dayanamaz ve onu yeraltından kurtarmaya karar verir. Bu mücadelede Hades, Hades’in üç başlı bekçi köpeği ve Persephone ile karşı karşıyadır ve bu savaşı kesinlikle kazanmalıdır. Öyle çok sevmektedir ki karısını her şeyi göze almıştır. Yeraltı dünyasının geçidini bulur, aşağı iner. Hades’in ve Persephone’nin karşısına çıkar. Tanrıları konuşarak ikna edemeyeceğini bildiği için usta olduğu lirine sarılır ve onu çalmaya başlar. Herkes çok etkilenmiştir. Üç başlı bekçi köpeği bile sakinleşmiştir. Tanrılar bu aşktan etkilenir ve Orpheus’un karısına kavuşma arzusunu kabul ederler. Hayatta hiçbir şey karşılıksız olmaz, öyle değil mi? Hades’in bir şartı vardır elbette. Orpheus ölüler diyarından çıkana kadar asla karısı Eurydike bakmayacaktır. Bakarsa Eurydike sonsuza kadar ölüler diyarında kalmak zorundadır. Orpheus önde lir çalarak karısı arkada yola koyulur ve asla arkasına dönüp bakmaz. Ta ki çıkışa gelip ışığı görünceye kadar. Kafasını çevirir ve karısı ile göz göze gelirler. Hades’in tek şartı çiğnenmiştir. Eurydike sonsuza kadar yeraltına çekilir ve Orpheus onu kaybeder. Bu acıya dayanamayan sanatçı ise aklını yitirir bir müddet sonra da ölür. Ne yani asla arkamıza bakmamalı mıyız?
Tutkulu dolu bir heyecan ile başlayan aşk bitiyordur ve daha cesur olan gitmeye karar verir. Göz göze gelirler ama kaçar bakışlar. Bavulunu hazırlamaya başlar cesur olan. Yaşlı gözleriyle, eşyalarını sığdırma peşindedir. Bavulunu kilitler ve kapıya doğru yürür. Geri de kalan içinden hep aynı şeyi tekrarlar, “Bir kere dön arkana.” Mevsime uygun ceketini yahut montunu alır ve çıkar. Birkaç adım atar ve giden mutlaka dönüp bakar. Ya köşeden gizlice ya direk gözlerinin içine… Gözlerini kapar ve tüm hatıraları birkaç saniyede yâd eder. Açar gözlerini, dönüp gider.
Toprağı kazacak birileri her zaman bulunur. Toprak derince kazılır, genişliği de önemlidir bu kazma işleminde. Geldiğimiz yerle buluştururuz tüm gidenleri. Dualar okunur. Cenazelerde, her zaman canı daha fazla yanan biri ya da birileri mutlaka vardır. Dualar biter ve yavaşça terk edilir mezarlıklar. Dönüp bakılır arkaya son kez. Ölüye veda edilir. O yer hafızaya kazınır. Toprak artık sevdiğidir. “Hoşça kal” denir. Elinin tersiyle gözyaşları silinir ve dönüp gidilir.
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.