Kızıl Enik Kudajı

Issız Köşe


Скачать книгу

annesi: Eres’i ormanda bulan ve onu çadırına getirip evlat edinen annesinin adı eserde verilmemektedir. Romanın sadece prolog bölümünde değinilen bu kadın, Şamanizm’e inanan, eski inanışları muhafaza eden (saçı ve alkış gibi) ve çocuksuz olması nedeniyle komşu kadınlar tarafından hor görülen biri olarak tasvir edilmiştir.

      Dolaana Möŋge (Kırgıs): Dolaana, ya da kısaltılmış adıyla Dolaan, Kudajı’nın Issız Köşe’deki ideal kadın tipidir. Adı, çiçekli ve yemişli bir bitki olan Dolagana’dan (Türk. Akdiken) gelmektedir. Dolaana, eserde anlatılan tabiatı itibariyle Eres’le büyük benzerlikler göstermektedir. Oldukça çalışkan, hırslı ve yenilikçi bir kadın olan Dolaana’nın hayatının önemli bölümleri eserde onun günlüğü aracılığıyla verilir. Dolaana, kendisi gibi bir kolhozcu olan Sendi ile evlenmiştir. Sendi öldürülünce yıkılmaz, kendini bırakmaz; küçük çocuğu Kolya’yı kendi annesine emanet edip kolhozda çalışmayı sürdürür. Kolhozdaki yönetim bozuklukları ve erkek egemen yönetim anlayışına şiddetle karşı çıkar. Bekâr bir anne olarak kolhozdaki bazı insanların çarpık bakış açısına dürüstlüğü ve ahlakıyla direnir. Dolaana, daha önce hayatları kesişen Eres’le birlikte aynı değerlere sahiptir ve ikisi evlenerek eserdeki idealize edilmiş aileyi meydana getirirler.

      Komsomolcu Sendi: Komsomolcu Sendi, Dolaana’nın ilk eşidir. Romanda idealize edilen tiplerden birisidir. Agılıg sırtlarında hiç ekilmemiş alanları ekime hazırlamak ve kolhozun ekilebilir arazisini arttırmak istemektedir. Ancak tıpkı daha sonra Eres’in de yaşayacağı gibi, kolhoz yöneticilerine bu fikrini kabul ettirememiştir. Kendi inisiyatifiyle tarlaları ekmeye gider ancak uykusunda Mıyıs-Kulak tarafından öldürülür. Kendi evladının doğumunu göremeyen Sendi’nin isimsiz mezarı Agılıg sırtlarındadır. Dolaana’nın günlüğünden Sendi’nin hikayesini öğrenen Eres, onun yarım bıraktığı işi tamamlamaya ant içer.

      Kolya: Komsomolcu Sendi ve Dolaana’nın oğludur. Adı ünlü Rus masal kahramanı çifti Nikolay Selyannoviç’ten esinlenerek konulmuştur. Babasını hiç görmemiş, annesi tarafından anneannesine bırakılmıştır. Okulundaki çocuklar tarafından babasız olduğu için hor görülen Nikolay, Eres’i kendi babası gibi benimser. Şarkı Söyleyen Bahar romanının önemli karakterlerindendir.

      Dolaana’nın annesi: Dolaana’nın annesi, kasabada torunu Kolya’yla birlikte yaşamaktadır. 1920’li yıllarda eşkıyalar köyü bastığında Dolaana’nın doğumda vefat eden ağabeyine hamiledir. Kızı eşini kaybettiği dönemde ona destek olmuş ve torununun bakımını üstlenmiş cefakâr bir anne olarak betimlenmiştir.

      Biçiiney: Çoduraa Kolhozundaki genç kızlardan biridir. Yerli yersiz gülen ve arkadaşlarını rahatsız eden toy bir gençtir. Eres kolhoza geldiğinde Biçiiney ona âşık olur. Eres MTS’de çalışırken o da kütüphanecilik seminerindedir ve sürekli onun çalıştığı yere gider. MTS işçileri tarafından adı ‘küçük yengemiz’e çıkan Biçiiney Eres tarafından reddedilince yıkılır. Hayatını Çoduraa’dan uzakta kütüphaneci olarak sürdürür.

      Tos-Taŋma Abla: Eserde, eski nesilleri olumlu bir biçimde temsil eden karakterdir. Asıl adı Namçalbaa Ondar’dır ancak oldukça güçlü kuvvetli ve yapılı bir kadın olan Namçalbaa büyük kazanları kimsenin yardımı olmaksızın kaldırabildiği için kendisine Tos-Taŋma (Tuv. Büyük Dökme Kazan) lakabı takılmıştır. İlerleyen zamanda gerçek adı unutulmuş ve lakabı gerçek adı sanılmaya başlanmıştır. İlk nesil komünistlerden olup dürüst, aydın, gözü pek bir kadın olarak tasvir edilmiştir. Kendi neslinden Müdür Konçuk’a hatalarını söylemeye cesaret edebilen, herkes önünde onu eleştirebilen çok çalışkan bir kolhozcudur. Eres ile Dolaana’yı “altın kadrolar” olarak niteleyen ve öven kendisidir.

      Konçuk: Çoduraa Kolhozunun müdürüdür. Aslında 1920’li yıllarda Tuva’da devrimin yayılmasına oldukça faydası dokunan, at üstünde yaşayan ve savaşan kolhoz müdürünün dilinde iki ayrı laytmotif vardır. Birincisi her lafının sonuna eklediği tas-tır oo “İyidir, iyi!”, öbürü de çalışma anlayışını temsil eden mobilizastaar “seferber etmek” sözcüğüdür. İş gücünü doğru organize edememesi, erkekleri kayırıp tüm iş yükünü kadınların üstüne yıkması ve yeni fikirlere kapalı olması nedeniyle tenkit edilir. Yenilikçi müdür Dajısaŋ ve Eres ile fikri çatışma halindedir.

      Dajısaŋ: Eserde aydın bir parti yöneticisi olarak betimlenmektedir. Konçuk’un aksine yeni fikirlere açık, makineleşmeyi benimsemiş, kolhozuna ve kolhozculara güvenen bir karaktere sahiptir. Eski nesilden Konçuk’un karşıtıdır. Eres’i Agılıg sırtlarının ekilmesi konusunda cesaretlendiren, ona traktör ekibinin şefliğini veren ve birbirine yakın iki kolhoz olan Agılıg ve Şivilig’i birleştirerek verimli hale getiren kendisidir.

      Ugaanza: Ugaanza, romanda idealize edilmiş Eres karakterinin tam zıttı olarak betimlenmiştir. Sosyalist düşünce yapısına uymayan, müptezel, kolhozda çalışmaktan uzak duran, alkole ve paraya düşkün, giyiminde kuşamında aşırıya kaçan, gösteriş meraklısı, ahlaksız bir tiptir. Sürekli “Para varsa sorun yok” lafını tekrarlar. Dolaana’ya ilgi duymaktadır. Büyük fırtınada Dolaana’yla yaptıkları yolculuk sırasında onu taciz eder. Daha sonra dedesiyle birlikte Eres ve Dolaana’ya tuzak kurar. Dedesinin verdiği silahla onu öldürmeye çalışır ancak tetiği çekmeye cesaret edemez ve düşüp bayılır. Eres tarafından affedilen Ugaanza daha sonra Sosyalist sistemin bir başarısı olarak ıslah olur.

      Şırbaŋ-Kök: Ugaanza’nın babasıdır. Tıpkı oğlu gibi içkiye düşkündür. Çalışmaktan kaçar ve sürekli Konçuk Müdür’ün etrafında dolaşıp ona dalkavukluk eder.

      Mıyıs-Kulak: Issız Köşe’nin en dikkat çeken tiplerinden biridir. Tuva’nın Komünizm öncesi neslini temsil eder. Kızıllar ve Beyazlar arasındaki çatışmalar döneminde bir eşkıya reisi olarak köyleri basan odur. Dikkat çekecek şekilde sivri dişleri ve sinsi tabiatıyla ön plana çıkar. Sağır olmadığı halde sağır, dilsiz olmadığı halde dilsiz taklidi yapar. İnsanlarla konuşurken her zaman bir inek boynuzunu kulağına tutar ve etrafına sadece öyle duyabildiği izlenimi verir. Sürekli yöneticilerin etrafında dolaşır, toplantıları kaçırmaz. Eres’in babasını vuran, Çazadır ve Sendi’yi öldüren, torunu Ugaanza’ya Eres’i öldürtmeye çalışan odur. Roman boyunca gizli kalan asıl adının Ugaanza’ya bıraktığı intihar mektubunda Suukkay olduğu ortaya çıkar. Sovyet Hükümeti’ni acımasız olarak niteler ve ölümden sonraki hayatta onlarla hesaplaşacağını söyler. İntihar etmeden önce Eres tarafından yakalanır.

      Lapçar İrbijey: İrbijeylerin tek oğludur. Çocukluğunda zengin bir ağanın oğlu olarak şımarık büyümesine karşın, sonradan dönemin değerlerini benimsemiş akıllı bir besiciye dönüşmüştür. Eres’in eski nişanlısı Anay-Kıs ile evlenmiş ve bir çocuğu olmuştur. Eres’i tipide donmaktan kurtaran odur. Anay-Kıs’la evlendiği için Eres’e karşı mahcuptur. Besicilik konusunda başarılıdır ve kolhozların gelişmesi için ilerici fikirlere sahiptir. Lapçar, Uzak Bulut’un başkahramanıdır.

      Anay-Kıs: Anay-Kıs, Eres’in nişanlısı ve Şivilig Kolhozundaki çalışma arkadaşıdır. Eres askerdeyken bir mektupla ondan ayrılır ve Eres’in arkadaşı Lapçar ile evlenir. Issız Köşe’nin yan karakteri olan Anay-Kıs, Lapçar’la birlikte üçlemenin ikinci romanı Uzak Bulut’un başkahramanlarından biridir.

      Lapçar’ın babası: Lapçar’ın babası İrbijey, Tuva’nın zengin toprak ve hayvan sahiplerinden biridir. Sosyalist romanlarda feodal beyler genellikle