Cemile Kınacı

Kazak Edebiyatında İmaj ve Kimlik


Скачать книгу

programları üç esas üzerine kurulmuştu: 1) Hemen barış yapılarak savaşın sonlandırılması; 2) Toprakların köylülere ve fabrika yönetimlerinin işçilere bırakılması; 3) Tüm yetkinin Sovyetlere bırakılması. Bolşeviklerin Petrograd Sovyeti’nde ve Sovyet Kongresi’nde sayıları az olmasına rağmen baskın oldukları görülmüştü. Özellikle de Lenin ve Troçki’nin Rusya’ya dönüşüyle Bolşevikler daha da güç kazanmıştı (Vernadsky 2011: 357).

      İlk Bolşevik isyanı başarısızlıkla sonuçlanmasına rağmen, bu isyan kısa bir süre sonra gerçekleşecek olan Bolşevik devrimine hazırlık niteliği taşıyordu. Troçki ve bazı Bolşevik liderler bu isyanın ardından tutuklandı, Lenin ise Finlandiya’ya kaçtı. Ama bütün bu yaşananlara rağmen Bolşevikler Sovyetler’den çıkarılmadı. Hükümet de bu arada yeniden yapılandırıldı; Lvov istifa ederken, Kerenskiy önceki bakanlıklarını korudu ve aynı zamanda başbakan oldu. Böylece kabinenin büyük bir kısmı artık sosyalistlerden oluşuyordu (Vernadsky 2011: 358).

      Bolşevikler, Eylül 1917’de Petrograd ve Moskova Sovyetlerinde çoğunluğu sağladı. Lenin, artık etrafındakileri iktidarın hemen ele geçirilmesi konusunda ikna etmişti. İkinci Tüm Rusya Sovyetleri Kongresi toplandı. Kongreyi toplamaktaki amaç, hükümeti darbe ile indirmek ve kongrenin desteğini alarak yeni bir hükümet kurmaktı. 25 Ekim’de (Batı takvimine göre 7 Kasım) hükümet binası Bolşevik birliklerinin eline geçti. Kerenskiy, orduyu Bolşeviklerin üzerine sürerek onları durdurmayı düşünse de Petrograd garnizonunun Bolşeviklere katılması üzerine artık hükümetin elinde hiçbir silahlı güç bulunmuyordu. Dolayısıyla bu sefer Bolşevikler başarılı oldular, kabine üyeleri tutuklandı ve bu ihtilalle hükümet Lenin’in eline geçti (Carr 2010: 52; Vernadsky 2011: 360).

      Lenin’in başkanlığına seçildiği Halk Komiserleri Konseyi (Sovnarkom) adlı bir kabine kuruldu. Troçki Dış İşleri Halk Komiserliği’ne, Rykov İçişleri Halk Komiserliği’ne ve Stalin Milliyetler Halk Komiserliği’ne getirildi (Vernadsky 2011: 361).

      Bolşevikler ilk iş olarak daha önce programlarında yer alan iki önemli meseleyi, Barış ve Toprak Kararnamesi’ni çıkararak çözümlediler. Böylece onlar, sadece hükümeti ele geçirmekle kalmamış aynı zamanda Rusya’nın uzun zamandan beri devam eden çok önemli iki sorununu çözümlemişlerdi (Carr 2010: 53).

      Kısa bir süre içinde Bolşevik Parti üyesi kişiler devletteki önemli makam ve mevkileri ele geçirdiler. Birkaç hafta içinde Moskova ve Petrograd’daki devlet mekanizmaları Bolşevik kontrolüne girmişti. Bolşevik Devrimi ile güç, Geçici Hükümet’ten Sovyetler’e geçmişti. Büyük şehirlerde Bolşevikler otoritelerini kolay kabul ettirirken, yerel Sovyetlerin yönetimlerini ele geçirmekte sıkıntı yaşadılar. Bunu ancak silahlı kuvvetlerin yardımıyla sağlayabildiler. Lenin, 20 Aralık 1917’de Tüm Rusya Karşı-Devrim ve Sabotaj ile Mücadele Olağanüstü Komisyonu’nu, yani ÇEKA’yı kurdu. Akabinde 23 Şubat 1918’de Kızıl Ordu’yu kurdu ve Sovyet Hükümeti’nin düzeni sağlamasında ÇEKA ve Kızıl Ordu önemli bir destek sağladı (Vernadsky 2011: 362-364).

      İhtilal’in en önemli sonucu, Rusya’nın İtilaf Devletleri safından ve savaştan çekilmesi oldu. Sovyet Hükümeti 3 Mart 1918’de Brest-Litovsk anlaşmasını imzaladı. Anlaşma şartları Rusya için oldukça ağırdı. Ukrayna, Litvanya, Estonya ve Letonya Almanlara bırakıldı. Bu ülkeler İttifak devletlerinin savaşı kaybetmesinin ardından da bağımsızlığına kavuştu (Carr 2004: 47-48). Finlandiya’nın bağımsızlığını ise Sovyet Hükümeti kendisi Aralık 1917’de tanıdı. Yeni rejim savaş gündemini kapatarak artık kendini güçlendirme faaliyetine girişti. Rusya’da yeni bir başlangıç için başkent Petrograd’dan Moskova’ya taşındı (Vernadsky 2010: 367). Böylece Rusya’da, merkezi Moskova olan ve yetmiş yıldan fazla sürecek bir Sovyet hâkimiyeti başladı.

      Rusya’da İç Savaş

      Lenin’in 3 Mart 1918’de imzaladığı barış anlaşması Rusya’da her kesimi memnun etmemişti. Büyük şehirlerde erzak sıkıntısı nedeniyle açlık yaşanmaktaydı. Lenin, büyük şehirlerdeki bu açlık sorununu çözmek için Kızıl Orduyu ve ÇEKA’yı köylere göndererek köylülerin elindeki buğdaylara el koydu. Ekmek dağıtımını karneye bağladı. Yiyecek bulmada büyük sıkıntı yaşanıyordu. Gıda dağıtımlarında da çok âdil davranılmıyordu. Lenin’in yaptığı bu uygulamalar halktaki memnuniyetsizliği artırdı. Özellikle de köylüler, ürünlerinin Kızıl Ordu ve ÇEKA tarafından zorla alınmasına çok kızıyordu ve sonunda bu uygulamaya karşı çıktı. Bununla birlikte Bolşeviklerin kurucu meclisi dağıtmaları, siyasî açıdan da antidemokratik bir uygulamaydı. Ayrıca Almanya ile yapılan anlaşma, Rusya’nın müttefik olduğu diğer ülkelerde Bolşeviklere karşı düşmanlığın doğmasına neden oldu (Bullit 1947: 25)

      Rus partileri arasında görüş ayrılıkları olmasına rağmen 1918 ortalarına kadar bu görüş ayrılıkları silahlı çatışmaya dönüşmemişti. Ancak, Bolşeviklerin Rusya’nın tek hâkimi olmak istemeleri üzerine 1918 ortalarından itibaren Bolşevik ve aleyhtarları arasında kanlı çatışmalar başladı. Rusya’da bir iç savaş çıktı (Hayit 2006: 123).

      Bolşeviklerin Almanlarla yaptığı anlaşmaya karşı çıkan eski ordu mensubu bazı subaylar ülkenin güneyinde Gönüllüler Ordusu’nu kurarak Don ve Kuban Kossakları ile temasa geçtiler. Kossaklar, güneyde baştan beri devrime karşı bir tutum içindeydiler (Vernadsky 2011: 368).

      İç Savaş esnasında Ruslar, Beyaz Ordu ve Kızıl Ordu kuvvetleri olarak ikiye bölünmüştü. Beyazlar, bir bölgeden Kızılları çıkarıyor ve akabinde de devrim öncesi kanunları yeniden uygulamaya koyuyordu. Bu durumda Beyaz ve Kızıllar arasında yaşanan çatışmada olan halka oluyor, halk bu iki güç arasında eziliyordu.

      Bolşeviklere karşı en güçlü direniş Güney Rusya’da olmuştu. Gönüllüler Ordusu, Don ve Kuban Kossaklarının desteğini de alarak 1918 yazında Bolşevikleri Kuzey Kafkasya ve Don bölgelerinden çıkarmayı başarmıştı. Samara, Omsk ve Sibirya bölgelerinde de Bolşevik karşıtı hükümetler meydana getirildi. Samara ve Omsk Hükümetleri Çeklerin de desteğini alıyordu. 1918 sonbaharında Bolşevikler eski Rusya İmparatorluğu toprakları içinde sadece Avrupa Rusyası’nın merkez kısmını kontrol altına alabilmişlerdi (Vernadsky 2011: 375).

      1918-1919 kışında ve 1919’un ilk yarısında Bolşevik karşıtı kuvvetler, Bolşeviklerle mücadelelerinde başarılar kazandı. Kızıl karşıtı hareketin liderlerinin hedefinde Moskova vardı. Amiral Kolçak Sibirya’da kendisini bölgenin en yüksek otoritesi olarak ilan etmişti. Emrindeki orduyla Perm, Orenburg ve Ufa’yı ele geçiren Amiral Kolçak Moskova’ya gitmeye hazırlanıyordu. Başlangıçta Beyaz orduları başarılı olmasına rağmen onların bu başarıları çok uzun sürmedi. 1919 yazında Kolçak kuvvetleri ard arda aldıkları yenilgiler sonucunda Sibirya’ya geri çekilmek zorunda kaldılar (Vernadsky 2011: 378-379).

      Amiral Kolçak müttefiklerin kendisine söz verdiği yardımı göndermemesi ve birlikleri ile iletişiminin kesilmesi nedeniyle zor durumda kaldı. Devrimci komite böylece Amiral Kolçak’ı yakalamayı başardı. Kolçak kurşuna dizilerek öldürüldü. Kızıllar, Bolşevik karşıtı tüm güçleri ortadan kaldırmayı başardılar. Sovyet Hükümeti’nin İç Savaş’ın galibi olması Sovyet Hükümeti’ne karşı içte ve dıştaki tutumların da değişmesine neden oldu (Vernadsky 2011: 380).

      Sonuç olarak, İç Savaş Kızıl Ordu’yu güçlendirdi ve Sovyet Hükümeti’ni de merkezî güçlü bir otoriteye dönüştürdü (Vernadsky 2011: 375).

      İç Savaş’ın etkileri Kazaklar arasında da derinden hissedildi. Kazakistan’daki İç Savaş’ın merkezlerinden biri olan Orenburg’da Rus Kazaklarından olan Dutov, 1917 Kasım sonunda Sovyet Hükümeti’ni