Abdülkerim Dinç

Gagauzlara Dair


Скачать книгу

Nikolay Baboğlu, ÇALILI YOL DİRİLMEYE. Publitistika Yazılarından, Kişineu 2000, s.3-4

      3. Atanas Manof, GAGAUZLAR (Hıristiyan Türkler, Bulgarcadan çeviren: Türker Acaroğlu, Varlık neşriyatı, Ankara-1939, s.7)

      4. Güngör, Harun-Argunşah Mustafa. Gagauz Türkleri (TarihDil-Folklor ve Halk Edebiyatı) T.C. Kültür Bakanlığı yay., 2002-Ankara, s.170

      5. (Güngör, Harun-Argunşah Mustafa). s.19

      6. (Güngör, Harun-Argunşah Mustafa). s.210

      7. Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi, 12. cilt Romanya ve Gagavuz Türk Edebiyatı, Kültür Bakanlığı Yay.,1999-Ankara, s.336

      8. (Lenka Yabancı, 24 yaşında, Satılık Hacı-Akkerman) (Saba Yıldızı, Etnik bilimi-kültür-tarih dergisi sayı: 18, 2002, s.6) Derleyen Petri Zavrak, 30. yıllarda

      9. (Lenka Yabancı, 24 yaşında, Satılık Hacı-Akkerman) (Saba Yıldızı, Etnik bilimi-kültür-tarih dergisi sayı: 18, 2002, s.6) Derleyen Petri Zavrak, 30. yıllarda

      10. (Güngör, Harun-Argunşah Mustafa) s.199

      11. (Manov, s.163-164) (Güngör, Harun- Argunşah Mustafa) s.214-215

      12. (Kemençeci Dimyan 43 yaşında Tatar Kıpçak) (Saba Yıldızı, Etnik bilimi-kültür-tarih dergisi sayı: 18, 2002, s.5) Derleyen Petri Zavrak, 30. Yıllarda

      13. (N.Baboglu, İ.Baboglu, Gagauz Literaturası, Hrestomatiya, Chişinau, 1997, s 28-29)

      14. (Güngör, Harun-Argunşah Mustafa) s.194

      15. N.Baboglu, İ.Baboglu, Gagauz Literaturası, Hrestomatiya, Chişinau, 1997, s 19

      GAGAUZ DESTANLARINDA KÖROĞLU KÖROĞLU IN GAGAUZ EPIC

Dr. Abdulkerim DİNÇ

      Dionis Tanasoğlu, Köroğlu destanını şöyle tanıtır: “Türk halkların folklorunda var bir geroy, adı Kör-oglu. Onun girgin yaptıkları için düzülmüş gözel pietler, annatmak hem türkü.

      Neçin demişler ona Kör-oğlu?

      Bobası onun Hasan, zorda kalıp, yanaşmış bir zengin hem fena beye beygir bakma. Beyin bir kere üfkesi çıker Hasana da izin verer onun gözlerini çıkarsınnar. Adam kör kaler. Ama varmış onun bir oolu, adı Ali. Bu çocuk pek severmiş beygirleri. Bobosında varmış sade bir genç tay. O onu büüder da emin eder, ani kin çıkaracek hain beylerden kendi bobası için hem hepsi fıkareler için. O girgin düşer onnarlan, ona toplaşer çok girgin yigitler da düzerler bir kavi asker. İnsan demiş ona girgin Kör-oglu (körün oglu). Bu dastan Kör-oglu rasgeleer bizde de.” (Dionis Tanasoğlu, Ana Dili, Kişinev-1990, s.15)

      Gagauzlardan derlenmiş Köroğlu destanının, “bir adam varmış” diye başlayan hikâyesi şöyledir: Adam, oğlunu çağırır yanına ve: “Bak te o hergele gelecek suya, hepsi beegirlee içee su, nereyi akee, akıntıya doru içerle. Bak angısı suya karşı içee, te o ürük olacek.” (Özkan, s.242) der.

      Çocuk babasının tarifine uygun beygiri alıp getirir. Padişah kendisine böyle bir beygir getirdiği için sinirlenir ve adamın gözlerini kör ettirir. Kör adam, oğluna der ki, yeraltında bir ahır aç ve o atı ahıra koy. Ama o yere asla ışık girmeyecek. Kör adam, atın sırtını sıvazlar ve hemen anlar ki küçük de olsa bir ışık sızmaktadır. Oğluna orayı kapattırır. Kör adam ve oğlunun yetiştirdikleri at, Padişahın bütün atlarını geçer.

      Türk Dünyası Destanlarının Tespiti, Türkiye Türkçesine Aktarılması ve Yayımlanması Projesi çerçevesinde, “Gagauz Destanları”nı derleyen Prof. Dr. Nevzat Özkan, eserinde, Atanas Manof, Dionis Tanasoğlu’nun, L.S. Çimpoeş’in eserlerinden Köroğlu metinlerini bir araya getirerek değerlendirmeler yapar.

      Dionis Tanasoğlu’nun, Gagauz öğrenciler için hazırladığı ders kitaplarına aldığı Köroğlu metinleri Gagauz destanı olarak değerlendirilemez. Metinlerin başındaki “Türk – Oğuz dastanı” ibaresi dikkat çekicidir. Bu durumu, Mihail Çakır’ın, “Besarabyalı Gagauzların İstoryası” isimli eserinde Gagauzları “halis Türk soyu” olarak vasıflandırmasından sonra, Gagauz aydınlarının ve yazıcılarının kimlik arayışının bir tezahürü olarak değerlendirebiliriz. Tanasoğlu, modern bir destan/roman olarak kabul edebileceğimiz “Uzun Kervan” isimli eserinde Gagauzların köklerini Orta Asya’da arar. Kimliğin yaratılmvasında toprak kadar, maddi yaratmalar kadar destanların, efsanelerin, halk ezgilerinin ve dilin imkânlarının da büyük faydaları vardır. Vatan yahut Silistre ile Türk kimliğinin yaratılmasına Namık Kemal’in hizmetlerinden, 62 yıl sonra Mihail Çakır, Gagauzların kimliğini tarif etmeye başlamıştır. İşte Tanasoğlu’nun ders kitabına aldığı Köroğlu metninin başına koyduğu “Türk – Oğuz Dastanı” ibaresini bu anlamda değerlendirmeliyiz. Sadece “Oğuz destanı” yahut “Türk destanı” yazmamıştır. Türk destanı ile etnik kimliğe işaret ederken, Oğuz destanı ile de İslâm öncesi çağlara atıfta bulunmuştur. Tanasoğlu’nun kitaplarına aldığı özetler, Köroğlu destan parçaları olarak ifade edilen ancak “ballada türküleri” olarak değerlendirebileceğimiz metinler çağdaş Gagauz edebiyatında yahut Gagauz ruhunda akisler yaratmamıştır. Derleme parçalar Gagauzların, Balkan Türkleri ile temaslarının bir hatırası olarak arşivlerde yerini almıştır. 1950’lerden sonra ortaya çıkan Gagauz edebiyatı, köklerini Oğuz destanlarında aramaya başlamıştır. Bunu, en açık biçimde Dimitri Savastin’in resimlerinde ve Ta-nas Karaçoban’ın heykellerinde görebiliriz. Ayrıca Todur Zanet’in şiirleri, en şuurlu arayışlardır.

      Özkan’ın, Köroğlu destan metni olarak eserine aldığı 1989 yılında Moldova’nın Çadır şehrinde 1954 doğumlu Vera Guboğlu’ndan M. A. Durbaylo derlemesi imgeler olarak Gagauz kültürüne dair işaretler taşımaktadır. Belki bütün Gagauz destanları, ballada türküleri ile birlikte çözümlenmesi gereken bu imgeler ayrı bir çalışmayı gerektirmektedir.

      Kazakistan Gagauzlarından derlenen Dengiboz destanı, “Su Aygırı” efsanesi, Köroğlu destanı ve Dede Korkud hikâyelerinden Bamsı Beyrek’ten izler taşır. Dengiboz, ihtiyar bir adamın sattığı üç taydan en zayıfı olmasın, üç yılda yetiştirilmesi, olağanüstü özellikler göstermesi, suya bastığı an kuru toprak çıkarması, kazığını sökerek sahibini uyarması ve onunla konuşması ile Köroğlu’nun Kıratı ile aynı özellikleri gösterir.

SONUÇ

      Sonuç olarak, yüzlerce yıl Dobruca bölgesinde ve daha sonra Besarabya’da yaşayan Gagauz Türkleri, kendi söyleyişleriyle bir “Köroğlu dastanı”na sahip değildirler. Ancak, hatıralarında taşıdıkları Köroğlu metinleri, Köroğlu destan literatüründe taşıdığı özel imgeler, isim değişimleri ile özel bir yere sahiptir.

KAYNAKÇA

      1. Nikolay Baboglu, İgnat Baboglu-Gagauz Literaturası. Hrestomatiya, Chişinau. 1997

      2. Dionis Tanasoğlu-Bucaktan Sesler, Kişinev, 1959

      3. Dionis Tanasoğlu- Ana Dili 5, Kişinev, 1990

      4. Nevzat Özkan-Gagauz Türk Edebiyatı, (Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi 12, Romanya ve Gagavuz Türk Edebiyatı, Kültür Bakanlığı, Ankara, 1999

      5. Nevzat Özkan (Prof. Dr.), Gagauz Destanları, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara, 2007

      6. Nikolay Baboglu, İgnat Baboglu-Literatura Okumakları, Kişinev, 1988

      7. Harun Güngör, Mustafa Argunşah-Gagauz Türkleri (TarihDil-Foklor ve Halk Edebiyatı) Kültür Bakanlığı, Ankara, 2002

      GAGAUZ FOLKLORUNDA ÖLÜM

      Yüzyıllarca farklı kültürlerin arasında yaşamalarına rağmen dillerini ve kültürlerini muhafaza eden