İbrahim Alâettin Gövsa

Bedii Terbiye - Estetik Eğitimi


Скачать книгу

de rahnedar etsin.

      5

      Mektepte Sanat ve Zevk; Avrupa’daki Hareketler; Mektep Binaları; Haricî Tezyinat ve Bahçe – Dâhilî Tezyinat – Mektep Eşya ve Levazımı – Mükafât Kâğıtlarında Zarafet

      Mektebin dâhil ve haricini zevk-i selîm üzerinde mesut izler bırakacak surette tanzim ve tezyin etmek için yapılan ve yapılması mümkün olan mesai ve tedabirden bahsedelim:

      Çocukluk hatıralarını neşreden müellifler arasında mektep muhitinden duydukları nefret ve istikrahı söyleyenler; içinde okudukları binaların, haricî ve dâhilî cazibesizliklerini; kalın duvarlarını, zinetsiz demir parmaklıklarını, boş avlularını, ratip ve müzlim teneffüshanelerini şikâyetle anlatanlar; onları birer mahbes hâlinde tasvir edenler pek çoktur.

      Gerek bu şikâyetlerin hasıl ettiği aksi tesir ile gerek millî ve umumi harsın, irfanın mektepden itibaren i’lâsı endişesiyle Avrupa’nın her tarafında zevk ve sanatın mekteplere idhâline çalışan birçok heyetler teşekkül etti.

      Mektepte sanatı terviç eden harekâtın ilk defa Almanya’dan doğduğunu söylüyorlar. Orada bedii terbiye hususundaki şahsi teşebbüsler, nihayet Hamburg’da muallimlerden müteşekkil mühim bir cemiyeti vücuda getiriyor. Muhtelif vesait için dokuz şubeye ayrılmış olan bu cemiyet muntazaman verdiği konferanslar ve konserlerden maada vasıta-i neşr-i efkâr olmak üzere aylık bir mecmuaya da sahip bulunuyor. Bu kabîl muallim cemiyetlerine mukabil Almanya’nın bazı şehirlerinde “hayat-ı etfalde sanat” unvanıyla ebeveynden müteşekkil cemiyetler de var ki en mühimi Berlin’de olup 1901’de bu nam ile bir sergi küşâd etmiştir. Bu sergi “Mektep Yuvasının Tezyini”, “Mekteplerin Resimleri”, “Resimli Kitaplar” isimleriyle üç kısmı muhtevi imiş. Almanya’nın bütün irfan merkezleri ya bu kabîl cemiyetleriyle yahut mektep tezyinatı için mühim meblağlar tahsis eden belediyeleriyle bu maksadı terviç ediyorlar.

      Fransa’da mektebi çiçeklerle donatarak cazip, şevk-âlûd bir yuva hâline getirmek fikri on altıncı asırda Montaigne tarafından bile söylenmiş olmakla faaliyet hususunda birincilik yine diğer memleketlerde kalmıştır. Mamafih münferit ve dağınık teşebbüslerin neticesinde reisicumhurun himayesi ve ayandan Mösyö Couiba’nın riyasetiyle en büyük sanatkârlardan müteşekkil ve “Mektepte Sanat” unvanıyla 1907 Şubatı’nda bir cemiyet-i milliye tesis etti. Gayesi, “Çocuğa tabiat ve sanatı sevdirmek, mektebi onun için daha cazip bir hâle koyarak zevkin teşkiline ve binnetice gençlikte terbiye-i ahlakiye ve ictimaiyenin tenmiyesine çalışmaktır.”

      İngiltere’de 1883 senesinden beri “Mektep İçin Sanat” ismiyle mevcut olan heyet Londra mekteplerinin ihtiyac-ı sanatını temine çalışmaktadır. Bundan maada Fransa’dakine müşabih ayrıca bir heyet de teşkil etmiştir. İngiltere’de, bilhassa Amerika’da mektep saraylarının salon ve koridorları; heykeller, tablolar, her nevi güzellikler ile tezyin edilmek üzere ancak o memleketler için mutasavver olacak surette azîm meblağlar sarf ediliyor.

      Hollanda, İsviçre ve Belçika gibi Avrupa’nın en küçük medeniyet ocaklarında bu husustaki gayret istisgar olunamayacak derecede mühimdir. İsviçre’nin birer inci gibi mini mini ve temiz şehirlerinde iptidai mektepleri ufacık saraylar hâlindedir. Çoğunun şayan-ı dikkat ve telkinkâr tarz-ı mimarileri var. Hemen hepsi pencerelerinde çiçekleri, bahçelerinde yeşillikleri köşelerinden ve sütunlarından tırmanan zarif yapraklı nebatlarıyla birer mesut yuva manzarası arz ederler. Şayan-ı dikkattir ki mektep binalarının tecdidine iptidai mekteplerinden başlanmış ve merhum muallimin mecmuasının bir nüshasında mucib-i şikâyet ve hiciv olan Cenevre’deki eski bir lise tarzında tali müesseseler bu tertipte sona bırakılmıştır. “Muallim” mecmuasının 1332 senesinde intişar eden nüshalarından birinde İsviçre’deki bazı ziyaret ve tahassüsatını yazan bu muhterem zair, Cenevre’deki iptidai mekteplerini yahut yeni inşa edilen kız lisesini de ziyaret etmeli ve bunlardan bahsetmeliydi çünkü bize teselli verecek nadir ve fena misalleri aramaktan ziyade ibret bahşedecek iyi ve mebzul delilleri görmeye muhtacız.

      Belçika’nın da mektep hayatında sanatı terviç hususundaki teşebbüsatı Fransa’ya meşk-i taklit olacak derecede feyyaz idi.

      Sanayi-i nefîsenin vatanı olmasına rağmen bu hususta geri kalan İtalya’da ve nihayet İspanya’da ve Rusya’da bile mekteplerde sanatın tervîci için yeni yeni teşebbüsler zuhur etmektedir.

      Bizim için en şayan-ı ibret, komşumuz Bulgaristan’ın da bu meselede şayan-ı tadat faaliyetler göstermiş olmasıdır. Resim muallimi Mösyö Palaşev isminde bir zat, terbiye-i bediiyenin Sofya’da ilk teşebbüskârı olmak ve büyük ressamların tablolarını mektepler için kabil-i tedarik seriler hâlinde neşretmekle beraber “Gençlik Tabloları” unvanıyla bir kitap da telif eylemiştir.

      Bizde tedrisat hususunda yapılan inkılabat esnasında ya da mektep bina ve levazımının tecdidi sırasında bedii endişenin bir mevkî tutmuş bulunduğunu zannetmiyorum.

      Programlardaki resim, musiki, inşad, el işleri ve terbiye-i bedeniye gibi derslerin bu husustaki hissesi -zannederim- tertip ve tedris edenlerin ekseriyetince gayri meş’ûrdur.

      Meselenin ehemmiyetini ve diğer teabir ile birlikte yürümek hususundaki lüzum ve imkânı tekrar etmektense bizde tatbik edilemeyecek tedabirden bahsetmek daha müfît olur.

      Evvel emirde mektep binası, Alelıtlak muhteşem mektep binaları yapılmasını istemek şüphesiz hülyakâr bir temenni olur. Fakat idaresinde zevk endişesi de hâkim olursa en gayri müsait binalar da mümkün mertebe cazip bir hâle neden ifrağ edilemesin? Elimizde tabiatın ibzal ettiği vesait var. Zaten Fröbel’in çocuk bahçelerinden, yeni mekteplerden, açık hava mekteplerinden, ormanlarda teşkil edilmiş mekteplerden, tatil zamanlarında yapılan talebe müsamerelerinden gaye; en ziyade çocukları serbest bir tabiatla hâl-i temasta bulundurmak arzusu değil midir? Mebzul hava ve ziya, ağaçlar, yeşillikler, mektebin en kolay bulunur, en ziyade müfit olur ziynetleridir. Birçok yerde hatırlıyorum ki mektep bahçeleri ya tamamen yahut kısmen sebze bahçesi hâline ifrağ olunur ve onun temin edeceği cüzi menfaat çocukların serbest koşup oynamalarına tercih edilirdi. Konak iken oldukça muntazam ve çiçekli bahçeleri bulunan binalar, mektep olduktan sonra artık içinde tavuk beslenecekmiş gibi küllük şekline girer; tarhları, havuzları, fıskiyeleri iptal edilir. Belki çocukların serbest oynamaları lüzumu medhal gibi en şayan-ı dikkat yerlerin de ağaçlı ve çiçekli bulunmasına mani addolunurdu.

      İstanbul’a civar köylerde samanlığa benzeyen sefil mektep odalarından bahsetmeye bilmem hacet var mı? Memleketimizde biraz seyahat etmiş olanlar bilirler ki küçük büyük her şehrimizde uzaktan bakılınca en hâkim yerlerde güzel binalara tesadüf edilir. Bunlar mekteptir. Fakat maalesef bize ait değil. Bence en basit bir köye muhteşem bir mektep yapmak israf addolunamaz. Çünkü Anadolu’nun umran ve temeddününü tevlit edecek olan mektepler halka binalarıyla da rehber olmalıdır. Temenni olunur ki mektep binaları için biraz daha himmet bezledilsin ve bilhassa onlara yakışır bir tarz mimari ittihaâz olunsun. Eski, metruk konaklarda, senede birkaç defa değiştirilen kira evlerinde bedii değil, sıhhi tertibat da yapabilmek ne kadar müşküldür. Mekteplerimizi evvel emirde bu göçebelikten kurtarabilsek yerleşmeye esastan niyet ettiğimiz sabit olurdu…

      Конец ознакомительного фрагмента.

      Текст предоставлен ООО «Литрес».

      Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.

      Безопасно