Orhan Söylemez

Türk Dünyasında Tarihi Roman ve Milli Kimlik


Скачать книгу

yılı itibariyle değerlendirmeye alınacak ve tespit edilebilen ellinin üzerinde roman söz konusudur. Konusunu tarihten alan, yani “tarih roman” veya “tarihî roman” sayılabilecek bu eserleri; “I. Türkiye’de yayınlandıkları tarihe göre”, “II. Konu aldıkları tarihî dönemlere göre” olmak üzere iki ayrı biçimde gruplandırmak mümkündür.

      I. Türkiye’de Yayımlandıkları Tarihe Göre

      Türkiye’de yayımlanış tarihine göre yapılan ilk tasnife göre ortaya şöyle bir tablo çıkmaktadır:

      Kırım Tatarlarından olan, İkinci Dünya Savaşı’nı bizzat yaşayan ve savaş sırasında Almanlara esir düşen, daha sonra önce İtalya’ya oradan da hâlen yaşamakta olduğu Londra’ya iltica eden Cengiz Dağcı’nın romanları ilk sırada belirtilebilir. 1956’da yayınlanan Korkunç Yıllar bu listenin ilk romanıdır. Yurdunu Kaybeden Adam (1957), Onlar da İnsandı (1958) ve Ölüm ve Korku Günleri (1962), O Topraklar Bizimdi (1966) ve Kolhozda Hayat (1966). Ardından Cengiz Aytmatov’un Toprak Ana (1965) ve Kopar Zincirlerini Gülsarı’sı (1969), Ayaz İshaki’nin Üyge Taba’sı (1967) 60’lı yılların romanları olarak yer almaktadır. 1970 yılında üç roman birden yayımlanmıştır. Bunlar Sadriddin Aynî’nin Buhara Cellâtları, Dağcı’nın Badem Dalına Asılı Bebekler ve Aytmatov’un Beyaz Gemi romanlarıdır. İlk Kazak romanı Tahavi Ahtanov’un Boran’ı 1972’de yayımlanır. 1974 tarihî romanlar açısından önemli bir yıldır. Kıbrıs harekâtıyla birlikte Özker Yaşın’ın Kıbrısta Vuruşanlar romanı basılır.

      Aytmatov’un en çok okunan ve ilgi gören romanı Gün Olur Asra Bedel için Türkiye okuyucusu 1985’e kadar on bir sene beklemek zorunda kalır. Bunun başta ekonomik ve siyasî olmak üzere, muhtelif sebepleri vardır. Ekonomik sebepler içinde, Kıbrıs harekâtından sonra ABD tarafından uygulanan ambargonun tesirinin dikkate alınması gerekir. Diğer taraftan Sovyetler Birliği içinde ihtilâl sayılabilecek Gorbaçov’un “açıklık ve yeniden yapılanma” adını verdiği siyasî reformların başlangıcı bu dönemdedir. Bu nedenle siyasî ve edebî ilgi bir anda yeniden Orta Asya tarafına döner. Gün Olur Asra Bedel de bu ilgiye yeterince cevap vermektedir. Sovyetler dağılmadan önce yayımlanan son iki roman yine Aytmatov’a aittir: Bu romanlar, Dişi Kurdun Rüyaları veya orijinal adıyla Kıyamet (1990) ve Cengiz Hana Küsen Bulut’tur. (1991) Özellikle son romanın yayımlanışı Sovyet baskısının ortadan kalktığının göstergesidir.

      Sovyetlerin son yılında Azerbaycan edebiyatından yayımlanan ilk roman Anar Rzayev’in Ak Liman’ıdır. Fakat eser, Aytmatov’un gölgesinde kalarak dikkatlerden kaçmıştır.

      1970’de yayımlanan ilk Özbek romanı Buhara Cellâtları’ndan sonra aradan yirmi üç yıl geçer ve 1993’te üç Özbek romanı birden yayımlanır: Bunlar Abdullah Kadiri’nin Ötken Künler romanı ve Adil Yakuboğlu’nun Uluğbey’in Hazinesi ile Köhne Dünya romanlarıdır. Yakuboğlu’nun Adalet Menzili de bir yıl sonra 1994’te çıkar. Azerbaycanlı yazar Yusuf Samedoğlu’nun Kıyamet Günü romanı 1995’te basılır.

      Karaçay edebiyatının Türkiye Türkçesine aktarılan ilk ve tek temsilcisi Halimat Bayramuk’un 2 Kasım 1943 romanı ile yine Özbek edebiyatından Musa Taşmuhammedoğlu Aybek’in Nevai romanları aynı yıl okuyucuya ulaşır. 1996 yılında dört roman birden yayımlanır. Bunlar, Özbek yazar Nur Ali Kabul’un Unutulan Sahiller, Azerbaycanlı yazarlar Mevlüt Süleymanlı’nın Göç ve Elçin’in Ölüm Hükmü, Türkmen yazar Tirkiş Cumageldi’nin Kara Yıldırım romanlarıdır.

      Aytmatov’un son romanı Kassandra Damgası ile birlikte Elçin’in Mahmut ile Meryem’i ve Kazak yazar Muhtar Avezov’un Abay Yolu I-II romanları 1997’de basılır. Böylece Türkiye okuyucusu ikinci Kazak yazarı ve ikinci Kazak romanını okumak için yirmi beş yıl beklemiş olur. 1999’da ise yine Elçin’in Ak Deve romanı çıkar. 2001 yılı ise Türkmen edebiyatından aynı yazarın dört romanının birden yayımlandığı bir yıl olur. Bunlar, Annaguli Nurmemmed’in Çark-ı Felek, Âlem Cihan, Nuh Tufanı, Büyük Göç ve Oğuz Kağan isimli romanlarıdır.

      Tablo: Romanların Türkiye’de yayımlanma tarihine göre dağılımı (Haz. Orhan Söylemez)

      Bu eserler tarih roman veya tarihî roman olmanın ötesinde yayımlanış tarihleri ve yayımlanış sebepleri ile de önemli kitaplardır. Cengiz Dağcı’nın romanları İkinci Dünya Savaşı’nı konu alan eserler olarak savaşa girmemiş Türk halkına cephe ve cephe gerisini anlatır. Aytmatov’un romanları, Stalin’in ölümünden sonra yayımlanmış olması ve romanlarda onu eleştiren küçük küçük hikâyelerin olması yüzünden büyük ilgi görür. Sovyetlerin dağılmasından sonra yayımlanan tarihî romanlarda büyük bir yoğunluk olduğu gözlemlenir. Bu durum, Türk okuyucusuna Dağcı ve Aytmatov dışında başka yazarların da olduğunu gösterir. Elçin’in üç romanının son iki-üç yılda yayınlammasında muhtemelen Azerbaycan Hükümeti’nde Başbakan yardımcılığı görevinde bulunuyor olmasının da etkisi vardır. Diğer taraftan şu günlerde yeni bir romanı çıkacak olan Annaguli Nurmemmed ise Türkmenistan’ın Türkiye Büyükelçiliği görevini hâlen yürütmektedir.

      II. Konu Aldıkları Tarihî Dönemlere Göre

      Konu edindikleri tarihî dönemlere göre Türk dünyası romanları, şu şekilde tasnif edilebilir:

Destan Devri

      Bu dönem, en eski bilinmeyen, efsane veya masal, ya da destan olarak anlatılan çağları kapsar. Mesela, Kırgızların soyunun çıkışı masalı olan Boynuzlu Ana Geyik’i konu alan Aytmatov’un Beyaz Gemi romanı ve Annaguli Nurmemmed’in bütün Türk dünyasının ortak destanı olan Oğuz destanını motif olarak seçtiği Oğuz Yurdu romanı bu gruba girer.

Gazneliler Devri

      Özbek yazar Adil Yakuboğlu’nun Köhne Dünya romanı, Gazneli Mahmud, İbni Sina ve Biruni gibi büyük şahsiyetlerin hayatlarını anlatır.

Moğollar Devri

      Cengiz Han, tabiat kurallarına karşı gelen, dikdatör bir lider olarak Cengiz Aytmatov’un romanı Cengiz Han’a Küsen Bulut’a konu olur. Bu roman Stalin dönemi içinde de incelenebilir, zira yazarın asıl amacı daha yakın bir tarih olan Stalin dönemini ve bizzat Stalin’i tenkit etmektir.

Timurlular Devri

      Bu dönem Özbek yazarların en çok ilgisini çeken dönemdir. Zira Timur veya tarihteki adıyla Timurlenk onlar için çok önemli bir şahsiyettir. Özbek halkı, Timur ile aynı soydan geldiğine inanır. Nitekim Adil Yakuboğlu, Timur soyundan gelen Uluğbey’in hayatını Uluğbey’in Hazinesi romanında anlatarak hem ilme önem veren devlet adamı Uluğbey’i hem de onun talebesi Ali Kuşçu’yu yüceltmiştir. Pirimkul Kadirov’un, Babür Mirza’nın hayatını anlattığı Yıldızlı Geceler romanı bu dönemin en dikkate değer romanıdır. Yazar, büyük bir devlet kuran Babür’ü çocukluk ve gençlik çağlarından itibaren ele alıp, sıradan kişiliği ile şairliğini ve devlet adamlığını birlikte işlemiştir.

16 ve 17. Yüzyıl

      Asrın başında Yavuz Sultan Selim ile Şah İsmail arasında cereyan eden ve Sultan Selim’in Şah İsmail’in askerlerinin kafatasından kule yaptırdığı rivayet edilen Çaldıran Savaşı, Azerbaycanlı yazar Elçin’in Mahmut ile Meryem romanında yerini alır. Halk arasında yaygın bir aşk hikâyesi olan Aslı ile Kerem’in modern romana uyarlaması olan bu eser, aynı zamanda bilinmeyen tarihe ait olarak da değerlendirilebilir.

18. Yüzyıl Hive Hanlığı ve Nadir Şah Dönemi

      Türkmen