Hasan Yılmaz

Ertuğrul Bey’den Sultan Vahdettin’e Tarihin En Kudretli Hanedanı Üç Kıtanın Efendileri Osmanlılar


Скачать книгу

aldığında I. Murat ara vermeden batıya doğru fetihlerine devam etti. 1366-1368 yıllarında Bulgarların elinde olan Kızılağaç, Yanbolu, İhtiman, Samakov, Aydos ve Süzebolu kentleri ile Bizans İmparatorluğu’na bağlı Hayrabolu, Pınarhisar, Vize ve Kırklareli’yi de ele geçirdi. Osmanlı kuvvetleri karşısında çaresiz kalan Bulgar Kralı İvan Şişman, kendi statüsünü koruyabilmek için 1368’de kız kardeşi Prenses Marya’yı I. Murat ile evlendirerek Bulgaristan’ın Osmanlılara bağlı bir devlet olduğunu kabul etti. Bulgaristan’ın bağlı devlet olmayı kabul etmesiyle Osmanlı Devleti, Sırp Prensliği ile de komşu oldu.

      Türklerin kendileri için de tehdit teşkil ettiğini gören Sırplar, Sırp-sındığı Savaşı’nda büyük darbe yiyen haçlıların intikamını almak için harekete geçerek Bizans Devleti ile ittifak hâlinde Türklere saldırmak için hazırlık yaptılar. İttifakın hedefi, Türkleri Rumeli’den söküp atmaktı. Sırp ordusu, Trakya’dan Arnavutluk’a kadar uzanan bölgedeki 60 bin kişilik yerli Rum ve Sırp kuvvetlerinden oluşmaktaydı. Çir-men mevkisinde 1371 yılında yapılan savaşta, Sırplar yine bozguna uğradı. Papalık Hristiyanların başına gelen bu felaketi ancak 1372 ilkbaharında öğrendi. Papa XI. Gregor, Macar kralına yazdığı 1372 tarihli mektupta Türklerin Sırpları hâkimiyet altına aldıkları, böylece Macaristan, Sırbistan ve Arnavutluk’un arasına sokuldukları, Adriyatik Denizi kıyılarındaki limanlara kadar gelmelerinden korkulduğu ve Türklerin Hristiyanlık sınırları dışına atılması gerektiğinden söz etti.

      Çirmen’deki yenilgi haberi üzerine papa, yeni bir haçlı seferi hazırlamak için Venedik, Cenova, Kıbrıs, Yunanistan’daki bütün Latin devletleri ve Aragon kralını toplantıya davet etti. Ancak yapılan toplantıdan bir sonuç alınamadı. Aynı yıl Çatalca da ele geçirilerek İstanbul’a bir adım daha yaklaşıldı. Sırp Despotu Lazar, 1374 yılında yapılan bir anlaşma ile yıllık vergi vermek şartıyla Osmanlı Devleti’ne bağlı devlet olmayı kabul etti.

      Bizans İmparatorluğu da Haraca Bağlandı

      Çirmen Savaşı’ndan Türklerin zaferle çıkmaları, Bizans imparatorunun ümidini kırdı. Yeni bir haçlı seferi düzenlenmesi ihtimali de ortadan kalkınca Bizans İmparatoru V. Yoannes Palaiologos, I. Murat ile müzakere yaparak, 1373 yılı başlarında imzaladığı bir anlaşma ile Osmanlı Devleti’ne yıllık vergi ödemeyi kabul etti. Bizans İmparatorluğu ile yapılan anlaşma gereğince, Bizans imparatoru Osmanlı Devleti istediği zaman imparatora yakın bir komutan altında asker göndermeyi kabul etti. Böylece Mayıs 1373’te Bizans imparatoru, Anadolu’da I. Murat’ın Candaroğulları’na karşı açtığı bir savaşa katılmak zorunda kaldı.

      Böylece Osmanlı Devleti, Rumeli topraklarına ayak bastıktan 20 yıl sonra Bizans, Bulgaristan ve Sırbistan’ı bağlı devlet durumuna getirmeyi başarmış oldu.

      Türkler, topraklarını Batı’ya doğru genişletirken, bu durumu fırsata çevirmek isteyen Macar kralı da Dalmaçya’da rakibi Venedik’e karşı savaş ilan etti. Macar kralının Kuzey Balkanlar’da Tuna’nın güneyinde yayılma girişimleri I. Murat’ın da işine yaradı.

      Savcı Bey İsyanı ile Sarsıldı

      I. Murat’ın Rumeli’de bulunduğu 1373 yılında, Bizans İmparatoru Yoannes’in büyük oğlu Andronikos Palaiologos ve Şehzade Savcı Bey, harekete geçtiler. Savcı Bey, kendini Bursa’da sultan, Andronikos da İstanbul’da kendini imparator ilan etti. I. Murat, oğlunun kendisine isyan ettiğini duyunca Boğaz’ı geçip Biga tarafına geldi ve isyandan habersiz görünerek oğlunu buraya sürek avına çağırdı. Ancak Savcı Bey babasının davetine uymadı. Asker toplayıp karşı koymaya karar verdi. Bunun üzerine I. Murat Bursa’ya yürüdü; Bursa yakınında Kite Ovası’ndaki karşılaşmada şehzade ele geçti; yandaşları kılıçtan geçirildi. I. Murat oğlunun suçunu itiraf ile itaat etmesini istedi. Şehzade sert sözlerle karşı koydu ve babasını hiddetlendirdi. I. Murat, bir daha tahta geçme imkânını ortadan kaldırmak için oğlunun gözlerine mil çektirdi.

      Balkanlar’da Toprak Reformu Yapıldı

      I. Murat’ın 1375-1381 yılları arasında Rumeli beylerbeyi yaptığı Timurtaş, Rumeli’de önemli reformlar gerçekleştirdi. Yerli Hristiyan askerlere tımar verilerek eski topraklarının bir kısmında Osmanlı ordusunda hizmet şartıyla yerlerinde bırakılması sağlandı. Bu reform Osmanlılar’ın Balkanlaşması sürecinde önemli bir adım oldu. Her şeyden önce Balkanlar’da yerli askerî grupların direnci önlendi, Osmanlı ordusu, Müslüman ve Hristiyan erlerle bir Balkan ordusu hâline geldi.

      I. Murat’ın, gitgide devletini büyütmesi, İslam dünyasının da ilgisini çekti. Türklerden başka, Araplardan ve Farslardan da Osmanlı ordusunun hizmetine girenler oldu. Bu askerler sarayın hizmetine alınarak kapıkulu sipahileri yapıldı. Bunlar, sarayın özel savunma birlikleri oldu.

      Devlette yapılan bir önemli reform ise yaygın bir hoşnutsuzluk sebebi olan, ölen tımar erinin tımarının alınıp başkasına verilmesi uygulamasının değiştirilmesiydi. Yapılan düzenleme ile ölen tımar erinin tımar hakkı, oğulları arasında bölüştürüldü. Böylece, askerin hoşnutsuzluğu giderildi.

      Gelibolu Geri Alındı

      Savcı Bey ile birlikte babasına isyan eden İmparator Yoannes’in oğlu IV. Andronikos, babası tarafından yakalanıp kör edilmişti. IV. Andronikos, gözleri iyi olduktan sonra Cenevizlilerin ve I. Murat’ın yardımıyla, 1376 yılının Ağustos ayında Bizans imparatorluğu tahtını ele geçirdi. Babası Yoannes ve kardeşlerini hapse atan IV. Andronikos’un, yaptığı anlaşma gereğince Bozcaada’yı Cenevizlilere vermesi gerekiyordu. Ancak adayı Venediklilerin işgal etmesi, Cenevizliler ile Venediklilerin savaşa tutuşmasına neden oldu. Bunun üzerine, Andronikos, 1367’de haçlıların eline geçen Gelibolu’yu, 1377 yılında Osmanlı Devleti’ne teslim etti.

      I. Murat, Gelibolu’yu kurtardıktan sonra Bizans’a karşı yürüttüğü siyasetinde değişikliğe gitti. Haziran 1379’da V. Yoannes zindandan kurtulup Üsküdar’da I. Murat’a sığındı. I. Murat, Yoannes’i devirip yerine oğlunu hükümdar yaptığı gibi, haraç ödemesi, Osmanlı ordusuna asker göndermesi ve Alaşehir’i teslim etmesi karşılığında oğlunu devirip yerine babasını geçirme sözü verdi. I. Murat, sözünü tuttu ve Andronikos, Galata’da Cenevizlilere sığınıp hükümdarlık koltuğunu babasına bırakmak zorunda kaldı.

      Düğün Diplomasisiyle Anadolu Beyliklerinde Nüfuzunu Artırdı

      I. Murat, 1381 yılında Anadolu beyleri üzerinde kontrolünü sağlamak için diplomatik atağa geçti. Bursa’da Şehzade Bayezid ile Süleyman Şah’ın kızının evliliği için büyük bir düğün düzenledi. Düğüne, Karamanoğlu, Hamitoğlu, Menteşeoğlu, Tekeoğlu, Batı Anadolu’dan Saruhan ve Aydınoğlu, Kastamonu’dan İsfendiyar çağrıldı. Karaman ve Güney Anadolu beyleri üzerinde üstün nüfuz sahibi Memlûk sultanı da davet edildi. Mısır elçisine, birinci elçi protokolü uygulandı. I. Murat, düğünde kızı Nefise Hatun’u Karamanoğlu Alâeddin Ali Bey’e nişanladı. Rumeli’den gelen uç beyi Evrenos, Anadolu beylerini gölgede bırakan bir zenginlik ve satvet gösterdi. Düğüne I. Murat’ın Rumeli’deki haraçgüzâr Hristiyan knezleri de davet edildi. Düğün sırasında önemli anlaşmalar yapıldı. Germiyan’dan, Karaman ülkesine sınırdaş olan Kütahya, Simav, Emet, Tavşanlı ve zengin Gediz şaphanesi Bayezid’in çeyizi olarak şehzadeye verildi. I. Murat, Rumeli’ye hareketinden önce Bayezid’i Timurtaş’la beraber Kütahya’ya yerleştirdi.

      Düğün, I. Murat’ın Anadolu beylerine üstün hâkimiyetini kabul ettirdiği bir diplomasi meydanına dönüştü. I. Murat’ın yaptığı bu diplomasi hamlesinin esas nedeni ise Balkanlar’da başlatacağı yeni genişleme hamlesine