Şaban Mahmudoğlu Kalkan

Bulgaristan Türk Şiiri Cilt 2


Скачать книгу

kucağında,

      Ana koynunda uyuyan bebek gibi

      Çiçeklerin kucağında

      Ufuktan ufka uçan kelebek gibi

      Duymak tatmak bahtiyarlığı.

      Sabah çiyinde sürünen salyangoz gibi sürünmeden

      Maviliklerde görmek kendini

      Bir dakika olsun…

      Sahili görüp de bırakmamak kürekleri elden

      Göğüsle korumak yanan yürekleri kara yelden

      İncitmeden vicdanını, esirgemeden kanını

      Ardında nikbinlik dolu bir yol bırakmak nesillere

      Sonunda duymak, tatmak bahtiyarlığı

      İsterse bir dakika olsun.

      YÜCE ŞAİR 134

      Şiir yazmak istemiştim

      Telleyip pullamadan

      Satırlar gül koksun demiştim

      Kafiyelerinde bülbül ötsün

      Her hecesinde şiirimin.

      Kalbimin ateşi tütsün demiştim

      Meğer hayatmış yüce şair…

      ANIT DİK 135

      Bir sigara yaktım

      Yanıyor sigaram

      Ve duman…

      Yaz yağmuru gibi sırtımdan geçen

      Gençliğim geliyor aklıma

      Yaz yağmuru kadar

      Temiz ve sıcak…

      O zaman bir keder

      Sarıyor beni boğarak…

      Üzülmeyi bırak

      Keder arama zamanı değil

      Çekici al

      Kuleler kurarak

      Gençliğin anıtını dik bu gün.

      Bir gün gelir esef etmezsin

      Geçtiğine örünün.

1968 Ada köy – Razgrat

      NO: 97 RAFET SEYDALİ CAMCI (1942)

(Rafet Seydaliyev Camcıev)

      Rafet Seydali 1942 yılında Kırcali iline bağlı (Çenooçene) Karagözler Beledeyesinin (Patitsa) Ördekler köyünde fakir bir çiftçi ailesinde doğdu. Çocukluk yıllarında babasını kaybetti. İlk okulu doğduğu köyde, ortayı Karagözler’de liseyi Kırcali’de okudu. Daha sonra Haskova’daki Yüksek Öğretmen Enstitüsünün Türkçe–Fransızca Bölümünden mezun oldu. Hemen askere alındı. Terhis olduktan sonra Kırcali ilinin Svobodinevo köyündeki orta okula müdür olarak tayini çıktı. Orada birkaç yıl görev yaptıktan sonra, Kırcalideki il Gençlik Örgütüne enstrüktör olarak atandı. Orada ki başarılı çalışmalarından dolayı kısa bir zamandan sonra İl Örgütünün Basın Yayın Şubesinin sorumlusu oldu. Moskova’daki Yüksek Parti Okuluna gönderildi. Okulu yüksek başarıyla bitirdi. Yurda dönünce Kırcali il Gençlik Örgütünün Birinci sekreterliğine getirildi. Daha sonra merkeze alınarak uzun yıllar Tarım Bakanlığında Bakan yardımcısı olarak çalıştı.

      Totaliter rejimin çökmesinden sonra yeni demokrasi döneminde üç yıl Haskovo’da vali yardımcısı oldu. 1994 yılında emekliye ayrıldı. Halen Kırcali’de oturuyor. Evli ve iki çocuk babasıdır. Bulgarca ve Rusça biliyor.

      Rafet Seydali şiiri lise yıllarında sevdi. Şiirlerinde lirik duygularını, yurt sevgisinin kutsallığını ve insan emeğinin yüceliğini dile getirdi. Onun, neslinin diğer şairlerinden farkı, şiirlerini siyasi hayatına kurban etmemesidir.

      Şiirlerini bir kitapta toplatıp yayımlamadı. Şiirlerini daha fazla yıllık antolojilerde, merkez ve yerel basın sayfalarında dağınık bir şekilde görüyoruz.

      SENDEN AYRILIRKEN 136

      Ayrılırken senden

      Koskoca bir köy bıraktım ardımda

      Sokaklar bıraktım

      Her köşesi hatırlar dolu …

      Ağaçlar bıraktım dalları yeşil

      Kervanlardan hatırlayasın beni diye

      Uzun, uzun uzayan yollar bıraktım.

      Hasretliğin yarısını san a bıraktım

      Yarısı bende kaldı

      Ve benim için düşünmeyi bıraktım sana.

      Birde köy kenarında bir ferma bıraktım

      Yolladığım çiçeklerden hatırlayasın beni

      Dostlarımı ve annemi bıraktım.

      Bir ay bıraktım geceleri kıra çıkarsın

      Bir çeşme bıraktım köy ortasında

      Akşamları suya inersin diye

      Üstelik bir de, “Adacığı”, bıraktım

      Yolumu gözlersin diye.

      YÜRÜDÜM 137

      Yürüdüm,

      Üzüm tadında türküler aktı içime

      Baktım yurdun sıradağlarına

      Sarı sürme yakınmış

      ağaçlarda yapraklar.

      Ellerime baktım, ellerim istekli işe

      Ve aldım torbayı, çıktım dağlara…

      Sonra Rodoplar’ da tütün uçladım. (tepe koparmak)

      Kervanlar yettim Küstendil yollarında

      Dobruca’ da bloklar kesti yolumu;

      Pamuk toplamaya koyuldum sonra

      Sevgi ile sevinçle…

      Ama bir dilber:

      Toplayamazsın. Dedi.

      Ellerin yakışmaz. Dedi.

      Ve koyuldu işine, kırdı elimi kolumu

      Sonra yine baktı kaş altından

      “Toplayamazsın” diyen bakışlarıyla

      Ve bir de gülümsedi hafiften

      İçime bir sıcaklık aktı

      bu gülümseyişten

      hele işi, akıldan çıkaracak adamı

      Toplayamam m ı?

      Hey kız.

      Etme bana.

      İşte sıram.

      Al da kat istersen sırana…

      Yürüdüm,

      Üzüm tadında türküler aktı içime…

      KENDİME HESAP 138

      Türlü çiçek sularım – açılır mis kokar

      Fidanlar dikerim – yüklenir dallar

      Bir çeşme kurdum – buz gibi akar

      Bir bina kurdum – rengi bembeyaz

      Arkamda