yerde göremiyom
Evinizi bilemiyom
Kimselere soramıyom
Gellim pınara pınara
Deyince gızcaaz,
Golumda helkeler bakır
Saçım siyah gözüm çakır
Anam sormuş sen bir fakir
Gelme pınara pınara
Demiş. Fakirliği duyunca Topal Ökkeş efkârlanarak gider.
Bir gün gene yayladan gelirken üç tane güzel çeşmenin başında durmuşlar rüzgâr estikçe kıvırcık zülüfleri oynaşıyor. Onların yanına vardım. Bana su ikram ettiler. Hoş beşten sonra:
Sabanan bir çeşmenin başında
Birkaç güzel gördüm saç bölük bölük
Boynumu bükerek bir su istedim
Yanaktan doldurdu gül bölük bölük
Birisinin sordum adını Ayşe
Dedi ben dertliyim sorma boşuna
Senin gibi biri düşse peşime
Görünür gözüme yol bölük bölük
Ağlıyarak düşdüm yola sormadan
Birisinin adı neydi bilmeden
Elimdeki saza düzen vermeden
Gırıldı telleri saz bölük bölük
Gelen yolcuları burda ealetmen
Âşık olanları böyle ağlatman
Geç galıp da ananızı söyletmen
Ciğer pare pare galp bölük bölük
Kölge bastı şu yaylanın yolunu
Çok sevdim de alamadım birini
Toplamıya gıymadığım gülünü
Hazan vurup gurudursa ne deyim?
Çok dolandım şu dağların başını
Çok severdim boranını gışını
Ala gözün ok kirpiğin gaşını
Siyah sürme sürülürse ne deyim?
Yeriyişin selvi gimi dal gimi
Al yanaklar elma gimi nar gimi
Gız arkana düşdüm aciz gul gimi
Dönüp bir kez soramazsan ne deyim?
Topal Ökkeş ataşından derdinden
Ayırmayın çok sevdiği yurdundan
Çok bakardım sen gederken ardından
Duman çöküp göremezsem ne deyim?
Bir gün bunnan (eşini gösteriyor) yemek yiyok. Ben bardağa mı dolaştım, ses mi çıkardım. Bu bana “beceriksizsin” dedi. Dedim ki,
Bulamazsın benim gimi gocayı
Görüyon mu Tıdık Mahmıt Hoca’yı
Memişlerin gannı böök Goca’yı
Minariye ismin yazmış duydun mu?
Sen sufrayı getir ben de ayranı
Çok hızlıdır Tukulların Bayram’ı
Gelen getmez Helete’nin hayranı
Her tarafa ünü getmiş duydun mu?
Böylemoldu bayanların töresi
Kötü olur acı sözün yarası
Meezin olmuş Durannarın Gara’sı
Aşşaada ezen okur duydun mu?
Bunları aalem (şaka) olsun diye söylüyorum. Bir gün de çocuklar yatıyorlar, kalkmıyorlar. Ben de tahammül edemiyom. Şuraya vardım Şaş Memmedali, onun da Erdal’ı vardı. O da ona kızmış, bir o yanna gediyor bir bu yanna gediyor. Dedim ki:
Sabahlayın seyrettim âlemi
Tıkır tıkır gedennere ne deyim
Bizim evde gavga dönüş kesilmez
Uzun uzun yatannara ne deyim
Sabahlayın kalkmak için ne gerek
Bunu beklemeye sabır can gerek
Ekmek ister buuda yokdur un gerek
On ikide kakannara ne deyim
Ne söylesem aldırmıyor sözümü
Gayıbetmiş baharını yazını
Topal Ökkeş niye çalman sazını
Mahsun gimi söylemeye dil gerek
Bir gün merkebinen Kömooza gediyodum. Ya iki çalı getiriciyim ya arıya bakıcıyım. Aşık (kardeşi) arkamdan geldi Gızfatma’nın altında. “Düüt” dedi geçdi. Kömoozun oruya varınca Halıl (kardeşi) yamacımdan geldi. O da lambaları yakdı. O da geçdi. Dedim ki,
Siz taksiye binin ben de eşşaa
Yazılarda çok topladık başşaa
Hepimiz de Garabaş’ın uşaa
Siz zengin olun da ben de fıkara
Topal Ökkeş bulamadı neşeyi
Beş gardaşık bir de bacım Eşe’yi
Yedi gişi deeşirdik bir gaşıı
Siz zengin olun da ben de fıkara
Gardaşlarım zengin ben niye fakir
Böylesi gaderin içine tükür
Ellerin bağında bülbüller şakır
Benine garga bile gonmuyo
Topal Ökkeş Amcanın aşağıdaki şiirini Şaş Ali Ağabeyden derledim.
Yaylaya gediyolar. Ekin biçerken bir kız su getiriyor. “Ben seni heç görmedim mi?” diyo:
Bir güzel sevdim yaylada
Ne çadırda ne haymada
Ekin biçerken tallada
Su getirdi su getirdi
Elini suya batırdı
Her gün yolumu bekliyo
Aynayı cebinde saklıyo
Mendilim alıp kokluyo
Su getirdi su getirdi
Elini suya batırdı
KURT HASAN KİRAZ MEHMET KUTLUCAN
Kurt Hasan Kirez Mehmet Kutlucan’ın hayatını kaybe den hanımı Elif Hatuna söylediği, ona sevgisini ifade eden şiiri:
Goydun beni gapgarannık bir evde
Gurtuluş yoomuş Evren’den derde
Basdık sermiş gelir Elif Guzbağ’da
Böyle bir hanıma köle olmalı
Böyle bir hanıma köle olmalı
Böylesi hatına çoban durmalı
Gettim rahat toprağını getirdim
Hasta