Karen Dolby

Bir nefeste cinsellik tarihi


Скачать книгу

ister hoşuna gitsin ister gitmesin, bu selviden değnek de sana girsin de içine incir ağacı diksin.’

      Priapos’un resimleri de günümüze kadar gelmiştir; bunlardan en iyi bilinenleri müşteriler için bir uğur sembolü olarak görüldüğü Pompeii’deki Vettii Evi’nde ve Herkulaneum’da bir bardadır.

      Açık saçık başka mısralar da, aslında ahlaksız dizeleriyle değil de görkemli aşk şiirleriyle tanınan Catullus’un kuş tüyü kaleminden çıkmıştır. Hatta şiirlerinden biri 2009 yılında, bir işveren sözde bu şiiri bir cep telefonu iletisinde alıntıladığı için açılan bir cinsel ayrımcılık davası haberine konu olmuş, ancak BBC tarafından çevrilemeyecek kadar aşırı bulunmuştur.

      Bu şiir Catullus’a hanım evladı diyen ‘edilgen’ Aurelius ve ‘oğlancı’ Furius’a ithafen yazılmış olan XVI numaralı şiirdir ve şöyle biter:

      Erkekliğimden kuşku mu duyuyorsunuz

      Binlerce kez öpüştüğümü okudunuz diye?

      Ben becereceğim ikinizi de,

      Seni kıçından düzeceğim, edilgen Aurelius,

      Seni de ağzından, oğlancı Furius.5

      Bu, Aurelius’un Catullus’un şen şakrak ama ağır hakaretlerine maruz kaldığı ilk örnek değildir:

      Senden korkuyorum ve senin o yarrağından,

      O ki alacaklıdır hem iyi hem kötü oğlanlardan.

      İlginçtir ki başka bir şiirde Catullus, Aurelius ve Furius’tan yoldaşları olarak söz eder.

      Bacchanalia Şenliği Suçları

      Titian’ın ‘Bacchus ve Ariadne’si

      Romalılar, Yunan tanrısı Dionysos’u kendi bereket tanrıları Liber ile birleştirmiş ve Bacchus adında bir tanrı olarak benimsemişlerdir; tıpkı Priapos gibi.

      Bacchus kültü öncelikle kadınlar için, senede bir kere gündüz saatlerinde yapılan üç günlük bir festival olarak düzenlenirdi, ancak daha sonraları ayda beş kere yapılan, herkese açık tam teşekküllü bir kutlama haline geldi. Başlangıçta meşalelerin aleviyle aydınlanan bu kabul töreni genç erkek ve kadınlar için sınırsız eğlence anlamına gelirken, kısa zaman içinde ayyaşlık ve Tiber Nehri kıyılarında sabahlara kadar çılgın müziklerle dans etmek için bir bahane halini aldı. Kontrol dışı davranışlardan ve kırbaçlamadan adam asma törenlerine kadar uzanan korkunç âdetlerle bezenmiş Bacchus ayinleri, kasti suçları ve hatta cinayetleri bile geride bırakıyordu.

      Aebutius adında bir adamın dolandırılıp sonra öldürüleceği bir suikast planı, yetkililerin dikkatini çekmişti. Aebutius’un servetini çarçur eden üvey babası, bu suçunun üstünü genç adamı Bacchanalia şenliklerinde öldürerek örtmeyi planlıyordu. Genç oğlunu bu başlangıç ritüeline gitmesi için ikna eden annesi de bu komploya ortak olmuştu. Neyse ki Aebutius’un metresi, akıllı ve görmüş geçirmiş bir fahişe olan Hispala Faecenia, şüphelenmişti. Vaka şikayet edildi, soruşturma başlatıldı ve kovuşturmaya geçildi.

      Tarihçi Titus Livius, bu Bacchus skandalında 7000 kişinin tutuklandığını yazmıştır. Kimi erkekler idam edilmiş, kimileri hapsedilmiş, kadınlarsa daha yumuşak cezalar almış ve akrabalarının gözetimine verilmiştir. M.Ö. 186’da Senato, ayinleri Roma’da izne tabi küçük toplantılar haline getirmiş, imparatorluğun diğer yerlerindeyse toptan yasaklamaya çalışmıştır.

      Bacchus kültü Jül Sezar’ın zamanında daha ılımlı bir halde yeniden canlanmıştır. Marcus Antonius’un bir tören alayıyla kutlanan bu karnavalların sıkı bir takipçisi olduğu söylenir.

      Etrafına Bereket Saç

      Bu kadar çok yasadışı çiftleşme olurken, hamileliği önlemek Romalılar için bir takıntı haline gelmişti. İnsan fizyolojisi hakkında ayrıntılı bilgilere sahip olan Romalıların doğum kontrol hakkındaki fikirleriyse pek yaratıcıydı.

      Tanınmış doktor Soranus, doğurganlığın yüksek olduğu günlerde ya cinsel oruç tutulmasını ya da anal seks yapılmasını tavsiye eder; iş işten geçtiyse de bal, yağ ve reçineye batırılmış yün tıkaçlar kullanmalarını ya da astrenjan çözeltiler içmelerini önerirdi. Dioscorides, karabiber kullanımını önerirdi. Vajinal temizlikten sonra hapşırmak da yaygınlaşmış bir doğum kontrol yöntemiydi.

      Genelde çok mantıklı ve ölçülü bir yaklaşımı olan Büyük Plinius’un önerisi ise cinsel arzuları azaltmaktı. Fare pisliği, salyangoz ya da güvercin dışkısı ve vahşi kara boğaların üzerinden toplanan kenelerin kanından oluşan bir merhemin cinsel bölgelere uygulanması, tavsiyelerinden biriydi. Bu tür uygulamaların, Plinius’un hedeflediği anlamda olmasa bile, işe yaradığını görmek çok da zor değildir.

      Diğer yandan, doğum kontrolüne ihtiyaç duymak bir yana, Romalılar düşen doğum oranı ve azalan nüfuslarına kafayı takmışlardı. Antik Yunan’da olduğu gibi Roma’da da geniş ailelere nadiren rastlanırdı. Bunun bir sebebi yüksek orandaki bebek ölümleri olsa da, aşırı miktarlarda alkol tüketiminin, borulardan ve pişirme kaplarından emilen kurşunun ve sıcak hamamlara yapılan günlük ziyaretlerin de muhtemelen payı vardı.

      İmparator Augustus bu duruma dulların iki yıl, boşanmışların da on sekiz ay içinde tekrar evlenmesini emrederek çözüm getirmeye çalışmıştır. Mülk ve miras kanunları da evliliği cazip hale getirmek için değiştirilmiş, hayatta kalan üç çocuk yapan çiftlere maddi ödüller teklif edilmiş ve sınıflararası evlilik yasakları gevşetilmiştir. Ancak nafile; Roma nüfusu azalmaya devam etmiştir.

Güçle İmtihan

      İstiyorum, emrediyorum. Bırakın da isteklerim, sebeplere üstün gelsin.

Juvenal

      İyisiyle kötüsüyle, Antik Roma ‘güç, insanı bozar’ deyişinin somut bir örneğiydi. Birçok varlıklı Romalı’nın herhangi birine istediği herhangi bir şeyi yapma gücü vardı ve bu durum genellikle su-istimal edilirdi.

      Plutarkhos, genç sevgilisinin eğlenmesi için bir yemek davetinde bir mahkumun kafasını kestiren Lucius Quintus adında bir Romalı’dan bahseder. Bu, izlediği ilk gladyatörlük müsabakasını, sırf Lucius’u görmek için kaçırmış olan genç sevgiliye özür mahiyetinde yapılmış bir jesttir. Ancak, yemekli davetlerde kelle uçurma kabul edilemez bir davranış olarak görülmüş ve Lucius Quintus Senato’dan atılmıştır.

      En korkunç hikayelerden biriyse canını sıkan kölelere balık havuzundaki bofa balıklarını yedirten Vedius Pollio’nun hikayesidir. Bu ceza, Roma standartlarına göre bile fazla acımasız bulunmuş, hatta bir gün İmparator Augustus bir köleyi kurtarmak için araya girmiştir. Olay şöyle gerçekleşir: Bir gün Augustus, Vedius Pollio ile yemek yerken bir köle kristal bir bardak kırar. Korkudan tir tir titreyen hizmetçiyi kurtarmak için Augustus masadaki diğer kristal bardakları da kırmaya karar verir.

      Vedius ölünce muhteşem villasının mirasçısı olan Augustus, zalim sahibinden bir hatıra olarak kalmaması için villayı yıktırır.

      Et Kokarsa Tuzlarsın, Ya Tuz Kokarsa?

      Birçok imparator duyarlılıkla hüküm sürmüştür, ancak yüksek statüleri kimisinin kendini tamamen kaybetmesine, hatta çoğunlukla delirmesine yol açmıştır.

Tiberius’un Golyan Balıkları

      Büyük Plinius tarafından ‘insanların en hüzünlüsü’ olarak tanımlanan İmparator Tiberius, doğası gereği