Ekrem Barak Arıkoğlu

Heleteli Şairler ve Şiirleri


Скачать книгу

Gözüböyük Mustafa

      Tam gaz eve girdi duyduñ mu?

      Krısteldir odasının ışığı

      Çay bişirmiş evinde yok gaşığı

      Gosgocaman Helete’nin Aşığı

      Bir tamponla gapı gırdı duyduñ mu?

      Deazeme dedimkine deaze dedim, Gara Emine deazemin gızı, saña yüz bin lira veriyim de gapıyı ödemiş oluyum. Yok dedi ben acer gapı isterim dedi. Eski gapıyı sökdürdüm acer gapı dakdırdım. Geri booz esgi gapıyı da ver dedi:

      Ozan der ki yola yannış girmedim

      Hızlı gettim sağı solu görmedim

      Daazem gapı ister neden vermedim

      Gara Emine gahar etmiş duyduñ mu?

      Aşık haklı güya destan yazıyo

      Köyün encümanı baña gızıyo

      Geleceam günü sormuş duyduñ mu?

**

      İlkbaharda duman çöker dağlara

      Ilgıt ılgıt esen yele ne deyim?

      Garip Aşık gurbet elde ağlıyor,

      Gözyaşları sele döndü neyleyim.

**

      Tez gel sunam tez gel gözüm yollarda

      Senin hasiretliğin gezer dillerde

      Ellerin diline goymasın felek

OY GURBETLİK

      Kahramanmaraş dağları

      Çiçek açtı hep bağları

      Geçti ömrümün çağları

      Oy gurbetlik oy gurbetlik

      Maraş’ın dağların gezdim

      Bazı şarkı destan yazdım

      Gurbetin elinden bezdim

      Oy gurbetlik oy gurbetlik

      Hanı Karun’un parası

      Tabipsiz gönül yarası

      Yıkılıp viran olası

      Oy gurbetlik oy gurbetlik

      Aman Aşık noldu saña

      Heç insafın yok mu baña

      Oylarını Demirel’e

      Oy verenler oy verenler

      Yıkılsın gurbet köşesi

      Yoktur gurbetin neşesi

      Bacım Dodaklar Ayşesi

      Oy gurbetlik oy gurbetlik

**HEY

      İlkbahar ayında yağan yağmurdan

      Bizim Dazlar bölük bölük duman hey

      Ala keklik yeşil çimen üstünde

      Seslenip de çağırdığı zaman hey.

      Ala keklik çok olurdu ezeli

      Sevilmiyor gurbet elin güzeli

      Yeşil dağlar döksün sarı gazeli

      Derelerin sulandığı zaman hey

      Aşık (Mustafa barak)

**

      Aşık:

      Yanık Çat’a göçtük dağlar sızılar

      Akşam olur yanık meler kuzular

      Av avlardı göy boncuklu tazılar

      Hey hey diyen Gara Dedem nicoldu

      Topal Ökkeş:

      Yannınan su götürür akarak

      Göğsüne çiğdem sümbül dakarak

      Evin önüne asbap dökerek

      Nenni nenni diyen anañ nicoldu

      Aşık (Mustafa Barak) amcamın şiirlerini kendisiyle yaptığım sohbetten, Lise müdürümüz Aşık amcamın yeğeni Muhsin Barak’ın derlemesinden ve Şaş Ali Barak ağabeyin anlatımlarından aldım.

      DERTLİ (CAFAR ALİ VIRIT)

(1945-2018)

      1945 yılında Helete’de doğdu. İlokula gitmedi. Okuma yazmayı kendi çabasıyla öğrendi. Almanya’ya işçi olarak gitti. Almanya’da çalıştıktan sonra emekli olup köyüne döndü. 2018 yılında vefat etti. Dertli Ali Vırıt’ın Çağlayanceritli Şair Ataş Ali ve köyümüzün hiciv şairi İsmail Alper (Çelik) ile atışmaları meşhurdur.

KALDIM BİR ZAMAN

      Dokuz yüz kırk beşte dünyaya geldim

      Kundakta beşikte kaldım bir zaman

      Açınca gözümü kıtlığı gördüm

      Ağladım sızladım durdum bir zaman

      Beş yaşında sağa sola koştum

      Elbette kendimi boş yere yordum

      Yedi yaşında çobanlığa sarıldım

      Yaylalarda oğlak güttüm bir zaman

      Yedi sekiz derken on yaşa vardım

      Borç harç edip bir tüfek aldım

      Nişan alıp sıkmasını öğrendim

      Nice keklik tavşan vurdum bir zaman

      Minnetle ricayla işe aldılar

      Bu garibi zor işlerde yordular

      Midemin yarısın kesip aldılar

      Hastanede yatıp kalktım bir zaman

      Nihayet yaşayıp yirmiye vardım

      Vatan borcu diye ben asker oldum

      Ağ altı tüfeği elime aldım

      Yunanlara pusu kurdum bir zaman

      Türkleri hor görür kâfirlere bak

      Yeter zalim artık yakamı bırak

      Öğrendim Almanca yarım yamalak

      Her ne dese ya ya dedim bir zaman

      Dertli Alim koşa koşa yoruldu

      Gül diyerek tikenlere sarıldı

      Başa gelmedik daha ne kaldı

      Feryat edip ağıt yaktım bir zaman

VATANIMI ÖZLEDİM

      İlkbaharda gül açardı yaylada

      Nevruzunu sümbülünü özledim

      Kendim gurbet elde gönlüm sılada

      Ben sılamı vatanımı özledim

      Yağmur yağar toprak evler akardı

      Deli poyraz etrafını yıkardı

      Süyüklükten uzun buzlar sarkardı

      Kırıp kırıp yemesini özledim

      Kış gününde lapa lapa yağardı

      Kuş uçurtmaz yollarını bağlardı

      Kuzdan alıp güneyine yığardı

      Aşılamayan kürtüğünü özledim

      Kar eriyip damla damla akardı

      İlkbaharda gonca güller kokardı

      Göksu coşup etrafını yıkardı

      Kara çamur sularını