Memmed İsmayıl

Unuttuğun Yerdeyim


Скачать книгу

fikirlerin magnit sahesi20

      İlahi vahiylerin saklaç yeridir.

      Göze görünecek kalbine daman,21

      Son uçta seheri getirir gece.

      Seni gurbetlerde çürüten zaman

      Sözünün yanından yel olup geçer.

      Başından yükselen duman mı, çen mi?22

      Gönül ocağının odundan çıktı.

      Bu gurbet denilen sen isteyen mi?

      Bir düşün belki de yâdından çıktı.

      Sorma hiç, ne olur sonun evvelin

      Taşta su, dilde söz, odunda ocak.

      Senin şiirlerin, hamile gelin,

      Her okuduğunda fikir doğacak.

      Görürsün gül biter içinde karın

      Bakma ki verdiğin söz sözü tutmaz:

      Çıkarlar karşına unuttukların

      İnsan unutur da Allah unutmaz.

      Sultanım

      Getirdiler, isteyerek gelmedim,

      Ellerinle nura döndü zulmetim.

      Ne verdin ki, değerini bilmedim,

      Sepeledim nere geldi, sultanım.

      Bir kısmetin ben izinden yürüdüm,

      Civanlığı kocalığa bürüdüm.

      Nere gittim, sürüm sürüm sürüdüm

      Dert elimden zara geldi, sultanım.

      Menzil kestim, ümidimi kesmedim,

      Vakte küstüm, dönek bahta küsmedim.

      Ne gönderdin, ortak çıktı kısmetim,

      Her ne geldi, kara geldi, sultanım.

      Senden gayrı yüz tutmaya nere var?

      Boşa geçmez, her ak günde kara var

      Ne bileydim yar sözünde yara var,

      Yardan bize, yara geldi, sultanım…

      Ömür yolu zaman içi var geldi,

      Vara, vara dünya bize dar geldi.

      Arzuların baharına kar geldi,

      “Bizim ki de kara geldi,” sultanım.

      Kabir yeri yara ise, yara ver,

      Yürek sudur, dinlenmeye ara ver.

      Çare sende, çar naçara çare ver

      Ölüm bize çare geldi, sultanım…

      Başardım

      Geçip geldim nice nice ölümden

      Yaşamadım, yaşatmayı başardım.

      Sözden gayri ne gelirdi elimden

      Yüreğimi boşaltmayı başardım.

      O dünyadan ne verdiler götürdüm

      Neyi vardı bu dünyaya yetirdim.

      Bu yollarda ne buldum, ne yitirdim

      Ne almıştım, ne satmayı başardım.

      Batan güneş yatan bahtın göğsü mü?!

      Gelip geçti hasetlerin mevsimi.

      Yele verdim, suya çektim nefsimi

      Arkasından taş atmayı başardım.

      Ömür geçti kov ha kovda,23 akında.

      Ne tez gördüm uzaklığı yakında?!

      Kılıç idim, dünya adlı bu kında

      Yavaş yavaş pas tutmayı başardım.

      Görüşmeye adım atan değildim.

      Ninnisiyle uyku yatan değildim.

      Ben onsuz da bu dünyadan değildim,

      Ben kendimi aldatmayı başardım

      Adım

      Adım anılmaz ki, vaht darlığında

      Yazsanız, tükenir kaleminiz de…

      Ama fikrinizin mezarlığında

      Tutun, gerek olur son deminizde…

      Olsun yatan bahtım size hediye

      Vakti oyatanlar24 bahtı oyatmaz.

      Adım listenizden silinmiş diye

      Bir tek elinizin kınası çatmaz25

      Vakti yok, kendini gösterir saat,

      Vakti sorarsanız özünü söyler.

      Benim, dilinizin ucundaki ad,

      Bir gün dil yanılıp düzünü söyler.

      Ne kalır varlıktan yokluğa? Bir hiç,

      Geriye dönense sonun evveli…

      Batı hücumuyla batsa da Kiteç26

      Hâlâ yer altından çan sesi gelir…

      Kalacak, gelecek varise adım,

      Kıvılcım, kararan kara taştadır.

      Adımı unutan var ise, adım

      Vakte yanık veren27 bir yaddaştadır.28

      Ben de tamamlasa ömrünü sürgün,

      Atlayıp yokluktan varlığa geçsem…

      Allah’ım son verse hicrete bir gün

      Bir gün Medine’den Mekke’ye göçsem,

      Çıksa yollarıma Kerbela, Kûfe,

      Tanrı kelamına ilk katılanlar…

      Ne kadar şaşardı bu tesadüfe

      Adım çekilince dik atılanlar.29

      Canım da adımın üvey veteni,30

      Tükenen günleri bu gün, sabah da…

      Benim içinizde suçunuz, beni,

      Unutmak da çetin, hatırlamak da…

      Çok Mu Önemli

      Bu insanlar içinde

      Sıradan bir insanım

      Azıcık zahmetim var,

      Bir az da şairliğim.

      Hiç istemem başımı

      Koltuk altta girleyim.31

      Bir dünyayım,

      Bozulmuştur bu dünyanın

      İktisadi haritası

      Midem vardı bir vaht taşları eritesi.

      Geçip giden savaşlardan hatıra

      Şimdi savaş vardır orda.

      Yüreğim