ayva sarısı olacak.
Karında üstelemeyecek
Şunu alalım bunu alalım
Çocuğunun gözünü yaşartacak
Vitrindeki bisiklet …
Ve sen
Umurunda olmasın
Şişmanlık derttir
Olacaksın bir iskelet.
İNSAN OLUŞUMU UNUTTUM 127
Yıprattılar beni
Dilimi yıprattılar
Gözümü kaşımı
Ayaklarımı yıprattılar
Kollarımı
Birer, birer ağarttılar
Saçlarımı.
Unuttum sağı solu
Ekmeği unuttum
Kaşığı, çatalı
Tuzu, şekeri, biberi
Ağlayışı, gülüşü
Bulutu unuttum
Yağmuru
Suyu kumu…
Vesselam
İnsan oluşumu unuttum.
SİGARA 128
Gıpta ediyorum doğrusu sana
Senin gibi olmadığıma
Varsın vurmasın benim de sol yanım …
Etim kemiğim
Gözüm kaşım olmasın
Damarlarımda akmasın kanım.
Özleyiş de bilmesin bu gönül
Bilmesin.
Ama senin gibi ben de
Yalnızlığın gecelerine eş olayım
Ve dudağında titreyip bir kişinin
Her sızısını, her kederini
Saçlarını ağartan düşüncelerini
Avutabileyim kana, kana.
O zaman
İstersen ben de kül olayım
Senin gibi
Yana, yana.
YİTİRİLEN UMUTLAR 129
Güz oturmuş her şeyin üzerine
Güneş ışığını kaybetmiş
Rüzgarın elinden sarı, sarı
Düşen yapraklar mı?
Örümcek ağı gibi önünde yollar
Birinin çıkışını bilmiyorum
Çocukluğumun yeşilliği solmuş
Ayrılan dostlar mı?
Ne gündüz, ne gece, ne yaz
İçimde her şey yapayalnız
Göz görmez, dil konuşmaz
Yitirilen umutlar mı?
NO: 96 HASAN NURİ AYDIN (1941)
Hasan Nuri 1941 yılında Razgrat ilinin Ada (Ostrovo) köyünde orta halli bir çiftçi ailesinde doğdu. İlk ve orta okulu köyünde okudu. Daha sonra Razgrat “Nikola Yonkov Vaptsarov“ adlı Türk Lisesine yazıldı, lakin bir yıl sonra Türk okulları Bulgar okulları ile birleştirilince genç şair öğrenimine devam ederek oradan mezun oldu. Aynı yıl Sofya Devlet Üniversitesinin Zooteknik Bölümünü kazandı ve dört yıl sonra oradan Zooteknoloji uzmanı olarak diploma aldı. Uzun yıllar doğduğu köydeki Ziraat Emek Kooperatifinde Zooteknoloji uzmanı olarak görev yaptı. Bu zaman zarfında birkaç yıl köydeki Okuma Yurdunun başkanlığını üslendi. Dram ve folklor gruplarında aktif rol aldı. Köydeşi şair İdriz Hasan Ömer ile şiir geceleri düzenleyerek köyünün ve bölgenin kültür çalışmalarına önemli katkı sağladı.
Bulgar Devletinin Türkleri eritme politikasına şiddetle karşı çıkınca, sürgüne gönderildi ve işsiz kaldı. 1989 yılında zorunlu göçe tabi tutuldu. Ailesiyle birlikte Türkiye’ye iltica etti. Çorlu’ya yerleşti. Çorlu Ziraat Bankasında göreve başladı ve 2002 yılında yaş haddinden emekliye ayrıldı. Halen Çorlu’da oturuyor. Evli ve iki çocuk babasıdır. Bulgarca ve Rusça biliyor.
Hasan Nuri şiirle çocukluk yılarında tanıştı. Yunus Emre ile, Pir Sultan Abdalın nefesleri ile büyüdü. Lise yıllarında ilk şiir denemelerini yaptı. Şiirlerinde neslinin aşk duygularını, beklentilerini ve endişelerini dile getirdi. Daha sonraki yıllarda onun şiirinde mantık ve sosyal konular ön plana çıtı. Şiirlerinde sade ve akıcı bir dil kullandı.
Hasan Nuri şiirlerini bir kitapta toplayıp yayımlama imkanı bulamadı. Eserleri Bulgaristan’da Türkçe yayımlanan merkez ve yerel basın sayfalarında ve dostlarının dosyalarında dağınık bir halde yer almaktadır.
DOYABİLİR MİYİM 130
Şöyle bir coşsam
Doyasıya haykırsam
Gönül, gönül…
Nehir olup yatağımdan taşsam
Çağlasam gürül, gürül..
Sarı bereket denizlerinde dalgalanan başak
Bulutlar delen neft kulelerinde
Parlayan ışık olsam
Enginleri öpen gözlerde fer
Dağları devirenlerin saflarında er olsam.
Ak güvercin olup uçsam
Kızıl ufuklara, dünyayı dolaşsam…
Bağrı yanık anaların göz yaşlarını
Kanadımla silsem
Soğuktan titreyen gavroşları (Sokak çocukları)
Koynumda ısıtsam
Şehit mezarlarına
Al, mavi çiçeklerden çelenk örsem…
Bir de bütün dünyayı bahtiyar görsem
Yaşamaya doyabilir miyim dersin?
HAYRAN 131
Bağır
Bağır
Bağırıyor
İçimde bir ses
Bu tevekkel değil.
Toprak bağırıyor
Taş bağırıyor
Ot bağırıyor
Bahardan güzel
Baharı çağırıyor.
Güneş bile batarken
Geri bakıyor
Bize hayran.
İZ 132
Durma,