Ebubekir Güngör

Repressiya


Скачать книгу

ve kültürel hayatta belirleyici rol oynamışlardır. Halk arasında yetişen şairlerin bir kısmı İslamî temelden alan mektep ve medreselerde eğitim almış, beyler arasında veya idareler arasında elçilik yapmışlardır. Hokand hanlığı ile bölgede yaygınlaşan mektep ve medreseler şairlerin yanı sıra yazılı eserler vermek suretiyle halkın duygu, düşünce ve tecrübelerini düzenleyerek yazıya aktarmışlardır. Bu sayede etki alanlarını güçlendirdikleri gibi etkilendikleri çevreyi de genişletmişlerdir. Halkın eğitimi konusuna daha bir önem gösteren Cazgıç Akınlar, mektep-medrese, yeni usul, Rusça konularında, dolayısıyla toplumun çağdaşlaşmasında çalışmaları ile yön vermişlerdir. Ruslara, yeni düzene ve siyasete halka faydası çerçevesinde bakmışlar, iyi olduğunu düşündüklerine teşvik etmişlerdir. Böylelikle Sovyet dönemine çağın modern düşüncesine aşina, siyasi ve kültürel liderlik salahiyetlerine sahip bir aydın zümresi yetiştirdikleri gibi toplumu da çağdaş dünyaya yaklaştırmışlardır. Geleneksel aydınlar, Hokan hanlığı, Rus Çarlığı dönemlerinde siyasi, toplumsal ve ekonomik konularla ilgilenmeleri, bu konulara çağdaş düşünce penceresinden bakabilen bir milli aydın kadrosu yetiştirerek, geleneklerini aktarmışlardır. Dolayısıyla bu şekilde bir milli aydın tipi Sovyet döneminde de Kırgız siyasi ve toplumsal yaşamında etkili olmuştur. Halkı peşlerinden sürükleyici özellikleri Sovyet dönemi boyunca idari baskılara maruz kalmalarına rağmen, Kırgız toplumunun benliğinde sözleri, nasihatleri ve şahsiyetleri ile yaşamışlardır. Tam da bu sebeple Bolşevik Sovyet idaresinin eserlerine, şahıslarına karşı uyguladığı baskıya maruz kalmışlardır.

      Toplumun gelişmesi, kendi iç adli, siyasi, kültürel ve mülkiyet mevzularında düzenini sağlaması, değişen şartlara göre gerekli adımların atılması gibi konularda aydınların belirleyici oldukları bilinmektedir. Bu açıdan Sovyet öncesi Kırgız aydınlarının, Kırgız toplum yaşamını meydana getiren, bütün şart ve katmanlarda edilgen olmayıp, etken özellik taşımalarıyla belirleyici oldukları anlaşılmaktadır. Kırgız aydınlarının, toplumdan ayrı, zümre özelliği taşıyan bir sınıf gibi değil, Kırgız toplumunun bizzat kendileri oldukları açık bir şekilde görülmektedir. Kırgız geleneksel aydınlarının yetiştikleri kurumlar öncelikle Kırgız manasçılık geleneği, dinî – İslamî mektep-medreselerdir. Dolayısıyla Türk sözlü kültürünün yanı sıra, İslamî mektep ve medreseler, Kırgızların kültürel ve dini anlayışlarının şekillenmesinde yüzyıllardan beri önemli rol oynamış kurumlardır. Ekim ihtilalinden önce Kırgız toplumunda, birçok Kırgız şair, tarihçi, devlet adamı, Kırgızistan’ın sosyal, ekonomik, ilmi hayatını şekillendirecek ölçüde, milli geleneğe dayalı aydın yetişmiştir.

      Tatar ve Rusların etkisi ile geleneksel aydınlar arasında değişim istekleri kıpırdanmaya başlamıştır. Ancak başta siyasi durum (Manaplar, Datkalar, Biyler, Han, Çarlık) pek müsait olmamıştır. Ayrıca milli ve batıcı değişimin dillendirilmesinden, ulema pek hoşnut kalmamıştır. XX. yüzyılın başlangıcına gelindiğinde yerel beyler önemlerini kaybetmişler, yerine merkezi otorite güçlenmiştir. Bu durumda halkın talepleri konusunda mücadele görevi siyasi kişiliklerden, aydın kişiliklere kaymak durumunda kalmıştır. Dolayısıyla onlar, halkın ihtiyaç, talepleri ve gelişmeleri konusunda kafa yormaya başlamışlardır. Ancak aydınların ekonomik ve siyasi güçleri yok denecek kadar az durumdadır. Buna rağmen aydınlar, cahil ve ilgisiz halk, unutulmuş veya kaybedilmiş medeni miras üzerine yoğunlaşmışlardır. Geleneksel aydınların açtığı bu yolu, kendilerinden sonraki aydın nesle aktarmışlar ve yetişen modern aydınlar bütün güçleriyle bu sorunları çözmeye çalışmışlardır. Türkistan aydınları bu kötü durumdan sömürgeci Avrupalı güçleri değil, kendilerini sorumlu tutmuşlardır. Geri kalmışlığın sebeplerini Türkistan’da aramışlardır. Onlara göre çare yine Türkistan’da olmuştur. Düşmana karşı koyabilmek için halkın temel değerleri olan İslam ve Türklük, birleştirici özellik taşımış ve bunun halka anlatılması için var güçleri ile çalışmışlardır. Halkın bilinçlendirilmesini ilk hedef olarak belirlemek suretiyle modern eğitime yönelmişlerdir. Bu aydınlar sayesinde milli bilinç ve çağdaş düşünce Kırgızlar arasında yaygınlaşmıştır. Çağdaş siyasi, ekonomik, kültürel ve milli bilince sahip aydınlar, halkı örgütlemek için çeşitli okul, dernek ve gazete çevresinde örgütlenmişlerdir.

      1.3. KIRGIZİSTAN’DA MODERN MİLLİ AYDINLAR

      Tarihte adı yenilenme olarak geçen devre, Türkistan’daki uyanma olarak değerlendirilen XIX. yüzyılın sonları ve XX. yüzyılın başlarında doğu ülkelerindeki siyasi olaylar bütün Türkistan Türk dünyasının ekonomik, politik, aydınlanma yönünden birleşmesine yardımcı olmuştur. Çarlık Rusya sınırları dahilinde ve başka bölgelerde eğitim alan Kırgız gençleri, Kırgızistan’ın milli aydınlığının yeni kuşağını oluşturmuşlardır. Bunların oluşmasında Müslüman-Türk kültürü ve Batı kültürü önemli bir etken olmuştur. Çarlık ve Sovyet Rus yönetimleri tarafından, Türkistan’ın İslam ve milliyetten izole edilmeye çalışılmasına rağmen, Türkistan’ın Müslüman dünyasıyla ilişkilerini tamamen koparamamışlardır. Kırgız aydınlarının yetişmesini ve mücadelelerini İdil Volga, Türkiye, Avrupa bölgeleri ve buralarda meydana gelen değişimler etkilemiştir. Bilindiği üzere Türkçü-İslamcı fikirler temelinde yenilik hareketleri yoğun bir şekilde, Tatar aydınları tarafından ortaya atılmıştır. Tatarlar, jeopolitik konumları gereği hem Rusya, hem de Osmanlı devleti ile daha kolay ilişki kurmuşlar ve bu şekilde dünyayı Kırgızlara göre daha kolay takip etme imkanına sahip olmuşlardır. İdil Volga bölgesinde meydana düşünce hareketlerinin Türkistan’ı etkilemesi, Kazak topraklarının Tatar Türklerine yakın olması sebebiyle Kazaklara, oradan da iç Türkistan’a ulaşması şeklinde olmuştur. Kazaklar ile yakın akrabalık ve coğrafi bağlara sahip Kırgızlar, Türk düşünce dünyasında meydana gelen değişikliklere kurum ve mücadele bağlamında kayıtsız kalmamışlardır.

      1.3.1. Modern Milli Aydınların Yetiştiği Eğitim Kurumları

      Kırgız modern aydınlarının yetişmesinde, geleneksel aydınların yönlendirme ve çalışmaları önemli bir yere sahiptir. Geleneksel aydınların düşünceleri, ağırlıklı olarak İslamî gelenek temelinde şekillenmiş ve bu dini – milli kaynak çerçevesinde topluma rehberlik etmiştir. Bu aydın tipi, dünyada yaşanan gelişmeler, değişen siyasi yaşam, bilgi akışının hızlanması, sınırların ortadan kalkması ve eğitim anlayışındaki değişiklikler gibi sebeplerin etkisiyle değişmiştir. Geleneksel aydınlara göre daha radikal değişiklikler talep eden, demokrat, batıcı, milli kültürü temel alan ve mücadeleci bir milli aydın grubu ortaya çıkmıştır. Bu yeni aydın sınıfına yaygın olarak yenilikçi anlamında Ceditçiler adı verilmiştir. Sayı bakımından toplumun elle sayılabilir bir grubunu oluşturmalarına rağmen, mücadeleci ve çalışkan şahsiyetlere sahip bu aydınlar, çoğunlukla yerel beyler, ulema ve tüccarlardan maddi ve siyasi destek görmüşlerdir. Modern aydınların temel özellikleri, geleneksel (mektep – medrese) ve modern (Usul-ü Cedit, Rus – Yerli, Üniversite) eğitim kurumlarının her iki tarzında da eğitim almış olmalarıdır. Ayrıca bölgedeki okullarla yetinmeyip, Osmanlı veya Avrupa okullarından eğitim alanlarda mevcuttur. Geleneksel aydınlardan farklı olarak milli aydınların yeni nesli, toplumsal ve politik dünya görüşü olarak, çağdaş bir yapıya sahiptir. Geleneksel aydınlarda dini radikal, fanatik düşünme ağır basmış olmasına rağmen yeni nesil aydınlar, yenilikçilik konusunda bir adım daha önde olmuşlardır. Bunda yetiştikleri ortam ve eğitim kurumları belirleyici özellik taşımaktadır.

      1.3.2. Rus – Yerli Mektepleri

      Çarlık ordularının, Türkistan’ı işgal etmesinin hemen ardından hükümetin, Ruslaştırma