kucağında,
Ana koynunda uyuyan bebek gibi
Çiçeklerin kucağında
Ufuktan ufka uçan kelebek gibi
Duymak tatmak bahtiyarlığı.
Sabah çiyinde sürünen salyangoz gibi sürünmeden
Maviliklerde görmek kendini
Bir dakika olsun…
Sahili görüp de bırakmamak kürekleri elden
Göğüsle korumak yanan yürekleri kara yelden
İncitmeden vicdanını, esirgemeden kanını
Ardında nikbinlik dolu bir yol bırakmak nesillere
Sonunda duymak, tatmak bahtiyarlığı
İsterse bir dakika olsun.
YÜCE ŞAİR 134
Şiir yazmak istemiştim
Telleyip pullamadan
Satırlar gül koksun demiştim
Kafiyelerinde bülbül ötsün
Her hecesinde şiirimin.
Kalbimin ateşi tütsün demiştim
Meğer hayatmış yüce şair…
ANIT DİK 135
Bir sigara yaktım
Yanıyor sigaram
Ve duman…
Yaz yağmuru gibi sırtımdan geçen
Gençliğim geliyor aklıma
Yaz yağmuru kadar
Temiz ve sıcak…
O zaman bir keder
Sarıyor beni boğarak…
Üzülmeyi bırak
Keder arama zamanı değil
Çekici al
Kuleler kurarak
Gençliğin anıtını dik bu gün.
Bir gün gelir esef etmezsin
Geçtiğine örünün.
NO: 97 RAFET SEYDALİ CAMCI (1942)
Rafet Seydali 1942 yılında Kırcali iline bağlı (Çenooçene) Karagözler Beledeyesinin (Patitsa) Ördekler köyünde fakir bir çiftçi ailesinde doğdu. Çocukluk yıllarında babasını kaybetti. İlk okulu doğduğu köyde, ortayı Karagözler’de liseyi Kırcali’de okudu. Daha sonra Haskova’daki Yüksek Öğretmen Enstitüsünün Türkçe–Fransızca Bölümünden mezun oldu. Hemen askere alındı. Terhis olduktan sonra Kırcali ilinin Svobodinevo köyündeki orta okula müdür olarak tayini çıktı. Orada birkaç yıl görev yaptıktan sonra, Kırcalideki il Gençlik Örgütüne enstrüktör olarak atandı. Orada ki başarılı çalışmalarından dolayı kısa bir zamandan sonra İl Örgütünün Basın Yayın Şubesinin sorumlusu oldu. Moskova’daki Yüksek Parti Okuluna gönderildi. Okulu yüksek başarıyla bitirdi. Yurda dönünce Kırcali il Gençlik Örgütünün Birinci sekreterliğine getirildi. Daha sonra merkeze alınarak uzun yıllar Tarım Bakanlığında Bakan yardımcısı olarak çalıştı.
Totaliter rejimin çökmesinden sonra yeni demokrasi döneminde üç yıl Haskovo’da vali yardımcısı oldu. 1994 yılında emekliye ayrıldı. Halen Kırcali’de oturuyor. Evli ve iki çocuk babasıdır. Bulgarca ve Rusça biliyor.
Rafet Seydali şiiri lise yıllarında sevdi. Şiirlerinde lirik duygularını, yurt sevgisinin kutsallığını ve insan emeğinin yüceliğini dile getirdi. Onun, neslinin diğer şairlerinden farkı, şiirlerini siyasi hayatına kurban etmemesidir.
Şiirlerini bir kitapta toplatıp yayımlamadı. Şiirlerini daha fazla yıllık antolojilerde, merkez ve yerel basın sayfalarında dağınık bir şekilde görüyoruz.
SENDEN AYRILIRKEN 136
Ayrılırken senden
Koskoca bir köy bıraktım ardımda
Sokaklar bıraktım
Her köşesi hatırlar dolu …
Ağaçlar bıraktım dalları yeşil
Kervanlardan hatırlayasın beni diye
Uzun, uzun uzayan yollar bıraktım.
Hasretliğin yarısını san a bıraktım
Yarısı bende kaldı
Ve benim için düşünmeyi bıraktım sana.
Birde köy kenarında bir ferma bıraktım
Yolladığım çiçeklerden hatırlayasın beni
Dostlarımı ve annemi bıraktım.
Bir ay bıraktım geceleri kıra çıkarsın
Bir çeşme bıraktım köy ortasında
Akşamları suya inersin diye
Üstelik bir de, “Adacığı”, bıraktım
Yolumu gözlersin diye.
YÜRÜDÜM 137
Yürüdüm,
Üzüm tadında türküler aktı içime
Baktım yurdun sıradağlarına
Sarı sürme yakınmış
ağaçlarda yapraklar.
Ellerime baktım, ellerim istekli işe
Ve aldım torbayı, çıktım dağlara…
Sonra Rodoplar’ da tütün uçladım. (tepe koparmak)
Kervanlar yettim Küstendil yollarında
Dobruca’ da bloklar kesti yolumu;
Pamuk toplamaya koyuldum sonra
Sevgi ile sevinçle…
Ama bir dilber:
Toplayamazsın. Dedi.
Ellerin yakışmaz. Dedi.
Ve koyuldu işine, kırdı elimi kolumu
Sonra yine baktı kaş altından
“Toplayamazsın” diyen bakışlarıyla
Ve bir de gülümsedi hafiften
İçime bir sıcaklık aktı
bu gülümseyişten
hele işi, akıldan çıkaracak adamı
Toplayamam m ı?
Hey kız.
Etme bana.
İşte sıram.
Al da kat istersen sırana…
Yürüdüm,
Üzüm tadında türküler aktı içime…
KENDİME HESAP 138
Türlü çiçek sularım – açılır mis kokar
Fidanlar dikerim – yüklenir dallar
Bir çeşme kurdum – buz gibi akar
Bir bina kurdum – rengi bembeyaz
Arkamda