Cemile Kınacı

Kazak Edebiyatında İmaj ve Kimlik


Скачать книгу

ilişkilerine katkı sağlamasını ve iki ülkenin edebî ilişkilerini daha da geliştirmesini dilerim. Umuyorum ki eser, iki ülke halkının birbirlerini daha yakından tanımasına katkı sağlar. Bu vesileyle kitabın yazarı Dr. Cemile KINACI’yı hacimli çalışmasıyla iki ülkenin edebî ilişkilerinin gelişmesine katkısından dolayı kutluyorum. Kitabın yayınlanmasına destek veren Kazakistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Sayın Canseyit TÜYMEBAYEV’e ve TÜRKSOY Genel Sekreteri Sayın Düsen KASEİNOV’a teşekkürlerimi sunuyorum.

      Ön Söz

Dr. Cemile KINACI

      Gabit Müsirepov’un UlpanSovyetler Birliği’nin 1991’de dağılışının ardından, Türkiye ve Sovyetler Birliği idaresi altındaki Türk yurtları arasında yakın ilişkiler kurulmaya başlanmıştır. Bu anlamda Türkiye’de standart ve standart olmayan Türk lehçelerine olan ilgi artmış, Sovyetler Birliği idaresi altında bulunan Türklerle ilgili akademik çalışmalar da yapılmaya başlanmıştır. Ancak Sovyetler Birliği’nin dağılışından günümüze kadar geçen süre içerisinde yapılan çalışmalara bakıldığında, bunların daha çok dil alanında yoğunlaştığı, buna karşın edebiyat sahasındaki çalışmaların geri planda kaldığı görülmektedir. Oysa Sovyet edebiyatı, devlet eliyle edebî faaliyetlerin yürütüldüğü, siyasî görüşlerin yansıtıldığı bir alan ve toplumun siyasî görüşlerini istenilen doğrultuda yönlendiren bir araç olarak dikkat çekici bir özellik taşır. Bu bakımdan Sovyet edebiyatı, kendine özgülük arzeder. Ayrıca Sovyet edebiyatında güçlü bir merkez-çevre ilişkisinin söz konusu olduğu görülür. Merkez Moskova’da alınan kararların Sovyet ülkesinin tamamında merkez Moskova ile aynı paralellikte uygulandığı dikkat çeker. Sovyet edebiyatı, Sovyetler Birliği Komünist Partisi tarafından alınan kararlar ışığında şekillenir. Özellikle 1934 yılında Sovyetler Birliği’ndeki edebî faaliyetlerin bütününü kontrol altına alan Sovyet Yazarlar Birliği’nin kurulması ve sosyalist realizmin Sovyet edebiyatının esas sanat metodu olarak kabul edilmesinden sonra, edebî faaliyetler tamamen devlet kontrolü altına alınır. Böylece Sovyetlerde edebiyat, komünist/sosyalist bir toplum yaratmanın aracı hâline gelir. Bu bağlamda merkez ve çevre edebiyatlarında Sovyetler Birliği çatısı altındaki halkların millî özellikleri bir potada eritilerek, ortak bir üst kimlik olan “Sovyet insanı” kimliği yaratılır. Dolayısıyla genel olarak Sovyet edebiyatı, özelde ise diğer Sovyet cumhuriyetlerinin edebiyatları, bu edebiyatlardaki merkez-çevre ilişkisi, Sovyetlere özgü ideoloji-edebiyat ilişkisi incelenmesi gereken önemli bir çalışma alanı olarak belirir.

      Sovyetler Birliği’nin dağılmasından günümüze kadarki süreçte Türkiye’de standart Türk lehçelerinin yazılı edebiyatları ile ilgili yapılan çalışmalara bakıldığında, bunların monografik çalışmalar olduğu, özellikle dil ve üslûp çalışmalarında yoğunlaştığı görülür. Dolayısıyla bu eser, Sovyet döneminin bütününü ele alması, hâkim olan siyasî irade ile bağlantılı olarak Sovyet devri boyunca edebiyatta yaşanan iniş çıkışları göstermesi, Rus-Kazak örneğinde merkez-çevre ilişkisini yansıtması, “Sovyet insanı” üst kimliğini ve Kazak millî kimliğini ortaya koyması bakımından bu güne kadar bu alanda yapılmış olan çalışmalardan ayrılır.

      Bu esere, Kazak edebiyatının çeşitli dönemlerinde yazılan (1925-1991) on altı roman temsilci olarak seçilmiştir. Bu romanlardan dördü ise doğrudan Kazak Hanlığı dönemini ele almaktadır. Sovyet ideolojisindeki değişmelerin gözlemlenebilmesi amacıyla zaman olarak bir sınırlandırma yapılmamış, bütün bir Sovyet dönemi esas alınmıştır. 1925-1991 yılları arasında geçen süre, yarım asırı aşkın uzun bir zaman dilimi olsa da, bu uzun süreç içerisindeki siyasî ve sosyal olayların Kazak edebiyatına hangi dönemde ne şekilde yansıdığını, Sovyet ideolojisinin bu dönemler içerisinde yaşadığı değişiklikleri, iniş çıkışları gözlemleyebilmek için Kazak edebiyatında yaşanan süreç, oluşturulan örneklem grubundaki romanlar esas alınarak tespit edilmeye çalışılmıştır.

      Bu çalışma altı bölüm hâlinde inşa edilmiştir. Yazar özgeçmişleri ve roman özetleri verilirken kronoloji esas alınmıştır. Eserde “imaj” kavramı, terim olarak bir milletin başka bir millet hakkındaki düşünce ve görüşlerini ifade etmekle birlikte, suret, görünüş, zihinsel tasarım anlamlarında da kullanılmıştır.

      Bu kitap, 2010-2014 yılları arasında, Ankara Üniversitesi’nde, Prof. Dr. F. Sema Barutcu ÖZÖNDER danışmanlığında hazırlanarak, 7 Mart 2014 tarihinde jüri karşısında savunularak kabul edilmiş “Kazak Sovyet Edebiyatında İmaj ve Kimlik” başlıklı doktora tezimin gözden geçirilmiş ve üzerinde bazı değişklikler yapılmış hâlidir. Doktora tez çalışmam süresince yardım ve desteklerini gördüğüm pek çok kişi olmuştur. Tez konusunun seçilmesinden sonuçlanmasına kadar her aşamada yardımlarını esirgemeyen, fikirleri ve yorumlarıyla tezimi zenginleştirmekle birlikte, verilerin doğru değerlendirilmesini sağlayan ve yol gösteren, tezin yazım sürecinde umutsuzluğa düştüğüm zamanlarda sıcacık elini daima omzumda hissederek güç bulduğum değerli Danışmanım Prof. Dr. F. Sema Barutcu ÖZÖNDER’e sonsuz minnet ve şükran duygularımı sunarım. Tez İzleme Komitelerinde çalışmamı değerlendiren ve yol gösterici katkılarıyla çalışmamı zenginleştiren Prof. Dr. Birsen KARACA’ya ve Doç. Dr. Gülsüm Killi YILMAZ’a da ayrıca teşekkür ederim. Bu güne kadarki çalışmalarımda her zaman desteğini gördüğüm değerli Hocalarım Prof. Dr. Naciye YILDIZ ve Prof. Dr. Fatih KİRİŞÇİOĞLU’na da sonsuz şükranlarımı sunarım. Beni Kazak Türkçesiyle tanıştıran, dili, tarihi ve edebiyatı ile bana “Kazak Dünyası”nı sevdiren, Kazak edebiyatı ile ilgili değerli görüşleriyle bana yol açıcı bir kılavuz olan değerli Hocam Yrd. Doç. Dr. Ferhat TAMİR’e de sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Tarihî arka planı yazarken tarih kaynaklarını benden esirgemeyen, önerileriyle bana yardımcı olan Doç. Dr. Güljanat Kurmangaliyeva ERCİLASUN’a, Rusça çevirilerde zorlandığımda devreye girerek işimi kolaylaştıran Yrd. Doç. Dr. Gamze ÖKSÜZ’e ve Jazira NURDAVLETKIZI’na, İngilizce kaynakların değerlendirilmesinde katkı sağlayan Harun CEYLAN’a, metni redakte eden Hüseyin YILDIZ’a, Orhan BALDANE’ye ve bu eserin ortaya çıkmasına kadarki süreçte daima yanımda olan, manevî desteğiyle bana güç veren, lisans eğitimimden bu yana beni hiç yalnız bırakmayan yol arkadaşım Sümeyra HARMANDA’ya, değerli arkadaşlarım Erkan KARAGÖZ’e, Bekir Yavuz PEKACAR’a, Tolga ARSLAN’a, Işılay Işıktaş SAVA’ya ve Zeynep ASLAN’a da teşekkür ederim.

      Ayrıca, bu çalışmayı hazırlarken sevgi ve ilgileriyle beni destekleyen, bana her zaman güvenen anneme, babama ve kardeşlerime sonsuz şükranlarımı sunuyorum.

      Son olarak, Kazak Edebiyatında İmaj ve Kimlik adlı çalışmamı yayınlayarak emeğimi ve çalışmamı taçlandıran Kazakistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Canseyit TÜYMABAYEV’e, TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen KASEİNOV’a, TÜRKSOY Genel Sekreter Yardımcısı Fırat PURTAŞ’a, Avrasya Yazarlar Birliği Başkanı ve Bengü Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Yakup ÖMEROĞLU’na, bu eserin basılması konusunda samimiyetle ve özveriyle gayret eden, benden yardımını esirgemeyen ve Kazak edebiyatı alanında yaptığım çalışmalarımda, tanıştığım ilk günden itibaren her zaman desteğini gördüğüm TÜRKSOY Kazakistan Temsilcisi değerli Malik OTARBAYEV’e içten teşekkürlerimi sunuyorum.

Ankara, 2016

      Giriş

      Bu çalışmanın konusu, Sovyet devrindeki Kazak romanlarında farklı etnik kimliklerin var olup olmadığı, Kazakların bir arada yaşadıkları diğer etnik kimlikleri ne şekilde algıladıkları, bu algıların sosyo-politik hadiselere bağlı olarak değişip değişmediği, Sovyet sistemi tarafından inşa edilmeye çalışılan “halkların kardeşliği”, “halkların