align="center">
87
Mecidiye: O devirde ve hatta Birinci Dünya Savaşı sonlarına kadar kullanılan gümüş yirmi kuruşluk.
88
Pardon mon cher!: Affedersiniz azizim! [Muhatabı kadın olduğuna göre “Pardon ma şer!” (Pardon ma chère!: Affedersiniz azizem!) demesi gerekirdi.]
89
Gilet: Yelek
90
J’ai affaire!.. J’ai affaire!.. Je suis pressé!..: İşim var!.. İşim var!.. Çok aceledeyim!..
91
Par malheur: Olacağa bak ki.
92
İstanbul Boğazı’nın Anadolu yakasında birer semt.
93
Alaturka saat on iki ile yarım arası o mevsimde alafranga 20.00 ile 20.30 arası.
94
Monsieur est servi, et Monsieur Pierre est lâ…: Yemek hazır efendim. Bay Piyer de orada…
95
Fanée: Solmuş, solgun
96
O devirde kaçgöç olduğu için vapurlarda, trenlerde kadın erkek aynı salonda, aynı kompartımanda oturamazlardı. Tramvaylar da ortasından bir perdeyle ayrılır, ön kısım kadınlara tahsis edilirdi.
97
Salle a mànger: Yemek odası
98
Fransızca bir gazetenin adı.
99
Dünyaca meşhur bir Fransız şarabı.
100
Pardon mon cher! Parlons d’amour un peu, s’il vous plaît!: Affedersiniz azizim! Biraz aşktan bahsedelim lütfen!
101
De quel amour voulez-vous que je parle? Vous savez bien qu’il y a l’amour de la patrie, l’amour filial, l’amour maternel, l’
1
Göl, havuz
2
İstanbul’un Anadolu yakasında bazı semtler.
3
İstanbul’un Anadolu yakasında bazı semtler.
4
Taife-i latife: Güzeller takımı, kadınlar
5
Alafranga saat 16.00’da.
6
O devirde İstanbul’un en ünlü terzisi.
7
Yine o devirde İstanbul’un en ünlü ayakkabı mağazası.
8
Rüştiye: O devirde ortaokul.
9
Jardin public: Umumi bahçe, park
10
Á la mode: Modaya göre, son moda
11
Favorable: Elverişli, uygun Bihruz Bey de hemen o haftadan itibaren her cuma ve pazar günü parkta boy göstermeye başladı.
12
Promenade: Gezinti
13
Èquipage: Araba takımı
14
O devirde meşhur bir araba fabrikası. (Otomobil henüz yaygın hâle gelmemişti.)
15
Effet: Tesir, etki
16
Tour: Dolaşma, gezinti
17
Lando veya Landon: O devirde pek moda olan, dört tekerlekli, icabında açılır kapanır çift körüklü, bir çeşit binek arabası.
18
Siège: Arabacının oturduğu yer.
19
Cocher: Arabacı
20
Très chic!: Çok şık!
21
Très élégante!: Çok zarif!
22
Mon cher!: Azizim!
23
Et la blonde?: Ya sarışın?
24
Sûr: Emin
25
Qu’importe, dites!: Ne önemi var, söyleyin!
26
Quartier: Mahalle
27
Drôle!: Tuhaf şey!
28
Monde: Kibar takımı
29
Jardin: Bahçe
30
İstanbul’un Kadıköyü tarafında bazı semtlerin adı.
31
Désert: Issız, tenha
32
Bourgeois quartier: Burjuva mahalle, orta tabaka mahallesi
33
Quelle beauté divine!: Ne ilahi bir güzellik!
34
Surtout quel goût excellent!: Bilhassa ne selim bir zevk!
35
Une jeune fille blonde: Sarışın bir genç kız
36
Noblesse: Soylu tabaka
37
Civilisé: Medeni
38
Bourgeois: Orta tabaka
39
Cour: Eskilerin mülazemet-i âşıkane dedikleri nazikâne ve kibarca sarkıntılık.
40
Rendez-vous: Buluşmak için verilen karar ve söz.
41
Au revoir: Tekrar görüşmek üzere Allah’a ısmarladık.
42
Diable; par hasard serai-je amoureux?: Vay canına; yoksa sevdalanıyor muyum?
43
Ordinaire: Bayağı, adi
44
C’est naturel: Tabii bir şey
45
Dommage! Voilà une beauté mal placée! Si c’est une beauté par exemple!: Yazık! İşte yerini bulamamış bir güzellik! Eğer buna bir güzellik demek caizse!
46
İndifférence: Kayıtsızlık, ilgisizlik
47
Ce n’est qu’une grisette!: Bu, ancak bir fındıkçıdır!
48
Cocotte: Hafifmeşrep, havai
49
Coureur: Kadın, kız peşinde dolaşan, çapkın
50
L’apparence est trompeuse: Görünüşe aldanmamalı.
51
“Sıçraya sıçraya koşarken bir şeyden ürkmüş gibi, birdenbire durmayı ve dönüp dönüp arkasına bakmayı ceylan senden öğrendi.”
52
İstanbul’da meşhur Kapalı Çarşı’nın Nuruosmaniye Camii tarafındaki kapısından Beyazıt tarafındaki kapısına kadar uzanan geniş caddesine eskiden “Kalpakçılarbaşı” denir ve paşaların, yüksek memurların, tanınmış zenginlerin terzileri filan hep orada bulunurdu.
“Kalpakçılarbaşı’ndaki dükkânlardan çokça alışveriş etme”ye gelince: O devirde kaçgöç olduğu için kadınlar şimdiki gibi serbest serbest sokağa çıkamaz, bilhassa öyle kalabalık alışveriş yerlerine kolay kolay sokulamazlardı. Metinde bahsedilen sarışın yosmanın