dinleniyorsun istemesem de
Hatıralar diyorsun yanı başıma oturarak
Anılar diyorsun.
İlk akşamların kokusunu getiriyorsun bana
O zaman sahteliği ile
bir mehtap uzanıyor ağaçlar arasından
Ve coşuyor ruhum bu kimsesiz
saatlerinde gecelerimin.
Seninle sermaye doluyor rüyalarım
Seninle bir oluyor seyyar yıldızların pırıltısı
Bildim bileli beyazlığı saman yolunun.
Her saf ayrılıkta bir öpüş var.
Bir güzellik ve gönüllerinde taşıdığı
Ama bir kavga var senli benli her kötülükte.
Her ayrılıkta bir kavgası var kötülüklerin,
Gözlerini öpmesem diyorum bu defa
Kendidir diyorum ayrılığın
Bir kavga ile uyanıyor yalnızlığım.
Ve seyahat eden kuşlar gibi
Debrolmuş (bitkin halde) buluyorum tümünü.
Gördüğüm rüyaların sabahları....
Sonra iş başı yapmak var
çok sevdiğim insanlarla
gidermek yorgunluğunu bu gecenin.
İSTEĞİM 16
Ben öyle istiyorum işte…
Tabiatı yeşil görmek her zaman
Ve solmadan çiçeklerin tüm renkleri
Ve incitmeden insanlığı
Kn üfür bile etmeden karıncaya
Yaşamak, yaşamak.
Kırmadan birde hiç bir şeyi
Yalancılığın şarlatanlığın
Köküne kıran sokmak
Ve imdadına koşabilmek herkesin
Öylesine bir kuvvet işte…
Bir de ezebilmek her kötülüğü istediğimde
Ve bir de istediğimde koruyabilmek bu dünyayı
Ve yaşayarak ve severek
Yaşam hevesini söndürmemek insanlıkta.
Ben öyle istiyorum işte.
ORTAMSIZ SEVGİ 17
Evler gibi yükledim belleğimi
İnsan olmak
Yaşamak geçiyordu benimde içimden.
Salt seni değil
İnsanları da sevmek
Bir çağ boyu, dünyaca.
Yasak ettin bana insan olmayı
Her ilkyazı içimde yaşattım yaşamadan
Seni değil kimseyi sevemedim,
Sevmedim öpmedim
Senin olsun diye sevgilerim
Oldular mı?
İnsan olmamak istedim sonra
Mahkumlar gibi yaşadım
Kendime karşı hiç yeşermeden
Ne gölge yapabildim güneşli günlere
Ne sisli havalarda benlik
Yasak ettin bana insan olmayı da
Çılgın akşamlardan korudun beni gönlünce
Senin oldum mu?
Şimdi neyim ben aslında?
Ya bırak insan olayım
Yahut’ ta gebereyim insansızlıktan
Bir sevgi uğruna kirletme beni.
KÜÇÜK SEVİNÇLER 18
Uzun sürdü bu defa ayrıldığımız hafta
Haftalardır hasretini çekiyorum
O günü düşünüyorum da
Her gün herkes gibiyken
Pazarları bir büyük oluyorum
Sana varacağımdan.
Sigaramı çakmakla yakıyorum artık
“Made in Austria” yazıyor dibinde
Olup olacağı bir hediye dostlarımdan
Hani öyle biçimi filan da yok ama
Bir küçük sevinç ki içimde
Insanları büyükten eden.
Mektup yazdım şimdi yedek kalemimle
Hem dostlarıma hem sana
Kalemim “Soyuz” Leningrad’ tan…
O bilir hani çocukluğumun şiirlerini de
Yalnız gecelerimi de o bilir gülüm
Yıldızların teker, teker sönüşünü de.
Bir telefon yatıyor şimdi masamda
Ne ses ne seda
Bir sakinlik odamın her yerinde....
Bir az sonra bir ses gelebilir
Bu tellerle aşılabilir uzaklıklar
Beklediğim olmasa da insan seviniyor gülüm.
Bir benzeri var gönlümün sende
Sen hakikisin düşüncelerimin.
Az kimseler kaldı düşüncelerimde
Unutamam ki artık gülüm içimdesin
Aşık olsam da bir o kadar ben de
Ama neyleyim kadınım el aleminsin.
Küçük sevgiler bitmiyor nasılsa
Büyük oluyorlar ama gün, gün
Gülmek güzel şey gülüm
Güzel şey sevinmek
Bu dünya yaşadıkça tatlı
Bir de sevilmek var ya hani
Onu yapmalıyız gülüm insan kaldıkça.
PENCERE 19
Şaban Mahmut Kalkan’a
Yazgımıza saplı bir tasayla
Hüseyin Baba Tekke’sinden geçiyoruz
İlk yazın esas renkleri
Yorulmamış yeşil ve sarı.....
Çimenler fışkırmışlar topraktan
Yaban elması ağaçlarının yaprakları,
Altın balıklar gibi ayaklarımızda
Ayaklarımızda Mazhar Paşanın silinmemiş izi
Yıpranmamış algılarımızla
Güneş renginde bir hava