b., B.27-31, 44; 47-48, 49; 53-55; 71-72.
1924 jılı Kazak bilimpazdarınıñ tunğış siyezinde alfavit jöninde jasağan bayandaması, Kazak bilimpazdarınıñ tunğış siyezi. Orınbor, 1925. -118 b., B.55-65.
Älip-biy takırıptı bayandaması: jobası, Kazak bilimpazdarınıñ tunğış siyezi. Orınbor, 1925. -118 b., B.55-65; 71-73.
Latın älippesiniñ kereksizdigi, ‘Eñbekşi Kazak’, 19 celtoqsan 1926.
Latın älippesin aluv tuvralı, ‘Eñbekşi Kazak’, 30 celtoqsan 1926.
Türikşeler qurıltayı, ‘Jaña mektep’ No.7-8, B.43-50, 1926.
Jelkek, Jaña mektep’ No.7-8. 1926.
Tezisı o terminologii na tyurkskih yazıkah, Byulten’ organizatsionnoy komissii po sozıvu I-go Vsesoyuznogo tyurkologiceskogo s’yezda No.2, C.20-22. –Baku, 1926.
Vıstupleniya v preniyah: Ob orfografii, Pervıy vsesoyuznıy tyurkologiceskiy s’yezd. Obşcestvo Obsledovaniya i İzuceniya Azerbaydjana, (stenograficeskiy otcet). –Baku, B. 167-168; 286-289, 26 marta 1926.
Doklad o printsipah kazahskoy terminologii, Pervıy vsesoyuznıy tyurkologicaskiy s’yezd. Obşcestvo Obsledovaniya i İzuceniya Azerbaydjana, (stenograficeskiy otcet). –Baku, B. 203-208, 26 marta 1926.
Zaklyucitel’noe slovo kak dokladcika, Pervıy vsesoyuznıy tyurkologiceskiy s’yezd. Obşcestvo Obsledovaniya i İzuceniya Azerbaydjana, (stenograficeskiy otcet). –Baku, B. 395-396, 26 marta 1926.
Kazakstan kurılısınıñ jaña däviri, ‘Eñbekşi Kazak’ No.225-226, 12-13 qazan 1926.
Arap älip-biyin jaktağan bayandaması (A. Baytursınulı), Älippe aytısı. B. 16-29., -Kızılorda, 1927.
Tüzetilgen ärip, ‘Jaña mektep’ No.1, B.32-36, 1927.
Dıbıstardı jiktev tuvralı, ‘Jaña mektep’ No.5, B.65-70, 1927.
Ana tiliniñ ädisi, ‘Jaña mektep’ No.9, B.23-31, 1927.
Jalqılav (ayırıñqı) ädis, ‘Jaña mektep’ No.11-12, B.45-49, 1927.
El mektebi, 29 jeltoksan 1927.
Jalkılavlı-jalpılav ädisi, ‘Jaña mektep’ No.1, B.31-37, 1928.
Kay ädis jaksı, ‘Jaña mektep’ No.4, B.3-11, 1928.
Kazak arasında okuv jumıstarın kalay jürgizüv kerek?, ‘Kızıl Kazakstan’ No.4, B.3-11, 1928.
Sabitke javap, ‘Enbekşi Kazak’ No 21, 26 qantar 1928.
Tağı da jat sözlerdi koldanuv tuvralı, ‘Eñbekşi Kazak’ No 109, 17 mamır 1928.
Kazak universitetiniñ aşıluvı (K. Baytursınulı kuttıktav sözi), ‘Eñbekşi Kazak’ No 225, 4 karaşa 1928.
Emle tuvralı, ‘Enbekşi Kazak’ 27 navrız 1929.
‘Javğa tüsken can sözi’, ‘Karkaralı kalasına’, ‘Jurtıma’, ‘Sarıarka samalı’, 28 kantar 1933.12.
ALAŞ’IN AYDINLATICI ÖNDERİ: AHMET BAYTURSINULI 8
Kazak Türklerinin bağımsızlık hareketi olarak da adlandırılan Alaş Orda, 20. yy. başlarında, önce bir parti olarak kurulmuşken daha sonra kültürel yönüyle ağırlık kazanmıştır. ‘Alaş Orda’nın asıl hedefi, Kazak halkının eğitim ve kültür seviyesini yükseltip Rus baskılarına karşı millî uyanışı gerçekleştirerek millî kimliği korumaktır.
Aydınlanmacılık eğitimle geleneksel kültürden aydınlanmacı kültüre geçiş sürecidir. Özünde eleştiri yer alır. Modern yaşama düzenini adaletle kurmak, aklın ve bilimin yol göstericiliğini benimsemek, yaşama geçirilmemiş olan bir toplumsal düzen oluşturmak gibi idealleri gerçekleştirmeye çalışan aydınlanma hareketi, bir süreçtir. İnsanoğlu yaşadığı müddetçe aydınlanma da gelişecektir (Çotuksöken 2013: 72).
Aydınlanma hareketi, Kazaklar arasında 19. yüzyılın ikinci yarısında başlar. Velihanov (1835-1865) ile Altınsarin (1840-1889)’in desteklediği, sonra da halk arasında yayılan bu hareketin öncüsü, doğunun klasik düşünürleri ile liberal Rus aydınlarının fikirlerini birleştiren Abay Kunanbayev olarak kabul edilir. Onun görüşleri doğrultusunda eserler veren Baytursınulı, şiirleri ve makalelerinde Kazakları çalışmaya, ilme önem vermeye teşvik eder. Baytursınulı, bu çalışmaları sebebiyle Abay’la birlikte Kazak yazılı edebiyatının kurucusu olarak kabul edilir (Kara 2002: 40). Bu çabalar sonucunda 19. yüzyıl sonu 20. yüzyıl başında Kazaklar arasında bir aydın sınıfı oluşmaya başlar ve Usul-i Cedid okullarında veya Rusların açtığı okullarda öğrenim gören Kazak gençleri yetişmeye başlar.
XX. yüzyıl başında Abay’ın başlattığı yolda ilerleyen Kazak aydınları, mücadele fikriyle güçlenerek sömürgeciliğe karşı çıkar, toplumun hizmetinde hareket eder, manevî silkinişi harekete geçirir. Kazakların hürriyet ve bağımsızlığı için mücadele eden yazar ve şairler, sömürgeci sistemi eleştirir, halkı bağımsızlığa çağırır. Bu millî hareketin öncüsü Ahmet Baytursınulı ve Mirjakıp Duvlatulı’dır (Koç vd. 2007: I – 332-333).
Ahmet Baytursınulı (1873-1937): 1873 yılında sosyal karışıklar içindeki bir toplumda doğan, güçlüklerle dolu bir hayat geçiren, Türkolog, edebiyat tarihçisi, dilbilimci, derlemeci, yazar, tercüman, gazeteci, şair ve tercüman Baytursınulı, halkı bilinçlendirmek için en zor iş olan eğitim öğretimle uğraşmayı, hür, bağımsız, kalkınmış ve güçlü bir Kazakistan için çalışmayı seçer.
Ahmet Baytursınulı’nın Aydınlanma Alanındaki Düşünceleri ve Çalışmaları
1. Eğitim sistemi, eğitim kurumları, eğitimciler ve eğitim araçları ile ilgili görüşleri ve çalışmaları
Baytursınulı’nın eğitim veya aydınlanma ile ilgili fikir ve çalışmalarını kendi içinde sınıflandırmak mümkündür. Bunlardan ilk grubu eğitim kurumları ve eğitim sistemi hakkındaki çalışmaları, eğitimcilerle ilgili görüşleri ve çalışmaları, eğitim araçları ile ilgili görüşleri ve çalışmaları oluşturmaktadır.
Eğitim sistemi hakkındaki çalışmaları: Baytursınulı, öğretmenlik de yapan bir edip olması hasebiyle savunduğu fikirleri kendi ülkesinin çocuklarına ve halkına anlatabilmek, onları aydınlatmak, bilinçlendirmek amacıyla daha çok eğitim ve öğretim konusunda çalışmalar yapar. Bu yolla hür, bağımsız, kalkınmış bir Kazakistan’ın imarını sağlayabilecektir.
O, ana dilin önemine, eğitimin sosyolojik ve psikolojik boyutuyla ilgili konulara, kendi dilini de (Kazak Türkçesi) yabancı dilleri de (öncelikle Rusça, vs.) öğrenmek ve öğretmek için eğitim yöntemlerinin oluşturulması gerektiğine dair görüşlerini, 1913 yılında Kazak gazetesinin 11. sayısında ‘Okuma Sebebi’ adlı yazısında dile getirir. İlerlemenin ilk ve en önemli şartının eğitim olduğunu, cehaletin tedavisinin eğitimle olacağını belirtir. Ama bunun geleneksel eğitim metoduyla olması mümkün değildir. Yeni gelişen ve bütün Türkistan’ı saran Cedidcilik hareketinin öne sürdüğü usul-i cedid9 ve usul-i savtiye10 metotları uygulanmalıdır.
Halkın geri kalması, okuryazarlık seviyesinin düşük olması Rusya’nın uyguladığı sömürü siyaseti ve bu uygulamaların getirdiği ekonomik zayıflık ve devrin olaylarının etkisine bağlı olması yanında