Ekrem Barak Arıkoğlu

Heleteli Şairler ve Şiirleri


Скачать книгу

Cafar Oğlu duysun Vırıtlar

      “Kel Cuma’ye yazdığı bir şiiri var. Kasım Hacı dayısıymış. Kasım Hacı, Kel Cuma’ye gızı vermiyor. Bunnar da gaçırmak istiyor. Fakat adamın mavızarı varımış, beklemiş. Gaçıramamışlar. Gaçıramayınçık rahmantlık Cafar Memmet, Kel Cuma’ye diyoku: “Yavrum Cuma bir iki beyit yazak mı saña ne diyoñ” diyo. Cuma “yok yok” diyo. Cafer Memmed “amma Cuma sen bunu hak ettin” diyo. Kel Cüma yazmış oluyo güya:

EMİNE

      Gaçarsın benden Evren ceylanı

      Felek sürdürmemiş başa devranı

      Helete’yi, Hacıları, Savranı

      Gezdim saña bañzer yokdur Emine.

      Güz gelinci sökün eder kerkezi,

      Evren deller güzellerin merkezi

      Azaplı’yı, İnekli’yi, Çerkez’i

      Gezdim saña bañzer yokdur Emine.

      Ötüşüyor Kara Daş’ın feriği

      Kırka yakın Eminemin beliği

      Balkar, Garacaoluk, Bozlar, Çeliğ’i

      Gezdim saña bañzer yokdur Emine.

      Tahtalı’ya göçer Kürd’ün keçiği

      Ben severdim güzellerde açığı

      Abbasları, Bıdakları, Buçuğu

      Gezdim saña bañzer yoktur Emine.

      Daşlı deller Sırıklı’nın yolları

      Yabanıdır insan bilmez illeri

      Gızılbaş Nurkağı, Meydan, Gulları

      Gezdim saña bañzer yokdur Emine.

      Evlerinin önü ziyaret kala

      Ağlarım ağlarım bakarım yola

      Tak beni Eminem tak beyaz kola

      Altın bileziğin olam Eminem.

      (Şaş Ali Barak ağabeyden 20 Nisan 2019 Tarihinde Helete’de kendi evinde derledim.)

      TOPAL ÖKKEŞ (BARAK)

      Bizim Helete’de şiir söyleyen çok. Herkes her şeye şiir söyleyebilir. Fakat gerçekten iyi şair olanlar, usta işi şiir söyleyenler de var. Topal Ökkeş amcam “şair”lerden biri. Topal Ökkeş, 1927 doğumlu, diploması yok ama her şeyi biliyor. Uzun zamandır derlemek istediğim şiirlerinden aklında kalanları sağ olsun bana okudu. Ben de sesini kaydedip yazıya geçtim.

      Topal Ökkeş amcanın, 20’li yaşlarında (1951 yılında) bir ayağı sakat kalmış. O yüzden köyde “Topal Ökkeş” olarak biliniyor. Şiirlerinin de bu adla bilinmesini istiyor. “Kimliğimde 1932 doğumluyum, 1927 doğumluyum doğrusu. Atatürk’ün öldüğünde büsbüyüktüm. O yıl Yumuğ’un oğlunu vurdular. Yatıya giderken delikanlı idim. Babamla melengiç sıyırırdık Kızıl güllerde. O zaman en azından 10-12 yaşında olmalıyım. Tustur’un vurulduğunu da bilirim. 36’da vurulmuş. Hiç haberin olmadan bitiyor. Ay gün yıl. 93 sene uçtu geçti.” diyor Ökkeş Amcam.

      Topal Ökkeş amcanın şiirlerinin çoğu çeşme başında, yayla yolunda karşılaşılan hayalî güzellerle atışmalı “dedim dedi” şeklinde ve bir giriş hikâyesi var. “Şiirlerimin içinde bir tek harf bile başkalarına ait değil. Bir harf bulunsa bile kalemimi kırarım. 19-20 yaşlarımda birine sevdalandım. O beni sevdi ben onu sevdim kavuşamadık. Dert o zaman başladı. Onun hayaliyle karşılıklı atışıp duruyoruz o günden bu güne.” diyor: Aşk, memleket sevgisi şiirlerin temel konusu. Şiirler dörtlükler hâlinde ve çoğu 6+5=11’li hece ölçüsüyle yazılmış. Kafiyeleri de oldukça kuvvetli. Şiirlerin aslında başlıkları yoktu, rediflerine bakarak ben ad verdim.

GÜZEL

      Sen koca çınarsın dalların güzel

      Kaşın gözün ile dillerin güzel

      Bahçanızda türlü türlü çiçekler açmış

      Menekşe sümbülden güllerin güzel

      Güzel olanın güzel olur sözleri

      Çok severler baharları yazları

      Tut ağacından yapılmıştır sazları

      Sen ağaca bakma tellerin güzel

      Helete’nin dağı boranlı karlı

      Yanağı gamzeli gerdanı benli

      İçimdeki dertler türlüdür türlü

      O yarayı saran ellerin güzel

KÖR ETTİM

      Bir yar sevdim şu dağların başında

      Gele gele sarp gayayı yol ettim

      Geldim göçmüş issiz buldum yurdunu

      Dizlerimi vura vura kül ettim

      Ağlayarak geri döndüm yolumdan

      Bir domurcuk alamadım gülümden

      Gırılmış sazımın kötü halından

      Saçlarımı yola yola tel ettim

      Gar getti mi şu dağların ardından

      Bari bir top sümbül alam yurdundan

      Vallaha ölüyom daha derdinden

      Ağlamaktan gözlerimi kör ettim

NE DEYİM

      İlkbaharda duman çöker dağlara

      Coşkun akan deresine ne deyim

      Yaylanın yolunda bir güzel gördüm

      Beni vurdu yarasına ne deyim

      Ganıyan yarama gözyaşın çaldı

      Şunu baala diye mendilin verdi

      Çırpını çırpını yanıma geldi

      Bir tas su verişine ne deyim

      Acımaktan gözyaşını tutamaz

      Dünyanın malına beni satamaz

      Sevdiğini alamıyan yatamaz

      Boynun büküp duruşuna ne deyim

BEKLİYO

      Bir duman göründü dağın ardından

      Hanı senin ölen vardı derdinden

      Türlü türlü çiçek bitmiş yurdundan

      Bekliyo yolunu göçersin diye

      Yel eser de sızılaşır dalları

      Bülbül feryad edip bekler gülleri

      Sazındaki nağme veren telleri

      Açmış da kolların geçersin diye

      İlkbaharda erken çıkar yoluma

      Bakır helkeleri almış goluna

      Doldurmuş badeyi almış eline

      Bekliyo yolunu içersin diye

DEDİM DEDİ

                Dedim ki,

      Bilmem Gölalaa belki Sıraca

      Bahar geldi bizim daalar alaca

      Ava çıktım senin gimi turaca

      Teltii çekersem eller gırılsın

                Gız