topraklarında da kendini hissettirmiş, yayın hayatı da bu gelişmeler doğrultusunda canlanmıştır. Bu süreçte Duma’nın açılması, Kazak aydınlarının siyasi faaliyetlere katılması, siyasi akımların ortaya çıkması, devrimden sonra toprak meselesinin çözülmesi için Kazak aydınlarının çabaları, I. Dünya Savaşı sırasında Çarlık Rusya’nın Kazak topraklarını savaş aracı ve maddesi gibi kullanması, bunlara ek olarak savaş vergisi, yol vergileri gibi yeni vergilerin ortaya çıkması, 1916 yılında Çarlık yönetimi tarafından Türkistanlıların askeri işçi olarak cephelere sevk edilme kararının alınması gibi olaylar sonrasında Türkistan’daki Türkler şiddetli tepki göstermişlerdir. Çeşitli bölgelerde ayaklanmalar başlasa da bunlar kanlı bir şekilde bastırılmıştır. Bu dönemlerde, Kazak halkının ihtiyaçlarına, sorunlarına cevap verecek, çözüm bulup önerecek konulara yer veren gazete ve dergilere ihtiyaç hissedilmektedir. Kazak Gazetesi, böyle zor şartlar içinde yayın hayatına başlamış ve varlığını sürdürmüştür.
1905-1907 yılları arasındaki hürriyet ortamında millîyetçi ve sosyalist söylemlerin ağırlıkta olduğu fikirler aydınlar tarafından ortaya atılmış, bu fikirler yine aydınlar tarafından yayınlar vasıtasıyla halka anlatılmaya çalışılmıştır. Kazak aydınları Çarlık hükûmetinin Ruslaştırma siyasetine ve kültür emperyalizmine karşı koymaya çalışırken gazete ve dergilerle mücadelelerini halk arasında yaymaya da gayret etmişlerdir. Onların amaçları bu mücadele ve bilgi vermenin yanında Kazak halkını modernleştirmek, Kazakların siyasi ve sosyal hayatını çağdaşlaştırmaktı da.
Bu yıllarda Türkistan’da, Kazakistan’da birçok gazete ve dergi basın yayın hayatına girmiştir. Türkistan Vilayetinin Gazetesi (1870, Taşkent), Dala Valayatınıñ Gazeti (1888), Serke (1907, St. Petersburg), Kazakstan Gazetesi (1907, Troitsk), Kazakstan Gazeti, Kazakstan Gazetesi (1911), Yeşim Dalası (1913, Petropavl), Aykap Dergisi (1911), Kazak Gazetesi (1913), vs. Bunlar içinde Kazak toplumunda en etkili yayın yapan ve uzun süre devam edenlerden biri Aykap dergisi (1911-1915/89 sayı) iken diğeri de Kazak Gazetesi (1913-1918/265 sayı) olmuştur.
Çarlık yönetiminin son yıllarında Bolşevik idareye geçiş dönemlerinden olan 1913’te çıkmaya başlayan Kazak gazetesi, Kazak toplumunda haberleşmeyi, fikrî tartışmaları sağlamasının yanında bağımsızlık düşüncesini canlı tutmuş, 1917 devriminde ortaya çıkan fırsatı bağımsızlık için değerlendirmeye çalışmıştır. Gazetenin yazarlarına bakıldığında Alaş partisinin kurulması, politikalarının ve görüşlerinin hayata geçirilmesinde onların olduğu görülmektedir.
19. Yüzyılın 2. yarısında Ruslar Kazak topraklarına hâkim olarak siyasi güç elde ederler ve ortaya çıkan sosyal değişimle birlikte Rus-Kazak okullarının da açılmasıyla hareketlenen süreçte modern anlamda eğitimli yeni aydın tabakası yetişmiştir. Siyasi alanda olduğu kadar eğitim alanında da görülen bütün bu gelişmeler Alaş hareketinin temelini oluşturmuştur. Alaş hareketinin Kazak halkını çağdaşlaştırmak için çaba harcayan aydın grubunun 20. yüzyıl başlarında ortaya koyduğu kültürel ve siyasi nitelikteki bir toplumsal ve millî kurtuluş hareketi olduğunu söylemek mümkündür (Artıkbayev 2008; Alaş Kozğalısı 2008; QSE 1972-I: 249; Kendirbay 16-4: 487-515; Kalkan www.altayli.net 2008 e-erişim: 10.04.2022). Başlangıçta millîyetçi, burjuva ve halk düşmanı hareketi olarak tanınan bu hareket, bugün millî kurtuluş hareketi olarak kabul edilmektedir. Aslında farklı kanallarda başlayan ceditçilik hareketi de daha sonra Alaş hareketi içinde varlığını devam ettirmiştir (Kalkan 1999). Onlar, kısa bir sürede bir araya gelerek Kazak kurultaylarını toplamışlar, modern anlamdaki ilk siyasi parti olan Alaş partisini kurmuşlardır (Kalkan 2015 www.altayli.net e-erişim 10.04.2022).
İşte bu dönemde Kazak gazetesini yayın ortamına hazırlayanlar Kazakların ilk nesil diyebileceğimiz Ibıray Altınsarın, Şokan Velihanov, Abay Kunanbay gibi aydınların yetiştirdiği, yollarını açtığı ikinci nesil aydınlarıdır: Alihan Bökeyhan, Ahmet Baytursın, Mirjakıp Duvlat, Mağjan Jumabay, Mustafa Çokay, vs. Bu nesil, siyasi iradenin ve yönetim şeklinin değiştiği, Türk dünyasının da bağımsızlık mücadeleleriyle ve sorunlarla boğuştuğu 19. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başlarında yaşamıştır. Bu süreçte Türk dünyasında da birçok fikir hareketi ortaya çıkar. Bunlar gazeteler yoluyla halka aktarılmaya çalışılır. Aydınlar arasında Türkçülük, İslamcılık, Batıcılık, Komünizm (iştirakçilik) akımları gibi fikir ayrılıkları yanında yerel fikrî ayrılıkların olduğu da görülmektedir.
Bu süreçte Kazak yazarların en çok üzerinde durduğu konu, Kazak kimliğidir. Sorunlara kimlik, kültür, dil ve geleneksel yapı açısından da yaklaşan yazarlar ‘millî bakış açıları’ ile çözüm önerilerini gazeteler yoluyla halka anlatmaya çalışmışlardır.
Gazeteyi hiç bilmeyen halka önce gazetenin ne olduğu konusu anlatılır. Baytursın, Kazak gazetesinin yayınlanmasındaki amacı halka ‘Öncelikle gazete; halkın gözü, kulağı ve dilidir. İnsana göz, kulak ve dil ne kadar gerekliyse bir halka da gazete öyle gereklidir. Gazetesi olmayan yurt, gazetesi olan diğer yurtların karşısında kulağı olmayan sağır, dili olmayan lal, gözü olmayan kör gibidir’ sözleriyle anlatmaya çalışır. Ardından gazetenin amaçlarını sıralamaya devam eder. ‘İkinci olarak gazete; halka hizmet ulaştırır. Bilim ve fikir adamları gazete aracılığıyla halkın önüne düşüp ona yol gösterir. Üçüncü olarak halka bilgi dağıtır. Dördüncü olarak; halkın avukatlığını yapar.’ Yazının sonunda kendi halkının adı olduğu için gazetenin adının ‘Kazak’ olarak verildiğini vurgular (Kazak Gazeti 1913).
Gazetenin ilkelerinden biri Kazak dilinin gelişmesi konusunda düzenlemeler yapmak, bu yolda Kazakların atasözleri, deyimleri, kalıp sözleri, bey ve hatiplerin söylediği özlü sözler, bazı şiirler ve kıssaları esas almak açıklamaları yer almaktadır. Gazetede yerleşik hayata geçirilen Kazakların toprak meselesi, Çin’deki Kazaklar, Kazak tarihi, kültürü ve dili, din, Avrupa’nın durumu ve oradaki gelişmeler, Balkan Savaşı, Osmanlı-Avrupa ilişkileri, Kazak gençlerinin okur yazarlığı, Kazaklardan asker alınması, seçim meseleleri, Kazaklar arasından yapılan derleme çalışmaları (Grigoriy Nikolayeviç Potanin), Ahmet Yesevi, Duma, vs. gibi konular ele alınmıştır. Bunlara ek olarak 20. yüzyıl başlarında Kazakların siyasi hayatında önemli bir rolü olan Alaş partisinin güç kazanması ve siyasi görüşlerini halka anlatması da gazete sayfalarında görülür. Bu yayınlar vasıtasıyla yani Kazak gazetesi sayesinde Alaş partisi bir siyasi hareket olarak güç kazanmıştır (Baytursınulı 2013; Ceritoğlu 2012: 185-199).
Gazetenin neredeyse bütün sayılarında kitap tanıtım yazılarıyla da karşılaşılmaktadır. Rusça ve Kazakça eğitim konusu üzerinde durulmakta, zenginlerin bağışları, Kazak şehir ve kasabaları tanıtılmakta, göçer hayat ve yerleşik hayat ile bunlar arasında sorunlar yaşayan Kazaklar hakkında yazılar yazılmaktadır. 1916 yılındaki sayılarda genellikle askerlik ve savaş konularının kaleme alındığı görülmektedir. Gazetenin 1917 yılındaki sayılarında da Rusya’daki olaylar, rejim değişikliği, Alaş partisinin faaliyetleri konu olarak ele alınmaktadır. Aslında Alaş partisinin adaylarına bakıldığında büyük kısmının Kazak gazetesinin yazarları olduğu görülecektir. 1918 yılındaki sayılarda da Alaş Orda ile Bolşeviklerin mücadelelerine yer verilmektedir20.
‘Kazak Gazetesi, Almatı, 1998’ künyesiyle yayınlanan kitapta gazetede işlenen konular şu şekilde sıralanmaktadır: Rusya sömürgeciliği devrinde Kazakistan; Çarlık Rusyasının yerleştirme ve yer değiştirme siyaseti; Rusya ile diğer ülkelerin ilişkileri; Birinci Dünya Savaşı ve Kazakistan’a etkisi; Ocak Devrimi sırasında Kazakistan; Kazak ülkesinin yönetimi ve mahkeme kuruluşu; Duma ve ondaki Müslüman grubu ile bürosunun faaliyeti; Kazakistan’ın sosyal ve