kabil gören zümre de Kitabı Taymavüs ve Gayetülhakîm gibi kitaplarda bir sürü kaideler tespit etmişlerdir. Kitabül Cümhüre de o ayarda bir kitaptır. (y.n.)
42
Zenebüddeccac, tavuk kuyruğu demekse de bir yıldızın da adıdır. Cinci Hoca şuradan buradan kapıp bellemek suretiyle bu gibi lügatleri, ıstılahları gelişigüzel kullanıyordu. (y.n.)
43
Teşyi etmek: Yolcu etmek, geçirmek, uğurlamak. (e.n.)
44
Hazakat: (hekimlikte) El uzluğu, ustalık, bilgililik. (e.n.)
45
“Sonsuz iftiralar yüzünden bütün bünyesi müteessir oldu, zaafa uğradı, derin bir hüzne kapıldı, çeşit çeşit ızdıraplar çekmeye başladı. Bu vaziyette reyine müracaat olunan hekimbaşı Hamalzade Mehmet Efendi, kendisine itidalden ve istirahatten başka bir ilaç tavsiye etmediği cihetle nazardan düştü, Büyükada’ya sürüldü. Yeri -şüphe yok ki nabzına göre şerbet vermeyi daha iyi bilen- İsa Efendi’ye verildi.” (Hammer, 49. Kitap)
46
Tevsik: Vesikalandırmak. Vesikalamak. Sağlamlaştırmak. (e.n.)
47
Hamel burcu: Koç burcu. (e.n.)
48
Sevr burcu: Boğa burcu (e.n.)
49
Cevza burcu: İkizler burcu (e.n.)
50
Cinler ve şeytanlar üzerine -tesdit ve tağlizle- hüküm yürütmek ilmi ki Azayim adını taşır, bu gibi formüllerden terekküp ederdi. Verdiğimiz numune o ilme göre tertip olunan azimetlerden bir parçadır. Hintçe, İbranice ve Arapça kelimelerle uydurulmuştur. O ilme inananlar bu azimeti saraya tutulanlar için kullanırlardı. Başına bir besmele koyup yazdıktan sonra mavi muşambaya sararlar ve en üstüne de yeşil bez sarıp hastanın boynuna asarlardı. (y.n.)
51
Çördük, sinirleri tembih eden, kuvvetlendiren güzel kokulu bir ottur. Eski pharma- cologie’de tonique bir madde olarak kullanılırdı. (y.n.)
52
Tesanüt: Dayanışma, omuzdaşlık. (e.n.)
53
Matuh: Bunamış, bunak. (e.n.)
54
Firaş: Döşek, yatak, yere serilen şey, minder, şilte. (e.n.)
55
Meks: Durma, eğlenme, bekleme. (e.n.)
56
“Tarihî Simalar”, Ahmet Refik, s. 16.