gövdesine
Ateşten bir gömlek giyen derviş kuş,
“Niçin çıkmıyorsun dergâhından
Hakkı seven böyle eder mi?” diye
Gün boyu, durup dinlenmeden
Çaldı durdurdu kapıyı…
Heybetle tan atarken,
“Nerdesin, evde misin?” diye soruyordu o
Mağrip’ten Maşrık’tan
İnsanlar hep buraya koşuyordu.
Ey hür kuşum,
Sen ulu Türkistan’ın uğurusun
Bırak artık, boşa nefes harcama
Git rahatına bak,
Evde yok baban senin,
Duyuyor musun!..
PARS VE KEDİ
Çobanın evi
Dağlar başındadır
Şimdi alev almış üvez ağaçları arasında
İşte bu kayalıkta geziniyor pars
“Uzaklarda yaşa, ok ulaşmaz” diyor
Tepe bitti birden, işte koca dağ
Mağrur, rengârenk otlu yamaçlar
Yüksekte sandığımız Almatı hey
Bu kadar alçakta mıydın sen
Uyukluyordu kedi mırıldanarak
Ama çizgili benekli sırtı parsa benziyordu
Bir zamanlar belki bunun da
Parstı ilk atası
Şafak sökerken homurdandı pars
Bir ihtiyar gibi, yiğit günlerini hatırlayarak
Belki de kediyi çağırıyordu
Biz aynı soydanız diyerek
Yalnız kendi gezerdi çalımla doruklarda
Açlık ve soğuk onu yorsa da
Kediye miyavlayarak
Aşağılara in diyordu, in aşağılara
Doymuştu o süte sabahleyin
Pekâlâ ne desin bundan başka
Sıcak ocak, yumuşak döşek
Nasıl gitsin uzağa…
Pars olmak istemezdi.
TAKVİMİ TASHİH
Yeni yıl olamaz bence bir ocak
Nevruzla da başlayamaz yeni yıl
Güzün başlamalı yeni yıl bence
Gökten lapa lapa kar yağabilir
Ve otlar yeşerse şaşmamak gerek
Bence güzün başlamalı yeni yıl
İstersen gül
Güzün hava her an değişebilir
Üstünüze kâbus abanabilir
Bence güzün başlamalı yeni yıl
Ama niçin dersen ben de bilemem
İDİL KIYISINDA 9
VASLEY MITTA
Ne güzeldi ah, İvanov Bulvarı10
Bal kokulu ıhlamur ağaçları
Her nereye gitsem unutmam aslâ
Beyazlara bürünmüş Şubaşkar’ı11
Yıldızlı astralar12, narin dalyalar
Al benekli sarı Latin çiçeği
Gençlik yıllarında goncaydık belki
Ah yeni anladım ben bu gerçeği
İdil boylarında gezdik dolaştık
Gençlik bu ya, çığır açtık, yol açtık
Nerde ömrümüzün o altın çağı
Şimdi yolun menziline ulaştık
ANA DİLİM
Kutsal ateş ana dilim
Çılgın canım kurban sana
Doğruluk, güzellik, ilim
Hürriyet aşkı ver bana
Yolda yorulanlar için
Sen oldun umut yıldızı
Buhranlı gecede çın çın
Zil çalıp uyandır bizi
Gençlere kanat olursun
Ak saçlılara sığınak
Bu dil öldü sanacaklar
Külünden tekrar doğacak
Yurdumu kurtar yasından
Bir mutlu bahara çevir
Işıklı çiy damlasından
Bir yudum da bana içir
Senin verdiğin iksirden
İçip şahin olurum ben
Şarkı söyleye söyleye
Yükselirim mavi göğe
KİTÂBE 13
Ömür boyu görmesem de îtibar
Kardeşlerim yükseltip seslerini,
Söylesinler bin şarkımdan birini
Olacağım mezarımda bahtiyar
ESKİ DOST 14
TAHIR KAHHAR
Hirat`lı Özbeğ`in Türküsü
Kaygı basmış, gözde yaşım bir pınar gel eski dost
Ağlarım hep merhamet kıl hâlime gel eski dost
Ayrılıp gitmiş nice kardeş kavim kandaş uruk
Bir dönüp bakmazlar asla el güler gel eski dost
Tutmuyor asla sözüm ah neyleyim geçmez nazım
Kalmadı insaf ü izân gayrıda gel eski dost
Koştular bahtın peşinden çâresiz kayboldular
Baktılar köprü yıkık yollar bozuk gel eski dost
Dinleyin etrâfı bir kez var mı bir insan diyen
Kendine gel, gökten in bak hâline bir eski dost
Bindiğin sandal delik, yoktur kürek, kaptan çolak
Vah ne zâlim imtihandır girdiğin gel eski dost
Her iki sâhili tutmuş iki dünya uğrusu
Sorsalar hâmiyiz derler cümlesi gel eski dost
Eski devrin özlemiyle yalvarırlar anbean
Gündüzün kandil yakarlar boş yere gel eski dost
Şîr