Berdibek Sokpakbayev

Benim Adım Koca


Скачать книгу

Edebiyatı hem de Kazak Edebiyatı açısından büyük bir zenginliktir. Kazak edebiyatından yapılan çeviri ve bilimsel çalışmalar ne kadar artarsa, Türk halkı Kazak edebiyatından o kadar çok haberdar olacak ve iki ülke arasındaki edebî ilişkiler bu yolla giderek gelişecektir.

      Kazak edebiyatı serimizde yaptığımız yayınlar içinde, bu güne kadar çocuk edebiyatından bir eser yayımlamamıştık. Bu bakımdan yazar Berdibek Sokpakbayev’in usta kaleminden çıkan Benim Adım Koca’nın Türkçeye kazandırılmasını çok olumlu karşıladık ve eserin yayımlanmasına hiç tereddüt etmeden destek verdik. Ayrıca Berdibek Sokpakbayev’e sadece çocuk yazarı demek haksızlık olur. O, Kazak edebiyatında diğer eserleriyle de iz bırakan başarılı bir Kazak yazarı. Bu düşünceyle 2014 yılında Kardeş Kalemler dergimizin 93. sayısını Berdibek Sokpakbayev’e ayırmıştık. Umuyorum ki şimdi de Benim Adım Koca, bizim için bir başlangıç olur ve yazarın diğer eserlerini de ilerleyen süreçte Türkiye’deki okura sunabiliriz.

      Daha önce yine Bengü Yayınları arasından çıkan Ulpan çevirisi ile lider ruhlu ve halk anası Ulpan’ı Türk okuyucuya tanıtan ve sevdiren Dr. Cemile Kınacı’nın elinizdeki Benim Adım Koca çevirisi ile bu defa uçsuz bucaksız bozkırın Kazak çocuğunun sınırsız hayal dünyasına yolculuk yapacaksınız. Bu vesileyle yaptığı çalışmalarla Türk-Kazak edebî ilişkilerinin perçinlenmesine katkı sağlayan Dr. Cemile Kınacı’yı, Kazak çocuk edebiyatından bir örneği Türkiye Türkçesine kazandırdığı için kutluyorum. Kitabın yayımlanmasına destek veren Kazakistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Sayın Abzal Saparbekulı’na, Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak’a teşekkürlerimi sunuyorum. Ayrıca kitabı yayına hazırlayan diplomat ve yazar Sayın Malik Otarbayev’e de teşekkür ediyorum. Türk-Kazak edebî ilişkilerinin artarak devam etmesini içtenlikle diliyorum.

      Çevirenin Ön Sözü

      Kazak edebiyatı hakkında yaptığım bilimsel çalışmalar daha çok akademik çevreye hitap eden ve daha dar bir çevreyi ilgilendiren çalışmalar. Türkiye’de Kazak edebiyatını bilim çevresine tanıtmak ve Türk edebiyatı ile Kazak edebiyatı arasında edebî ilişkilerin gelişmesi açısından bu çalışmalar elbette oldukça önemli. Ancak Kazak edebiyatının başarılı örneklerini genel Türk okuyucuya sunmak ve Kazak edebî zevkini az da olsa Türk okuyucunun tatmasına vesile olabilmek de çok önemli. İlk çevirim Ulpan bu düşüncenin ürünüydü. Ulpan gerçekten Türk okuyucu tarafından çok sevildi. Türk okuyucu, Kazak kızı Ulpan’ın hayatını anlatan romanı okuduğunda, Ulpan ile birlikte, Kazak kadınlarını, Kazak geleneklerini, Kazak kültürünü, kısaca Kazak halkını her yönüyle edebiyat üzerinden tanımış oldu. Ulpan’ı okuyan pek çok okuyucum bana geri dönüşler yaparak Kazak Dünyası’nın kapılarını onlara araladığım için teşekkürlerini iletti. Ayrıca Türkiye’de katıldığım pek çok kitap fuarında, Ulpan’ın Bengü yayınevinin en çok satan kitapları arasında yer aldığını kendim de okuyucularım ile bir araya geldiğimde gözlemledim. Kazak edebiyatının çok başarılı bir kadın romanı olan Ulpan’ın Türk okuyucu tarafından beğeniyle karşılanması, ikinci çevirimi yapma konusunda benim için itici bir güç oldu. Katıldığım kitap fuarlarında Türk okuyucunun sıklıkla Kazak çocuk edebiyatından çeviri eser talebinde bulunması, bu defa Kazak çocuk edebiyatı ile ilgili bir çeviri yapma kararımda vesile oldu. Pek çok aile, çocukları ile kitap fuarını ziyaret ettiklerinde çocukları için Türk Dünyası’ndan yapılan çeviri eser olup olmadığını soruyordu. Bu sebeple Türk okuyucunun bu talebine cevap verecek Kazak çocuk edebiyatından bir romanı Türkiye Türkçesine kazandırmaya karar verdim.

      Kazak çocuk edebiyatından yapacağım çeviri için araştırmalar yapmaya başladım. Diplomat ve yazar sayın Malik Otarbayev ile yaptığımız istişareler sonucunda Berdibek Sokpakbayev’in efsanevî eseri Benim Adım Koca’yı çevirmeye karar verdim. Berdibek Sokpakbayev, Kazak çocuk edebiyatının en önemli yazarlarından biriydi. Üstelik yazdığı Benim Adım Koca adlı eser, dönemine damgasını vurmuş, tiyatroya, sinemaya aktarılmış, dünya çapında ödüller almış, yazıldığı dönemde olduğu gibi günümüzde de ilgi çekiciliğini koruyan oldukça başarılı bir eserdi. Ayrıca, Küçük Koca’nın kendine dikte edilen şeylere her ne pahasına olursa olsun baş kaldırışı, boyun eğmeyişi, asi ruhu da beni oldukça etkiledi. Bütün bu sebeplerle Benim Adım Koca adlı eser vasıtasıyla Türk okuyucunun bir Kazak çocuğunun gözünden dünyayı görmesini arzuladım ve elinizdeki bu çeviriye başladım.

      Benim Adım Koca, Sovyet devrinde sinemaya da aktarıldığı için öncelikle filmi seyrettim. Filmi seyrettikten sonra çeviri yapmak şüphesiz işimi daha kolaylaştırdı. En azından Koca’nın başından geçen maceraları biliyordum, tek sıkıntım dil aracılığıyla bu sahneleri okuyucuya doğru ve edebî olarak aktarmaktı. Koca’nın maceralarını çevirmeye başladığımda, Berdibek Sokpakbayev’in aslında Koca adlı bir çocuk üzerinden, saf bir çocuğun dünyasıyla Sovyet sistemine dair çok ince tenkitler yaptığını farkettim. Benim Adım Koca, bu yönüyle aslında Kazak çocuk edebiyatının en güzel örneklerinden biri olmasının yanı sıra, Sovyet sistemindeki bazı aksaklıkların da Berdibek Sokpakbayev’in usta kalemiyle tenkit edildiği bir eserdi. Bu yönüyle Benim Adım Koca, yalnızca çocuklara yönelik bir eser değil, çocuklarla beraber büyüklerin de okuyup sonuçlar çıkaracağı, döneminin siyasî ve sosyal ortamına ışık tutan değerli bir eser niteliği taşıyor. Dolayısıyla Benim Adım Koca, Türk Dünyası edebiyatına ilgi duyan yetişkin ve çocuklara hitabeden bir eser. Yetişkin ya da çocuk farketmeksizin Türk okuyucunun Benim Adım Koca’yı beğenerek okuyacaklarını umuyorum.

      Daha önce Ulpan’ı çeviri sürecinde yaşadığım gibi, Benim Adım Koca’yı çevirirken de kahramanımla güçlü bir duygusal bağ kurduğumu söylemek isterim. Eseri çevirmeye başladığım ilk andan itibaren, esere adını veren, yetimliğin verdiği hırçınlıkla ortalığı birbirine katan, yaramazlıklarıyla başta annesi olmak üzere herkesi bezdiren, ama özünde çok akıllı ve gelecek vadeden bir çocuk olan Koca’yı çok ama çok sevdim. Çevirinin başına oturduğum zamanlar, Koca ile bir araya gelip sohbet ettiğimiz anlara dönüştü. Koca ile sohbet edemezsem onu özlüyordum, küçük Koca’yı ihmal ettiğimi düşünerek üzülüyordum. Bu sebeple işlerim ne kadar yoğun olursa olsun, mutlaka Koca’ya zaman ayırmaya gayret ettim. Bu sebeple de çevirinin tamamlanma süreci hızlanmış oldu.

      Dilerim değerli okuyucu, benim gibi siz de Koca’yı sever ve Koca’nın maceralarını beğenerek okursunuz.

      Elbette bir kitabın yazılmasından yayınlamasına kadarki süreçte pek çok kişinin emeği ve yardımları söz konusudur. Bu vesileyle Benim Adım Koca çevirimi yayınlayarak beni onurlandıran Kazakistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Sayın Abzal Saparbekulı’na, Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak’a ve Bengü Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Yakup Ömeroğlu’na sonsuz şükranlarımı sunuyorum. Bu eseri çevirmemi öneren, çeviriyi sabırla okuyarak gerekli düzeltmeleri yapıp yayına hazırlayan, Kazak edebiyatı ile ilgili çalışmalarımda desteğini hiçbir zaman eksik etmeyen diplomat ve yazar Sayın Malik Otarbayev’e ayrıca teşekkür ederim. Çeviride anlamını çıkarmakta zorlandığım bazı kelimeleri, benimle canla başla arayarak en doğru şekilde çevirmemde yardımcı olan genç bilim adamı değerli Ercan Argınbayev’e de teşekkür ediyorum. Ayrıca çevirideki imla ve noktalama konusunda değerli dostum Dr. Erkan Karagöz ile uzun ve faydalı tartışmalar yaptık. İmla ve noktalama konusundaki yönlendirmeleri sayesinde, kaynak metnin etkisinden mümkün olduğunca kurtularak Türk okuyucuya hitabeden bir erek metin ortaya koymaya gayret ettim. Değerli katkıları için kendisine teşekkür ederim.

      Benim Adım Koca çevirimin