gelen kuşlar
Onmaz gördüğüm düşler
Tabutumu taşısın
Evladım olsun kuşlar
Gitti hep oğullarım
Nasıl geçti yıllarım
Koptu gönül güllerim
Yitti erkim, yollarım
Uzak düştün yurdundan
Mezarın nerde kaldı
Gün doğar gamlı gönlüm
Koç yiğide derde kaldı
Kabrini bulabilsem
Kucaklar “Allah!” derim
Defnolan dertlerini
Alır yurda dönerdi
Gurbet elde yalnız yatan yiğidim
Nazlıydın erken gittin yiğidim
“Allah!” derim gece gündüz uykusuz
Kara yere giren göksel şairim
Şiirin üstünde kuzgun dönüyor
Tutsak şiirlerin zindan sanılır
Perişan saçlarımın her teline
Yer ve gök bağlanır Osman bağlanır
Gözler kendini inkar ediyor
Bağrından bir pınar kanıyor
Gökyüzü takına göğü asardım
Nolaydı saçlarım kement olaydı
İMÂN 4
ŞÜKRULLAH
Şeytan ölür dense inanma asla
İnsanlar ölür de ölmez kör şeytan
Nerede o günler, bu mümkün olsa
Ona mekan olmuş bu güzel cihan
Âlemi dolaşır gezer serseri
Kim zafer kazansa düşmanıdır o
Ormana sıçrayan ateş misali
Sevginin, kıvancın tırpanıdır o
Hayır şeytan ölmez ölmeden insan
Kalbimizde riya, haset ve garaz
Nerde iman susar, nerede bühtan
Hazır ve nâzırdır ebedî maraz
Bîgünah bebeği katleder cellat
Gelinler horlanır, asılır insan
Yangınlardan olur şehirler berbat
Ama asla ölmez, ölemez şeytan
Ondan kaçmak olmuş şanım şöhretim
Nefsime, hırsıma gem vurup bir dem
Okşarım bir garip, yetim başını
Kurtulurum o an hep kinlerimden
Gâh ünvanı altın mücevher olur
Cilvesiyle girer kalbime şeytan
O hiç ölmeyecek ey ulu Tanrım
Kalbime imandan eyle bir kalkan
ÖLÜM
Şu ölüm haberi ne kadar dehşet
Gâh matem gâh müjde bu iki hece
Sınırsız kaygı ve çifte saâdet
İnsan kalbi tılsım, girift bilmece
İnsanoğlu ölür, arzular ölmez
Matem unutulur, hevesler kalır
Yazık bitme bilmez dünya hevesi
Sultanlar da ölür tahtlar boşalır
GÜNAH
Dostum haset etme bu benim işim
Bilmem sana ulaşır mı ateşim
O da senin işin, pervan yok asla
Kılıçlar üşüşse bile başına
Ah ne çare dostum bana gücenme
Gün olur feryadım taşı parçalar
Ben sana sırdaşım, onmaz dertlerim
Seni de gafletten çekip alsalar
Âhir ağaçları uyarır rüzgâr
Âhir çörü çöpü götürür nehir
Rüzgâr, nehir suskun; sen, ben suskunuz
Batıp kalmaz mı ki günaha dünya
GEL KABUL EYLE 5
OĞULMAYA SEMİZADE SAPAROVA
Yolum düşüp geldim senin karşına
Veli Bektaş bizi gel kabul eyle.
Merhamet et gözden akan yaşıma
Veliler bezmine kul kabul eyle.
Erenler yolunda yiğit pirimiz
Düşman karşısında bağlı belimiz
Senin ile şakır Türkmen dilimiz
Hacı Bektaş bizi gel kabul eyle
Veliler velisi iman çerağı
Hakikat iyesi İslam direği
Rumda Kayserde ilin sorağı
Babam Bektaş bizi gel kabul eyle
Eline diline sahip ol deyip
Erenler izinde Hakk’ı bul deyip
Şeriat marifet doğru yol deyip
Hak senalı babam gel kabul eyle.
Ozanlar sözünde bagşı sazında
Dervişlerin seher yaşlı gözünde
Evliya ummanı Rumun düzünde
Pirim Bektaş bizi gel kabul eyle.
BUGÜN 6
ŞERYAN ALI
Bugün deniz savrulur
Sanki yutacak
Yüreciğim hep kavrulur,
Gönlüm gür ocak!..
Ufkumda tutuşan kızıl alın,
Sinemde ateş.
Sen fırtınasın, bense yalım,
Dün yoldaştık!..
Sel gibi yolumu kessen bile,
Sabrederim dayanırım!
Tufan olup kudursan da
Sözlerim ulaşacak
Bugün deniz savrulur
Sanki yutacak!..
KÂİNATIN MİHVERİDİR MUHABBET 7
MECIT GAFURÎ
Aşka dâir yazdığım bunca şiir İlhamıma hız veren sır sendedir
Ben