Baktıbek İsakov

Kırgız Konar Göçerleri


Скачать книгу

adı geçen bölgelerde yaşadıklarını muhtemel kılmaktadır83. Hatta bugün Özbekistan’ın Andican bölgesinde olan küçük bir Sayak grubu mensupları arasında, onların 200 yıl önce Tanrı Dağları civarından oralara geldiklerine dair efsanevî bilgilerin olması, Sayaklara mensup bazı grupların, asıl Tanrı Dağları bölgesinden civar yerlere göç ettiğinin işareti olmalıdır84. Tespit edilebildiği kadarıyla Tanrı Dağları’nda yaşayan asıl Sayak grupları, Cumgal ve Suusamır bölgelerini kendilerine yurt tutmuşlardı. Bu bölgelerdeki gruplar arasında, daha çok Cumgal’da yaşayanların, kendilerini bozulmamış ve özelliklerini koruyan Sayak grubu manasında “Taza Sayak” olarak tanımlamaları, onların bu bölgelerde eskiden beri bulunduklarını oldukça muhtemel kılmaktadır.

      XVII. ve XVIII. yüzyıllarda Sayakların coğrafî bakımdan Cumgal ve Suusamır bölgeleri yanında Dörbölcün, Isık Köl, Ketmen Töbö, Toguz Toro, Talas ve Çüy bölgelerinde bulundukları dikkati çekmektedir85. Bu durum Sayakların XVI. yüzyıldan sonraki dönemlerde bazı siyasî, ekonomik ve sosyal sebeplerin tesiriyle başka bölgelere göç ettiğini göstermektedir.

      Harita 1: Sayak Uruu’nun bugünkü Kırgızistan coğrafyası üzerindeki dağılımı

      Belirtilen dönemlerdeki savaşlar, iç (uruular arası mücadeleler) ve dış (Kalmuklar, Çinliler, Kazaklar) saldırılar, otlak darlığının doğurduğu siyasî ve sosyal meseleler, sadece Sayak Uruu’nun değil, On ve Sol Kanat’a giren diğer Kırgız uruularının da yer değiştirmelerinde ve bazı uruu veya urukların birleşerek yeni birimlerin ortaya çıkmasında önemli bir rol oynamıştır. Bundan dolayı Kırgız uruuları ve Sayaklar daha geniş sahalara yayılmışlardı. Bu durumun tabiî bir sonucu olarak Kırgız uruuları en geniş bir şekilde kuzeyde İle (İli) Irmağı, güneyde Pamir ve Andican Dağları86; batıda Talas ile Çu (Çüy); doğuda Doğu Türkistan’ın bir kısmını içine alan geniş sahalarda konar-göçer bir hayat yaşamakta ve dolayısıyla Sayak uruusuna mensup olanlar da bahis konusu bölgelerde dağınık halde varlıklarını sürdürmekteydiler. XIX. yüzyıl ortalarında bu bölgelerin Rus hakimiyeti altına girmesi ve bunu takiben 1917’de Sovyet yönetimi kurulup sınırların çizilmesiyle Kırgız uruularının bir kısmı başka ülkelerin sınırları içinde kaldılar87. Bunun sonucunda Sayak Uruu’nun asıl grupları önce Rus hakimiyeti ve sonra Sovyet yönetimi altına girmesine rağmen (bk. Harita 1), Sayaklar da dahil küçük gruplar halindeki bazı Kırgız uruularının Doğu Türkistan ve Afganistan gibi yerlerde kaldıkları görülmektedir88.

      B) İDARİ YAPISI

      İdarecileri

      Sayak Uruu’nun idarecileri ile ilgili konuya girmeden önce, Kırgız uruularının genel siyasî yapılarından söz etmemiz icap etmektedir. Bu durum, Sayak Uruu’nun idarecileri ve idarî yapısı ile ilgili meseleyi bütünüyle anlamamız bakımından önemlidir.

      On ve Sol Kanat olarak bilinen Kırgız uruuları, bilahere coğrafî olarak bulundukları bölgelere göre ikiye ayrılarak yaşıyorlardı. Ancak böyle bir ayırımın, zamanla her iki grup arasında sosyal, ekonomik ve siyasî bakımdan bazı farklılıkların oluşmasına zemin hazırladığı görülmektedir.

      XVIII. yüzyılın ikinci yarısında kaleme alınmış bir kaynağa göre89, Kırgızlar XVI. yüzyılın başlarında idarî ve askerî sebeplerle On Kanat ve Sol Kanat olarak ikiye ayrılmışlar ve her iki grup da kendi aralarında birer idareci seçmişlerdi. Burada görülen idarî ve askerî teşkilatlanmadaki ikili yapı (Sağ-Sol, Batı-Doğu, Büyük-Küçük v.s. gibi), sadece Kırgızlarda değil, daha önceki devirlerde Hun, Göktürk, Uygur ve Oğuz gibi bir çok Türk kavimlerinde de görülmektedir. Bu durum Kırgız uruularının iki ana gruba ayrıldığını ve her bir grubun başında “Çoñ Biy” (Büyük Biy) adıyla bilinen birer idarecinin olduğunu göstermektedir90. Nitekim Talas’taki Kırgız lideri Mamatkulu, 1760’lı yıllarda Sayak Uruu’nun lideri Turukibay’ı, Sarıbagış uruusu lideri Çolikçi’yi ve hangi uruudan olduğu tespit edilemeyen Niş adlı kişiyi, Çin merkezine elçi olarak göndermişti91. Buradan anlaşılacağı üzere Mamatkulu, Sayak ve Sarıbagış uruularını da içine alan On Kanat Kırgız uruularının çoñ biy’i idi. Turukibay ise şüphesiz bu çoñ biy’e bağlı olan Sayak Uruu’nun “Uluk Biy”i veya lideri idi.

      Buna benzer bir şekilde Güney taraftaki Kırgız uruularının da idarî bakımdan bir yöneticisinin veya çoñ biy’inin olduğu düşünülmelidir. Nitekim XVIII. yüzyılda batı bölgesinde bulunan Kırgızların başında Akboto Biy adlı bir yöneticinin olması, onların daha önceki yıllarda böyle bir yöneticiye sahip olduklarının işareti olmalıdır92. Ancak XVIII. yüzyılın sonları ve XIX. yüzyılın başlarında batı ve doğu bölgesindeki Kırgızların, ikili sistem dahilinde iki ayrı idareciye sahip olmadıkları ve birbirlerine bağımsız çeşitli uruu biyleri idaresinde varlıklarını sürdürdükleri anlaşılmaktadır.

      Sayak Uruu’nun idarecilerine gelince: Sayakların en eski dönemlerden itibaren başlarında “biy” veya “uluk biy” unvanı ile bilinen idarecilerin olduğunu düşünmek mümkündür. Burada uruunun, özellikle XVIII. yüzyılın sonları ve XIX. yüzyılın başlarında muhtelif gruplara ayrıldığı zamanlarda, her grubun başında birbirinden bağımsız biylerin olabileceğini de dikkate almak lazımdır93.

      Sayaklarda biylik, babadan oğula geçen bir özelliğe sahipti. Biyliğin bu özelliğinin geleneksel bir yapıda olmasından dolayı halkın itirazı pek olmazdı. Hatta biyin vefatı veya yaşlanması gibi durumlarda bile halk ve diğer yetkililer, yönetime kimin geleceğine karışma gibi bir düşünce içinde bulunmazlardı. Değişim esnasında sadece küçük bir tören ile biyin oğlunun biy olduğu duyurulurdu. Biyin bir oğlunun olması durumunda biyliğin tek halefi o olurdu. Birkaç oğlunun olması durumunda ise büyük oğulun babanın yerine geçmesi gibi bir gelenek vardı. Ancak bazen babanın yerine geçecek olan büyük oğulun, idarî yeteneğinin veya yönetim kabiliyetinin olmaması gibi durumlarla karşılaşılabilinirdi. Bu bakımdan baba olan biy, daha hayatta iken yerine kimin geçeceğini oğulları arasından tercih ederdi. Ancak bazen biy’in hiçbir oğlu da olmayabilirdi. Bu durumda biy’in kardeşlerinden biri bu hakka sahip olurdu94. Hatta halk onlara “tektüü biy” (soylu biy) diye saygı gösterir ve biyliklerini kabul ederdi. Bu bağlamda Sayak gurupları arasındaki tektüü biy veya soylu biyler olarak Isık Köl’de Tülkü Biy, Cumgal’da Nurak Biy, Köküm Biy, Keldibek Biy, Nusup Biy ve Tülööke Biy ile Toguz toro’da Baytur Biy gibi biyler vardı. Bu biyler, Sayak grupları içinde tanınan ve itibarlı olan kimselerdi.

      Halk nazarında biylerin yeri çok büyüktü. Belki de bunun içindir ki, biyin büyüklüğüne işaret eden “Kulça işte / biyçe caşa” (Köle gibi çalış, biy gibi yaşa) veya “Ördök cokto / çulduk biy” (Ördek yokken, çulluk biydir) gibi ata sözleri, halk arasında yaygın olarak kullanılmaktadır. Hatta Kırgızcadaki “biylöö” (yönetmek) fiili ile yönetim anlamına gelen “biylik” kelimelerinin özünde “biy”in olması,