Karen Dolby

Bir nefeste cinsellik tarihi


Скачать книгу

uçta bir örnek teşkil etse de dikkate değer sayıda kadın kendini fahişe olarak kaydettirmiş olacak ki, M.S. 19 yılında İmparator Tiberius’un da desteğini arkasına alan Senato, bir Roma şövalyesinin eşi olan ya da onun soyundan gelen herhangi bir kadının fahişe olarak çalışmasını yasaklayan bir kanun çıkarmıştır.

      Sapkınlık

      Antik Roma’da üç tür evlilik vardı. Bunlardan ikisi değişen seviyelerde karmaşıktı; gittikçe popüler olan üçüncüsü ise sadece bir sene kesintisiz olarak birlikte yaşama şartını koşuyordu, ancak herhangi bir kesinti senenin tekrar başlamasına sebep oluyordu. Boşanmak da kolaylaşmıştı. En kesin boşanma sebebi zinaydı, ancak ahlaki çözülme, sarhoşluk ve kısırlık da boşanmak için geçerli sebepler arasında sayılıyordu.

      Jül Sezar’ın evlatlık oğlu ve halefi İmparator Augustus, karısı Scribonia’dan ‘sapkınlık’ sebebiyle boşanmıştır. Esas meseleyse Scribonia’nın Augustus’tan altı aylık hamile olan on yedi yaşındaki yeni metresi Livia Drusilla’dan hoşlanmaması ve onu onaylamamasıdır.

      Üst sınıf Romalı aileler bazen çiftleri siyasi ya da hanedanla ilgili sebeplerden dolayı da boşanmaya zorlardı. Örneğin, Augustus’un kızı Julia, Tiberus’la evlenebilmesi için kocasından boşanmaya zorlanmıştır. Tiberus ise bu evliliği yapabilmek için sevdiği karısı Vipsania’dan boşanmaya ikna edilmiştir. İşin ilginci, Vipsania da Julia’nın üvey kızıdır.

      Saç ve Makyaj

      Antik Roma’da güzellik sırları oldukça fazlaydı. Kadınların kıyafetleri Yunanlılarınki kadar açık değildi, zira esas makyaja önem verilirdi. Makyaj yüz temizleme kremi ve fondötenle başlar; rastık, göz farı ile devam eder ve yanaklarla dudakların kırmızı boyalı macunla renklendirilmesiyle tamamlanırdı. Klasik dönem kadınları makyaj fırçasının erbabıydı, ancak henüz suya dayanıklı makyaj malzemeleri geliştirilmemişti: Roma yazının sıcağında ya da yağmurda makyajlar erir, kadınların yanağında palyaçolarınkine benzer kırmızı ve siyah izler bırakırdı.

      Saçlar katlanıp kıvrılarak lüle yapılırdı. Kırlaşmış saçlardan ve kırışıklıklardan günümüzde de olduğu gibi hoşlanılmaz, bunlar saklanmaya çalışılırdı. Kır saçlar boyanır ya da cımbızla çekilirdi. Got ya da Sakson kabilelerinin kadınlarınki gibi kızıl ya da sarı saçlar oldukça modaydı. Saç boyalarında afyon ruhu ve haşhaş ile karıştırılmış akrep ve kuş kafasından öküz safrasına kadar tuhaf maddeler kullanılırdı. Hindistan’dan getirilen saçlarla yapılan pahalı peruklarsa bir başka seçenekti.

      Makyaj ve saç tamamlandıktan sonra, parfümlü yağlar ve mücevherler de çekici bir dişilik katmak için bolca kullanılırdı. Romalı erkeklerin gözlerinin hep dışarıda olmasına belki de şaşırmamak gerek.

      Cazibeli Bir Tebessüm

      Diş beyazlatma günümüzde ortaya çıkmış bir uygulama değildir. Daha genç ve çekici görünme çabası içindeki Romalılar da dişlerini beyazlatmak için keçi sütü ve idrardan oluşan bir karışım kullanırdı.

      Roma Hamamları

      Klasik dönem heykellerinden anlaşılacağı gibi, Roma modası kadınların kasık kıllarını tamamen tıraş etmesi ve diğer bölgelerdeki kıllarını aldırmasından yanaydı. Bu durum bir dereceye kadar erkekler için de geçerliydi. Tüylerin kısaltılması bir hijyen ve temizlik göstergesi olsa da, eşcinsel erkekler tıraş olmayı cinsel bir davetiye olarak da kullanırlardı. Hamamlar Romalı erkeklerin birbirlerini “kesebilmeleri” için birçok fırsat sunardı.

      Roma’daki yaşamı hicveden zekice vecizeleri ile tanınan şair Martial, erkeklerin takım taklavatları hakkında birkaç açık saçık yorumda bulunmuştur: ‘Penisin de burnun da o kadar büyük ki Papylua, yaydığın kokudan sertleştiğin anlaşılıyor.’ Romalı general Labienus’a da şu soruyu sormuştur: ‘Göğsün, bacakların ve kollarındaki kılları alıyorsun; tıraşlı penisinin etrafıysa kısacık tüylerle kaplı; bunların hepsini metresin için yapıyorsun, biliyoruz. Peki, Labienus, göt deliğini tüylerden kimin için arındırıyorsun?’

      Antik Yunan’daki gibi Roma’da da varlıklı adamların genç erkek dostlarının olduğu bilindik bir şeydi, ayrıca birden fazla imparatorun yaptığı açılımlar da bir dereceye kadar cinsel özgürlüğü teşvik etmişti.

      Her Şey Boş

      Jül Sezar hem asker, hem devlet adamı, hem de yazardı; Roma’nın lideri, Britanya ve Galler’in fatihi, çeşitli sosyal ve siyasi reformların öncüsüydü; jülyen takviminin yaratıcısı ve M.Ö. 15 Mart 44 tarihinde suikaste kurban gidene kadar ‘Hayat Boyu Diktatör’dü. Tüm zamanların en büyük askeri kumandanlarından biriydi ve başarılarının haddi hesabı yoktu. Yine de onun da kendine göre güvensizlikleri vardı.

      Bugün Sezar’ın büstlerini ve özenle kesilmiş saçlarını görenler tasvir edilenin kim olduğunu ânında anlar. Oysa aslında giderek açılan alnı Sezar’ı rahatsız ediyordu. Kelini kapatmak için saçlarını düzenli olarak kestiriyor ve açıklığı mümkün oldukça gizleyebilmek için defne yapraklarından bir taç takıyordu. Sakallarını zaten düzenli olarak kesiyordu, ama söylenene bakılırsa bir de yüzünde ve vücudundaki istenmeyen tüyleri cımbızla alıyordu.

      Sezar’ın zamanında bölük komutanlarının erkekliklerini ve imparatorluğa bağlılıklarını göstermek üzere meme uçlarını deldirmesi âdettendi. Gücünün ve ordusuyla birlikteliğinin bir göstergesi olarak Sezar da meme uçlarını deldirmişti. Cicero, Plutarkhos, Suetonius ve ayrıca askerlerinin müstehcen şarkılarına göre Sezar doyumsuz bir âşıktı. Üç kere evlenmiş ve birçok ilişkisi olmuştu; gönül maceralarına kendisinden Caesarion (Küçük Sezar) isimli bir erkek çocuğu sahibi olan Kleopatra da dahildi. Heteroseksüel olarak tanınmasına rağmen, M.Ö. 80 civarında, yani yirmisinde bir delikanlıyken yaşadığı eşcinsel bir ilişki söylentisi, hayatının sonuna kadar peşini bırakmadı. Genç Sezar, Roma’nın Pontus’lu Mithridates’e karşı desteklediği Bitinyalı Kral IV. Nikomedes’ten bir filo almaya gönderilmişti. Lakin Sezar, Nikomedes’in sarayında gereğinden uzun kalmış ve dolayısıyla kralın yatağını paylaştığı yönünde dedikodulara sebep olmuştu. Seneler sonra bile Sezar’la ‘Bitinya Kraliçesi’ diye dalga geçilmeye devam edilmiş ve askerlerin şarkılarında ondan ‘bir kralın kıymetlisi’ diye bahsedilmiştir.

      Gerçek ne olursa olsun, Memmius ve Cicero dedikodulara inanmış, daha sonra Suetonius da bu hikayeyi dile getirmişti.

      Vesta Bakireleri

      Bekaret yeminini bozmaları halinde Vesta Bakireleri’nin cezaları diri diri gömülmekti

      Aile tanrıçası Vesta’ya hizmet etmek ve kutsal ateşi korumak için Altı Vesta Rahibesi seçilirdi. Bunlar, asil Roma ailelerinin kızlarından oluşan bir liste içerisinden seçilirdi. Kızlar altı ile on yaşları arasında göreve başlar, otuz yıl boyunca tanrıçaya hizmet eder, bu süre boyunca da namuslarını korurlardı. Bakire olmadıklarına dair en ufak bir ipucu, yeraltındaki bir odada yavaş bir ölüme terk edilmelerine sebep olurdu.

      Bu, ciddiye alınan bir görevdi: Roma’nın kaderi ve zenginliğinin Vesta’nın ellerinde olduğuna inanılırdı. Ne zaman yeni bir bakire alınacak olsa, birçok aile kızlarının ismini, daha çok mal ve mülklerinin devletin eline geçmesini önlemek endişesiyle, liste dışı bırakmaya çalışırdı.

      Kaba Şiirsellik

      Priapos’a tapınma

      Her