Celal Nuri İleri

İttihad-ı İslam / İslam’ın Geçmişi, Bugünü ve Geleceği


Скачать книгу

olacak? Ve benzeri…

      Yemen’de Zeydî24 mezhebi Hilafet’in perspektifinden oldukça büyük bir maddesel engel teşkil eder; çünkü Zeydî mezhebi gereğince Osmanlıların hilafetine itibar edilmemektedir.

      Bunların arasında İbn Reşid, İbn Suud vesaire ileri gelenlerin tebaasına dâhil olan ya da getirtilmiş olan mevcudiyetimiz itibarıyla zaruri olan bu hususta bir etkinliğimiz olmazsa bu bölgeler er geç Kuveyt gibi İngiltere himayesine dâhil olur ve yine er geç Halep ya da Musul vilayetleri sınırında İngiltere ile komşu oluruz. İngiltere’nin ne gibi yöntemlerle hangi ince, ayrıntılı ve geçerli sebeplerle müstemleke ve sömürgeleri hayata geçirdiğini pekâlâ biliyoruz. Onun için dikkatli davranmalıyız. Tekrar edelim: Büyük-Britanya, Kabe-i Muazzama’yı, bundan hareketle İslam hilafetini ve onun yönetiminde Osmanlı saltanatını kuşatması altına almıştır. Bugün İngiltere politikası açıktan açığa aleyhimizedir. Rusya ile uzlaşması sonucunda bu hükûmet bugün tekrar ederek söylediğimiz üzere Lord Biskonfild’in bilimsel yaklaşımını terk etmiş, mevcudiyetimize taraftar olarak bulunduğu konumundan çoktan çıkmıştır. İltifat etmeyi bilen Rusya bizim varlığımıza karşı hangi vaziyette bulunursa İngiltere ve her ikisinin ulağı ya da kuryesi olan Fransa da o konumdadır.

      Suriye’yi yanılmıyorsam bedel olarak verilen karşılık olmak üzere İngiltere, Fransa’ya bırakıyor. Maalesef Fransız misyonerlerinin, onlara yoldaşlık etmesini cana minnet bilen Suriye Hristiyanları bu mübarek kıtayı bozmuşlardır. Ahlak, Suriye’de oldukça düşüştedir. İslamiyetin verdiği dayanıklılık olmazsa Şam, Beyrut ve Lübnan kadar bozulacak idi. Lübnan, ara bozan, fitnelikte muazzam bir dağdır. Hele bir limana sahip olması bu eyaleti Fransa’ya bütün bütün bağlamıştır. Fransa’nın büyük arzusu, Suriye’yi Tunuslaştırmaktır. Aşağı yukarı o havali de zemin de müsait bulunuyor. Fransızlık Suriye’ye oldukça etkili olmuş, nüfuz etmiştir. Devletimizin bu Arap meselesiyle biraz daha uğraşmasını candan istirham ederiz.

      Beyrut, Suriye -yani Şam- kısmen Halep vilayetleri ile Lübnan dağı ve civarını coğrafya itibarıyla Suriye olarak adlandırıyor, kabul ediyoruz. Buralarda üç buçuk milyon kadar Arap yerleşik olsa gerektir. Hristiyan Arapların Batı ailesine daha fazla yaklaştırılması ve bunların politikasına o kadar da terk edilmemeleri, ahlaklarının saflaştırılması cidden arzu olunur.

      Avrupalılar nüfuz ve bölgeye girişimde bulunma politikasında bunları arzu ettikleri gibi kullanıyorlar. Bunlar da aldıkları misyon ve papaz terbiyesi ile Suriye’nin bağımsızlığına ya da yarı bağımsızlığına taraftar bulunuyorlar. Çünkü Suriye bizden siyasal açıdan ya da idari anlamda ayrılacak ve bağımsız bir eyalet ya da devlet teşkil edecek olursa onlar diğer Müslüman Suriyelilere nispetle güya daha terk edilmiş olduklarından memuriyetlere eşit bir şekilde geçebileceklerini umuyorlar. Onun içindir ki bunlar devletimize, sadakat yoksunluğu ile Müslümanları tahrik ediyor, bağımsızlık fikirlerini yayıyorlar. Arap hilafeti meselesini de çıkaran bunlardır. Suriyeliler iyi bilmelidirler ki memleketleri bizden ayrılırsa bağımsız olmaz, ikinci bir Fas ya da Cezayir olur.

      Suriyeli Hristiyanların kulağı delik insan cemaati olan Kıptilerin Mısır’da oynadıkları rolü oynamak istiyorlar. Hakikaten, Mısır’da Kıptiler halkın yüzde beşini oluşturdukları hâlde memuriyetlerin çoğunluğunu işgal ediyorlar.

      Filistin de Arap asıllıların memleketlerindendir. Filistin bizim verdiğimiz değere göre Kudüs sancağıyla ona komşu olan kazalar, Nablus vesairededir. Nüfusu yarım milyon olması gerekiyor. Burası çeşitli ve birbirinden farklı yabancı ihtirasların ve İsraillilerin cilvegâhıdır. Filistin Hristiyanlığın dahi mukaddes toprakları olduğundan uluslararası bir öneme sahiptir. Bu uluslararası önemi bir dereceye kadar Osmanlı idaresi altında bulunmasından kaynaklanmaktadır. Her türlü fesat, fitne, entrika, dedikodu Filistin’de geçerlidir. Her din, her mezhep, her devlet, her misyon, hatta gruplar bu mübarek topraklarda rekabete koyulmuştur.

      Конец ознакомительного фрагмента.

      Текст предоставлен ООО «Литрес».

      Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.

      Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.

      1

      Ahmed b. İdris isimli Faslı mutasavvıf tarafından kurulan tarikat. (ç.n.)

      2

      Aksay-ı Şark: Uzakdoğu. Çin ve Japonya (ç.n.)

      3

      Ukudat: Üzerinde karar verilip kabul edilen bağlar, şartlar. (ç.n.)

      4

      Hitan: Sünnet, sünnet etme. Sünnet: İyi ahlak, iyi tabiat.

      5

      Özgün metinde “temessül etmek”: Cisimlenme, bir şekil ya da surete girme. Fransızca assimilation. (ç.n.)

      6

      Zimamdaran: Yularını tutan. İslam toplulukları yönetim konusundaki tabirleri “at” esas alınarak tarif edilir. Siyaset: Atı yöneten, zimamdaran: Yuları tutan şeklinde. (ç.n.)

      7

      Dinin ayetleri, hadis ve kıyasa tevfiken şeriyye meselelerini tayine olan taraf hakkındaki meseleler. (ç.n.)

      8

      Allah’ın varlığı içinde yok olma. (ç.n.)

      9

      İstinâbe: Birinin kendisine vekil olmasını isteme. Kelimenin genel kullanımı hukuk terminolojisindedir. Yazar burada vekâleten, ödünç alınan anlamında kullanmıştır. (ç.n.)

      10

      Bir şeyde mevcut olan zorluklar, o işi kolaylaştıran etmenleri içerir. Meşakkat: Zorluk. Teysîr: (Yüsr’den) Kolaylık.

      11

      Bir işte zorluk görülünce, o işte ruhsat ve fırsat verilir, kolaylık gösterilir. Bir işte darlık ve meşakkat görülünce, genişlik için izin verilir. Sıkıntılı işin sonucu ferahlatıcı olur. Bir iş daraldıktan sonra genişlemeye yüz tutar.

      12

      Bir zararı ortadan kaldırmak için daha az zararlı bir tedbir araştırmak zorunluluğu hakkında hüküm. (Mecelle Külli kaideler, 66.)

      13

      Raiyye üzerine tasarruf maslahata göredir. Raiyye: Devlet, idari meclisleri, bir otoritenin idaresi altındaki insanları ifade etmektedir. İdare edilen insanlar hakkında üzücü ya