Ahmet Cevdet Paşa

Kısas-ı Enbiya ve Tarih-i Hulefa I. Cilt


Скачать книгу

Cenabıhak, onun tövbesini kabul buyurdu. “Mekke tarafına git.” diye vahiy gönderdi. Hz. Âdem Aleyhisselam da oraya gidip Havva ile buluştu. Ondan sonra diğer insanlar, onlardan üredi ve nice kavimler ve sınıf sınıf insanlar türedi.

      Şeytanın da zürriyeti çoğaldı. Âdem’in evlat ve torunlarını azdırmakla meşgul oldu.

      Hz. Âdem’in vefatından sonra peygamberlik oğlu Şit Aleyhisselam’a geldi ve Hak tarafından ona elli sahife nazil oldu. Kâbe’yi ilk olarak taştan bina eden odur.

      Hz. İdris (a.s.)’ın Kıssası

      Hz. Şit’ten sonra peygamberlik İdris Aleyhisselam’a geldi ve ona da otuz sahife nazil oldu. İlk önce kalem ile yazı yazan ve elbise diken odur. Ondan evvel Âdemoğulları hayvan derisi giyerdi.

      İdris Aleyhisselam’a göklerin sırları açılmıştı. Nihayet Cenabıhak, onu diri iken göğe kaldırdı.

      Hz. Nuh (a.s.)’ın Kıssası

      Hz. İdris göğe çekildikten sonra Âdemoğulları doğru yoldan ayrıldılar ve putlara tapmaya başladılar. Cenabıhak, onlara Nuh Aleyhisselam’ı gönderdi. Hz. Nuh, nice yıllar kavmini tevhide (Allah’ın birliğine inanmaya) davet etti. Yalnız oğulları Sam, Ham, Yafes ve hanımları dışında pek az kimse iman etti, diğer insanlar ise kulak asmadı. Hatta kendisinin Yam adında bir oğlu da iman etmeyenlerdendi.

      Hz. Nuh Aleyhisselam, kavmine nasihat ettikçe onlar, kendisine eza ve cefa ettiler, onu hakir görüp alay ettiler. Sonunda kendisine ümitsizlik geldi ve onlara beddua etti. Duası kabul oldu ve “Bir gemi yap!” diye Allah tarafından kendisine vahiy geldi.

      Hz. Nuh, kırda, sudan uzak bir yerde gemi yapmaya başladı. Kavmi, oradan geçerken onunla eğleniyor, “Peygamber idin, dülger oldun!” diyorlardı. O da “Hoş zamanı gelince biz de sizinle eğleniriz.” diyordu.

      Gemi bitti, tufan alametleri ortaya çıkmaya başladı. Hz. Nuh, kendisine inananlar ile beraber gemiye bindi ve her çeşit hayvandan birer çift aldı. Her taraftan su yükselmeye başladı. Hz. Nuh, oğlu Yam’ı da gemiye binmesi için çağırdı. “Ben dağa sığınıp kurtulurum.” diye gemiye binmedi. “Bugün Allah’ın merhametinden başka sığınacak yer yoktur.” diye Hz. Nuh, oğluna nasihat ederken araya bir dalga girdi ve Yam boğuldu. Babalık yüreği bu ya, Hazreti Nuh üzülmeye başladı. Ne çare ki Cenabıhak, bütün müşriklerin helakini irade buyurmuştu. Yam da müşrik olduğundan onlara katıldı.

      Tufan her tarafı kapladı. Su, dağları aştı. Yeryüzündeki insanlar ve hayvanların hepsi telef oldu. O durumda Nuh’un gemisi, dağlar gibi büyük dalgalar arasından yüzüyordu. İşte bu şekilde tufanın etkisi, altı ay kadar sürdü. Sonra Allah’ın emri ile yağmurların arkası kesildi ve sular çekildi. Gemi, Cudi Dağı’nın üzerine oturdu ve gemidekiler selamet ile indiler. Âlem, bir başka âlem oldu.

      Ondan sonra insanlar, Hazreti Nuh’un üç oğlundan üredi. Onun için Nuh Aleyhisselam’a İkinci Âdem denildi. Arapların, İranlıların ve Rumların babası Sam, Sudan halkının babası Ham ve Türk kabilelerinin babası Yafes’tir.

      Âdemoğulları, böyle büyük bir bela görmüşken, sonradan yine azıttılar ve doğru yoldan saptılar. Tevhid-i Bârî’yi unuttular, putlara taptılar. Nitekim detayları aşağıda açıklanacaktır.

      Hz. Hud (a.s.)’ın Kıssası

      Tufandan sonra Yemen bölgesinde, Hadramut civarında Ahkaf denilen yerde Ad kavmi ortaya çıktı.

      O bölgeyi mamur ettiler ve güzel binalar yaptılar fakat doğru yoldan saptılar, putlara taptılar.

      Cenabıhak, onlara Hud Aleyhisselam’ı gönderdi. İçlerinden pek az kimse iman etti. Geri kalanlar ise şirk ve sapıklık içinde kaldı. Allah, onları şiddetli bir rüzgâr ile helaka uğrattı. Hazreti Hud ile ona iman edenler bir yere çekilip kurtuldular.

      Hz. Salih (a.s.)’ın Kıssası

      Ad kavminden sonra Şam ile Hicaz arasında Hicr denilen yerde Semûd kavmi ortaya çıktı. Onlar da dağları deldiler, taşları oydular, gayet muhkem evler yaptılar fakat onlar da Hak yolundan saptılar. Cenabıhak, onlara Salih Aleyhisselam’ı gönderdi. O da kavmine büyük mucizeler gösterdi. İçlerinden pek az kimse iman etti. Diğerleri iman etmeyip küfür ve sapıklık içinde kaldılar.

      Sonunda gökten bir kuvvetli ses geldi, tamamı helak oldu. Hazreti Salih ile ona iman edenler, Mekke’ye varıp orada ibadet ile meşgul oldular.

      Hz. İbrahim (a.s.)’ın Kıssası

      Nuh Aleyhisselam’ın çocukları önce Irak bölgesine yerleşmişler ve Fırat Nehri’ne yakın bir yerde Babil şehrini kurmuşlardı.

      Sonra içlerinden bir grup ayrılarak, Dicle kenarında ve şimdi Musul dediğimiz şehrin karşı yakasında Ninova şehrini kurmuşlardır.

      Babil’in kadim ahalisi olan Nabt kavmi Süryani diliyle konuşurdu. Babil’i başkent yapıp oradan her tarafa hükmederlerdi.

      Sonra Ninova’da ortaya çıkan Asur Devleti galip geldi. Ninova’yı başkent yaptı ve Babil de oraya tabi oldu.

      Daha sonra Babil’de Keldani kavmi kuvvet bulmuş ve Nabt kavminin ilim ve bilgisine vâris olmuştur.

      Babil ahalisi arasında Sâbie dini ortaya çıkmıştı ki yıldızlara taparlardı. Cenabıhak onlara İbrahim Aleyhisselam’ı gönderdi ve ona yirmi sahife indirdi. Hz. İbrahim, kavmini tevhide davet etti. İnanmadıkları gibi, Babil Hükümdarı Nemrûd, onu ateşe attı. Allah onu korudu, ateş onu yakmadı. İbrahim Aleyhisselam selamete erdi. Bazıları bu mucizeyi görüp ona iman etti.

      Hazreti İbrahim, müminler ile beraber Şam bölgesine hicret etti ve Mısır’a gitti. Sonra Kenan iline geldi, orada yerleşti.

      Hz. Lut (a.s.)’ın Kıssası

      Hz. İbrahim’in kardeşinin oğlu olan Lut Aleyhisselam, onunla beraber Babil bölgesinden Şam tarafına geçmişti. Sodom bölgesine peygamber olarak gönderildi.

      Bu bölgenin halkı ise küfür ve fücûr içinde bir halk idi. Yolsuzluk içinde, hiçbir kavmin yapmadığı fuhşiyatı icra ederlerdi. Hz. Lut, onları doğru yola davet etti, kendisini dinlemediler. Onlara çok nasihatlerde bulundu fakat kabul etmediler. Cenabıhak da onların başına taş yağdırdı. Depremlerle köylerinin altını üstüne getirdi.

      Tamamı helak oldu. Yalnız Lut Aleyhisselam, aile fertleriyle geceleyin içlerinden çıkıp kurtuldu.

      Hz. İsmail (a.s.) ve Hz. İshak (a.s.)’ın Kıssaları

      Hz. İbrahim’in hanımı Sare, çocuk doğuramadı. Hacer adlı cariyeyi kocasına verdi. Ondan İsmail Aleyhisselam doğdu. Bundan dolayı Sare, fazlasıyla kederlendi. Cenabıhak da ona merhamet ve inayet etti. İhtiyarlık vaktinde İshak Aleyhisselam’ı doğurdu. Sonra Hacer ile oğlu İsmail’i kıskandı ve “Bu diyardan uzak olsunlar.” diye ayak diretti. Hz. İbrahim Aleyhisselam çaresiz kaldı. Hemen Hacer ile İsmail’i aldı ve Mekke’ye götürüp orada bıraktı. Cürhüm kabileleri o zaman Mekke civarında idiler.

      Hazreti İsmail, onlarla yakınlaştı ve onlardan kız aldı. Hazreti İsmail’in on iki evladı oldu. Bu münasebetle Cürhüm kabilelerinden bazıları gelip Mekke’de yerleşmişlerdir. Ondan sonra Cenabıhakk’ın emri ile Hz. İbrahim, Mekke’ye gitti ve Hz. İsmail ile birlikte Kâbe-i Mükerreme’yi yeniden inşa ettiler.

      İsmail Aleyhisselam, Yemen kabilelerine ve Amalika’ya peygamber oldu ki o vakit Amalika kabileleri, Arap Yarımadası’nın Şam tarafında yaşıyorlardı. Sonra Hazreti İsmail’in oğulları ve torunları çoğaldı ve etrafa yayıldı. Nereye gittilerse galip oldular ve Amalika kabilelerini o bölgeden sürüp çıkardılar.

      Hazreti