S. Dilek Yalçın Çelik

Kosova'da Çağdaş Türk Edebiyatı


Скачать книгу

çağdaş Türk (hem Kosova hem Türkiye) edebiyatı üzerine değerlendirmeleri ve röportajlarını içermektedir.

      Kosova edebiyatını çeşitli açılardan değerlendiren çok sayıda antoloji olduğunu burada söylemeliyiz. Görebildiğimiz kadarıyla, bir liste38 yapacak olursak:

      a) Şiir Antolojileri39: Süreyya Yusuf Yugoslavya Türk Şiiri (1976), Enver Baki ve Nusret Dişo Ülkü, Tito Şiiri (1977), Nimetullah Hafız, Yugoslavya Türk Şiirinde Atatürk (1983), Necati Zekeriya, Çağdaş Yugoslavya Şiiri Antolojisi (1983), Nimetullah Hafız, Yugoslavya Türk Edebiyatında Devrim Şiirleri (1984), Nimetullah Hafız, Yugoslavya Türk Halkı Şiirinde Tito (1985), Hasan Mercan, Bir Avuç Mavi (Kosova Şiir Antolojisi) (1985), Nimetullah Hafız, Yugoslavya’da Çağdaş Türk Edebiyatı Antolojisi I, II ve III (1989), Fahri Kaya, Eski Yugoslavya’da Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi (1992), Osman Baymak, Yugoslavya Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi (1996), Ali Alparslan, Çağımızda Türk Şiirinin Coğrafi Sınırları (2000), Osman Baymak, Rumeli Şairlerinden İstanbul’a Şiirler (2006)

      b) Hikâye Antolojileri: Bedri Selim, Yugoslavya Türk Hikâyeleri (1978), Nimetullah Hafız, Yugoslavya’da Çağdaş Türk Edebiyatı Antolojisi I, II ve III (1989), Fahri Kaya, Yugoslavya Türk Hikâyesi Antolojisi (1990)

      Kosova’da sadece Türk edebiyatı üzerine ya da Türkçe antolojiler düzenlenmemiştir. Arnavutça ve Sırpça antolojilerin çevirilerinin yapıldığını, çok kültürlü bir edebiyat ortamında karşılaştırmalı çalışmalara olanak sağlandığını söyleyebiliriz. Görebildiğimiz örnekler: Dragolyub Stoyadinoviç (Çev. Necati Zekeriya) Kosova Sırp Şiiri, Recep Cosya (Çev. Avni Çitak) Çağdaş Arnavut Hikâyeler Antolojisi ve İbrahim Rugova Yugoslavya Çağdaş Arnavut Şiiri Antolojisi.

      Son olarak, yukarıda sıraladığımız çalışmalar dışında kitaplaşmamış, dergi ve gazete sayfalarında kalmış, bu tarz bir eleştiri geleneği ile kaleme alınmış onlarca çalışmanın olduğunu burada bir kez daha hatırlatmamız gerekmektedir.

      2. 5. GAZETECİLİK VE BASIN YAYIN DÜNYASI

      Kosova’da basın ve yayın faaliyetleri iki temel dönemde incelenmelidir. Nimetullah Hafız, henüz Yugoslavya devleti yıkılmadan önceki dönemi (1991 öncesi) iki bölüme ayırmıştır: Birinci dönem “Osmanlı Hükümranlığı Döneminden Bugünkü Yugoslavya’nın Kuruluşu’na Kadar Türk Basını”, ve ikinci dönem “Bugünkü Yugoslavya’da (1944 yılından Günümüze Kadar) Türk Basını” (Hafız 1990: 5)40. Bu çalışmada, Osmanlı dönemi basını konumuz dışı ve çok kapsamlı olduğu için sonraki dönemi, Kosova bağlamında açıklamayı uygun buluyoruz.

      1969 Tan gazetesi kurulana kadar, Kosova yazar ve şairleri ana dillerinde yazdıkları metinleri, Makedonya’da çıkan dergi ve gazetelerde yayınlamışlar, sonraki dönemlerde de yayınlamaya devam etmişlerdir. Üsküp’te 23 Aralık 1944 yılında yayınlanan Birlik gazetesi, Kosova yazar ve şairlerinin anadillerinde yazı yayınladıkları ilk gazete olmuştur. On beş günde bir çıkan gazete, 1952 yılına kadar yayınlanmaya devam etmiştir. Nimetullah Hafız (1990: 8-9), yazısında Birlik gazetesi dışında, Makedonya’da çıkan gazete ve dergilerin dökümünün tamamını vermiştir. Ancak bu gazete ve dergilerde, bugün Kosova edebiyatı içerisinde yer alan hangi yazar ve şairlerimizin yazıları bulunmaktadır, hangi yazılar ve hangi sayılarda yer almaktadır şu anda bilemiyoruz. Onun için burada sadece ilk örnekten söz edilmiştir.

      Gazete ve dergi yayıncılığı, Kosova’da Türk kültürünün ve yazılı edebiyatının devamının sağlanması ve sistemli bir hale getirilmesi aşamasında önemli bir rol oynamıştır. 1951 yılında Kosova’da Türk millî varlığının tanınması ile başlayan süreç, önce eğitimde sonuçlarını vermeye başlamıştır. Türk öğrenciler, anadilinde eğitim öğretim görme hakkını elde etmişlerdir. Yine aynı dönemlerde Türk derneklerinin kurulması ve faaliyetlerine başlamaları ve Priştine radyosunda Türkçe yayınlar yapılmaya başlanması, Türk kültürünün yeniden filizlenmesi anlamına gelmektedir. Tüm bu çaba ve gayretler gözden uzak tutulmamakla birlikte, çağdaş edebiyatın oluşumunda, Tan gazetesinin yayınlanmasının önem üzerinde öncelikle durulmalıdır.

      Önceki dönemlerde çağdaş edebiyat, ya bireysel çaba ve çalışmaların ürünü, ya da birer dernek faaliyeti kapsamında iken Tan gazetesi, çağdaş edebiyat üzerinde bir okul olarak birleştirici, sistematize edici bir rol üstlenmiştir. Benzer bir durum ve model, bilindiği üzere, daha önceki yıllarda, 1944’te, Üsküp’te yayınlanan Birlik gazetesi için de geçerli olmuştur.

      “16 Temmuz 1968 tarihinde yapılan Kosova Komünistler Birliği Yürütme Komitesi’nin oturumunda, Kosova’da yaşayan Türklerin durumu görüşülmüş, karşılaştıkları sorunların aşılması doğrultusunda bir dizi karar alınmıştır. Ne yazık ki onca karardan sadece biri, doğrusu Kosova’da da haftalık Türkçe bir gazetenin yayınlanması kararı engelini aşabilmiştir. 1 Mayıs 1969 tarihinde haftalık “Tan” gazetesi yayınlanmaya başlamıştır. Balkan Savaşları’ndan sonra Kosova’da ilk kez Türkçe bir gazetenin çıkmaya başlaması toplumsal ve politik gelişmelerin olduğu kadar, Kosova Türklerinin, sahip oldukları hak ve özgürlükleri genişletme yolunda verdikleri uzun ve ağır mücadelenin de sonucudur kuşkusuz.” (Krasniç 2007: 30)

      Tan gazetesi 1 Mayıs 1969 tarihinde, Priştine’de yayınlanmaya başlamıştır. Kısa zamanda bir yayın kuruluşu haline gelmiştir. Çevren, Kuş ve Çığ dergileri ile kitap yayın faaliyetlerini sürdürmüştür. Gazete başlangıçta iki haftada bir yayınlanırken sonraları haftada bir yayınlanmaya başlamıştır. Önceden on altı sayfa olarak yayınlanırken sonraları maddi yetersizlikler nedeniyle sekiz sayfaya inmiştir.

      Tan gazetesi, baş ve sorumlu yazarı Süleyman Brina, gazete yayınlanmaya başladığında ilk sayısında bir önsöz kaleme alır. Bu gazetenin Kosova Türk kültürü içerindeki yeri ve önemini anlatan bu önsöz, Kosova’da gelişecek olan sanat yaratıcılığının Yugoslavya’da yaşayan diğer ulus ve halklar arasında örnek oluşturması görüşünü ileri sürmektedir. (Brina 1969: 1) Süleyman Brina’nın Tan gazetesinin kuruluşunda, yapılanmasında, standart hale getirilip kurumlaşmasında etkisi ve gayretleri burada anılmalıdır. Süleyman Brina, “1969 yılında Kosova’da Türk dilinde çıkan “Tan” gazetesinin çıkması için hazırlıkları üstlendi, “Tan”ın kurucusu olarak, gazetenin ilk müdürü, baş ve sorumlu yazarı oldu, “Tan” etrafında en seçkin, en genç ve güçlü kadroyu toplayabildi, bu görevde 1972 yılına kadar kaldı.” (Türk Yazarlar Derneği 1996: 19) Süleyman Brina, Tan’ı, gazete olmanın ötesinde yazar ve şairlerin yetiştiği bir okul konumuna yükseltmiştir. İskender Muzbeg, anılarında bu gerçekliği vurgulamaktadır:

      “Biz Öğretmen Okulu’nu bitirdikten sonra Priştine Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde eğitimimizi sürdürdük, bu arada Tan’da beraber çalıştık. Rahmetli müdürümüz (‘Tan’ Gazete Yayın Kurumu’nun ilk müdürü) Süleyman Brina Priştine’de kendisine verilen bir apartman dairesinin anahtarlarını bana verince ve bu dairenin ‘Tan’ gazetecileri tarafından kullanılabileceğini söyleyince, bu dairenin bir odasını ben kullanmaya başladım, bir diğer odasını ise Bayram İbrahim’e verdim, öyle ki işten sonra da Bayram İbrahim ile beraberce