Nergis Biray

Ahmet Baytursınulı


Скачать книгу

sahip çıkmasının yolunun birlikten geçtiğini vurgular. Toplumda hâkim olan ‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ denebilecek ruh hâlinin, zenginlerin mal, okumuşların makam mevki peşinde koşmasının hemen terk edilmesi gerekmektedir. ‘Kazak saltı’nda söylendiğine göre durum vahimdir.

       7. Siyasî alandaki fikirleri ve çalışmaları

      Baytursınulı’nın ilk siyasi hareketi, 1905 yılında halkla birlikte kaleme alıp imzaladığı ve Rus idaresine verdiği dilekçe ile başlar. Daha sonra 1917 yılı Temmuz’unda Orenburg’da yapılan ‘I. Genel Kazak Kurultayı’nda Kazakların ilk partisi olan ‘Alaş’ kurulur. Aralık 1917’de Orenburg’da yapılan ve Baytursınulı’nın da katıldığı ‘II. Genel Kazak Kurultayı’nda geçici meclis kurulur, adı ‘Alaş-Orda’ olarak belirlenir. Böylece hükûmet de kurulmuş olur (Alibekiroğlu 2005: 78).

      Bu dönemde Sovyet hükûmetinin bilgili, okuyan, yerli, millî kadrolara ihtiyacı vardır. Kazaklar, bu fırsatı değerlendirir ve kendi vekillerini idarî sisteme sokarlar. Kazaklar, Bolşeviklerle birlikte olsalar da halka hizmet etmek, millî hedeflerini gerçekleştirmek için eğitim, süreli yayın, ilmî merkezler kurma, her alanda yayın merkezlerinden üst düzeyde faydalanma yollarını ararlar. Bu çalışmalarını, Stalin’in ‘Aydın Kıyımı’na kadar büyük ölçüde gerçekleştirirler. Baytursınulı, bu dönemde Lenin’in isteği üzerine 1920–1923 yılları arasında Kazakistan’ın eğitim bakanlığı görevini üstlenir.

      Sonuç

      Kazakistan bugün ‘bağımsız’ bir ülke ise bunu, 20. yüzyıl başındaki ‘Alaş Orda’ hareketine ve onun mensuplarının kültür politikalarına borçludur. O dönemde planlanan dil, tarih, kültür ve eğitimle ilgili birçok düzenleme ve proje ülkenin her geçen yıl biraz daha ilerlemesi ve gelişmesini sağlamıştır. Bunda ‘Alaş’ kahramanlarının büyük bir payı vardır. Bugün Kazak Türkçesi devlet dili ise, devletin resmî dili olarak kabul edildiyse, eğitim ve öğretim hayatında gerekli yeri aldıysa, Kazak tarihi ve kültürü gelecek nesillere arzu edilen şekilde öğretilebiliyorsa bu, Alaş aydınlarının attığı temellerin sağlamlığını ve ilmî yapısını göstermektedir.

      ‘Alaş Orda’ hareketinin güçlü sesi Ahmet Baytursınulı ve onun gibi millî uyanışı gerçekleştirmek için çaba harcayan düşünür ve yazarlar, daha o dönemdeki mücadeleleri ile bugünkü Kazakistan’ın temellerini atmış ve tarih sayfasında hak ettikleri onurlu yeri almışlardır.

      Kaynakça

      Alibekiroğlu Sertan (2005). Kazak Âlimi Ahmet Baytursunoğlu’nun Hayatı ve Eserleri, (Danışmanı: Doç. Dr. Vahit Türk), Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Gaziantep.

      Baytursınulı Ahmet (1991). Aq jol, Jalın, Almatı.

      Biray Nergis (2011). Ahmet Baytursınulı -Şiirleri Üzerinde Dil ve Üslup İncelemesi-, Bilge Oğuz Yayınları, İstanbul.

      Çotuksöken Yusuf (2013). ‘Türk Aydınlanmacılığının Dili’, Muğla Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (İLKE), Atatürk’ün Doğumunun 125. Yılı ve Cumhuriyetimizin 83. Yılı Özel Sayısı, s. 71 – 83.

      Kazak SSR Ğılım Akademiyası M. O. Ävezov atındağı Ädebiyet jäne öner institutı (1989). Baytursınov Ahmet Şığarmaları, Jazuvşı, Almatı.

      Koç Kenan, İşina Almagül; Korganbekov Bolat (2007). Kazak Edebiyatı, C. I -(Kazak Folkloru ve Sovyet Dönemi öncesi Kazak Edebiyatı), IQ Kültür Sanat Yayınları, İstanbul.

      Türk, Vahit (1999). ‘Ahmet Baytursunoğlu ve Dil Çalışmaları’, Prof. Dr. Necmettin Hacıeminoğlu, Türk Dünyasında Dil ve Edebiyat Hareketleri Bilgi Şöleni, (26 Haziran) Ankara, s.1–5.

      AYDINLANMA HAREKETİ ALAŞ FİKİRLERİNİN AHMET BAYTURSINULI’NIN ESERLERİNDEKİ YANSIMASI 11

      Kazak Türklerinin millî uranı olarak bilinen Alaş sözcüğü, vaktiyle ‘Kazak, Özbek ve Nogayların hepsi için ortak millî bir parola olarak kullanılmıştır. Togan, ilk cildi 1972’de Almatı’da yayımlanan Kazak Sovyet Ansiklopedisi’nde Alaş sözcüğünün ‘Deşti Kıpçak’ anlamında kullanıldığını, Kazak Türklerine ‘Kazak’ denilmeden önce onların ilk olarak bu adla anıldıklarını ifade eder (Togan 1947: 31/ Türkistan). Ayrıca ‘Türk boyları arasında ilk defa Kazak adını alanların Oğuz, Kıpçak ve Kanglılar olduğunu’ da belirtir (Oraltay 1973: 17). Oraltay ise, Togan’ın bu tespitlerinden hareketle ‘Alaş’ sözcüğünün bütün Türk boylarına ait tarihî bir maziye sahip olabileceğini dile getirir (1973: 20).

      Togan, ‘Alaş’ sözcüğünün ilk anlamını ‘millî mesele mevzuu bahis olunca ve millî düşmanlarla karşılaşılınca kullanılan Kazak Türklerinin uranı’ olarak açıklar. Sözcüğün ayrıca ‘memleket ve ulus’ anlamlarına geldiğini de ifade eder (1947: 497). Alaş sözcüğü, Kazakistan tarihinde, kültüründe, dilinde topluma yön veren ve derin izler bırakan bir hareketin olarak kullanılmıştır.

      Alaş veya Alaş Orda, Rusya’nın Kazakistan’ı ekonomik ve sosyal problemlerin içine atıp sömürge durumuna getirme planlarına karşı çıkan Kazak aydınları tarafından 20. yüzyılın başlarında (1905) ortaya konulan millî çizgideki hareketin ve bu adla kurulan Kazak siyasî partisinin adıdır. Bu süreçte Rusya tarafından Kazakların verimli otlaklarına el konulur, halkın mal mülkü resmen devlet mülkü ilan edilir, bu verimli topraklara Slav göçmenler yerleştirilir, bütün bu toprak kayıplarının ardından göçer Kazakların hayvan sayılarında da büyük azalmalar başlar ve Kazak konargöçerleri hayvanlarını otlatmak için Çin gibi başka ülkelerin topraklarına göçmeye başlarlar. Bu tür olaylar sonrasında Kazak halkının büyük bir bölümü fakirleşir, halk büyük bir kıtlıkla karşı karşıya kalır (Koygeldiyev 1995: 50-51). Bütün bu olanların ardından 1905 Rus ihtilali ve II. Çar Nikola’nın demokratik özgürlükler ilan ettiği bildirisi sonrasında yüksek okullardan mezun, şuurlu Kazak aydınları, gizli bir Kazak hareketi başlatırlar. Bunların içinde Alihan Bökeyhan (1866-1937), Ahmet Baytursın (1873-1937), Mirjakıp Duvlat (1885-1937), Mustafa Şokay (1890-1941), Hâlil Dostmuhammed (1883-1939), Muhtar Avezov (1897-1961), Mağjan Jumabay (1893-1937) gibi aydınları saymak mümkündür (Kendirbai 2002: 1132).

      Alaş aydınları, temel olarak 20. yüzyılın başında milletin bağımsızlığı için mücadeleye başlamışlar, toplumun maddi ve manevi gelişmesi, siyasi alandaki asıl hazinesinin dil olduğuna da özellikle dikkat çekmişlerdir. Alaş hareketinin amaçları, Türkistan’da hayatın çağdaş hale getirilmesi, Kazak ve Kırgızların kültürlerini hür bir şekilde yaşayabilmeleri, Türkistan bölgesine yerleşen Rusların buradan uzaklaştırılmasıdır. Alaş hareketi, Türkistan Müslümanları Kongresi, Türkiye’deki Jön Türkler, İtil-Kama bölgesindeki Mir Sultan Galiyev’in kurduğu Türk-Tatar Komitesi ile de iş birliği yapmıştır (Biray 2015: 5).

      Alaş’ın ilk büyük kurultayı 1905 yılı Haziran ayında Karkaralı’da 14.500 Kazak Türkünün katılmasıyla gerçekleşir. Bu toplantının hatip, idareci ve düzenleyicilerinin hepsi Alaş mensuplarıdır (Togan 1947: 346).

      Kazak liderleri bu ilk süreçte Rus Müslümanlarının toplu hareketlerine katılmış, Rus Kadetlerinin12 fikirlerini kabullenmiş ve paylaşmışlardır. 1905 sonrasında Kazak aydınları ve liderleri bilimsel ve edebi eserlerini de yayımladıkları yayıncılık çalışmaları ile ilgilenmişlerdir. Bunlar içinde