Jules Payot

İrade Terbiyesi II Zihinsel Çalışma ve İrade


Скачать книгу

ama gerçeklik inatçıdır ve ortadan kaybolmaz.

      Şimdi gerçek zekânın ne olduğunu öğrenmeye çok yakınız. Zeki olmak için aynı şeyi on farklı tarzda söyleyebilmenin faydalı olup olmadığını düşünüyoruz. Hakikatle gözümüz arasına giren ve gerçeği bize beyazken sarı, yeşilken kırmızı gösteren her duygu zekâmızı küçültür ya da yok eder. Zeki olmak için Spinoza’nın öğütlediği özgürlükten azade olmak gerekir yani gerçeği kalpten bir tevazuyla, sevgiyle olmasa da en azından dingin bir cesaretle, olduğu gibi kabul etmek gerekir. Sadece bu kabul ediş, olaylara tarafsız bakmamıza ve onları iyi ayırt edebilmemize izin verir.

      O zaman onları telafi etmek için etkili bir eylem başlayabilir. Eğer ön yargılı anne, oğlunun kötü huylu olduğu gerçeğiyle yüzleşmeye razı olsaydı kötülüğe karşı etkili yöntemlerle mücadele edebilirdi. Kayırmacı bir tutumla gözler kapatılarak hiçbir mucize gerçekleşmez çünkü manevi hakikatlerin mantığı fiziksel hakikatlerinki gibidir, acelesiz ama esnek olmayan bir kesinlikle ilerler ve varsayımlardan sonuç çıkarır. Kötü huylusun ve bu yüzden başarısız olacaksın. Senin kibrin Guillaume, gerçeği görmeni engelledi. O hâlde gücün de yok olup gidecek. Siz Fransızlar, gözleriniz gerçeğe yarı kapalı vaziyettedir. Bu sebeple zafer size çok pahalıya mal olacak.

      Delilik, Hakikat Duyusunun Bozulması

      Sainte-Anne’daki hastaların başındayken zihinsel hastalıklar söz konusu olduğunda bedensel bozuklukların, solgunluğun, baş ve omurga ağrılarının, güçten düşmelerin önemsiz olduğunu gözlemledim. Ayırt edici olan, hakikat duyusunun bozulmasıdır. Bu, gerçeği olduğu gibi görme ve anlama yetersizliği ve devamında da eylemi, gerçekliğin içine yerleştirmenin imkânsızlığıdır. Günlük yaşamdaki olayların çarpık algısı, olaylar ve insanlar üzerindeki çarpık yargıyı beraberinde getirir. En masum hareketlerden şüphelenen bir kadını düşünün. Makul bir gecikmeye abartılı sebepler yükleyerek çocuğu için kaygılanan anneyi, beyhude yere iftiralar atan bir parti adamını düşünün… Akıl bozukluğu; yargılama ve algılama yetisini yani zihni deforme eden hastalıklı duygular tarafından oluşur. Zihnin duygu tarafından her bozulması akli bir bozukluğun başlangıcıdır.

      Ama biz, sadece patolojik duygularla gerçeklik görüşü bozulanları değil mirasçıları olduğumuz nesillerin tecrübeleriyle bilincimizde şekillenmiş, akıl ya da mantık olarak adlandırdığımız sarsılmaz düzene zarar verenleri de deli olarak adlandırırız. Akıl, insan zekâsının doğaya karşı verilen milyarlarca mücadele tarafından doğrultulmasıdır. İnançlar, en saçma istikametlerde ilkelce gelişmiştir. Aman vermeyen tecrübe yavaş yavaş cesarete giden yolu tıkamıştır. Milyonlarca insan yanlış inançların kurbanı olmuştur. Yüzyıllar boyunca disiplinler oluşturulmuş, yanlışın ve cehaletin balta girmemiş ormanlarına geniş caddeler inşa edilmiştir. Bu geniş caddeler aklın yasalarıdır: Hiçbir şeyin bir nedeni olamaz ya da aksine her etkinin bir nedeni vardır. Yalnızca zekâsının aklın yasalarına boyun eğmesine izin verecek kadar duygularını disipline etmeyi beceremeyenleri deli olarak nitelendiririz. Ama bu, az çok bir meseledir. Dikkatsizlik ve enerji zayıflığından dolayı pek az insan bu disiplini elde eder. Birçoğu kendini duygularının dürtüsüne bırakmayı tercih eder: Bunlar, bazı akıl hastalarına göre insanlığın önemli bir kısmını temsil edecek olan dengesiz, tutarsız, gevşek ve kararsız insanlardır. Zeki olan ile olmayan arasındaki en derin fark, mantıksal yetersizlikte yatmaktadır. Bir insan nükteci olabilir; koca kulaklı bir eşeği yetişkin bir tavşana benzeterek aralarında beklenmedik ilişkiler yakalayabilir ve bununla eğlenebilir. Ancak ayırt edici bir zekâya sahip olması gereken eğitimciler, en genç zihinlerde sadece sözde bir zekâyla karşılaşabilirler.

      Gerçek zekâ, hakikate ve hakikatin özüne içtenlikle dikkat eden zekâdır. Sağlam ve önemli bir zekâ kaynağına sahip olduğunuzda nüktedan olun. Söyleyecekleriniz ve yazacaklarınız büyüleyici olacaktır. Eğer bu yüzeysel nitelikler sağlam bir temele dayandırılmazsa sözünüz değersiz ve eyleminiz kesinlikle tehlikeli olacaktır.

      Klasiklerin Gerçeklik Duygusu Vardır

      Corneille-le-Véridique gibi önemli klasiklerimiz sonsuza kadar genç kalacaklardır çünkü onlar kendilerini gerçekliğe ve takdire değer bir mantık üzerine dayandırarak kalıcı bir güç elde etmişlerdir. Bu yazarlar, bir karara vararak karakterlerinde temsil ettikleri hassas duygu oyunlarını kendi içlerinde incelemeye önem vermişlerdir. Klasiklerin aksine gerçeğe uygun olmayan romantik ürünler ayakta duramaz: Malade Imaginaire30 gibi aklın sağlam temelleri üzerine dayandırılmış iyi bir güldürü daha dün yazılmış gibiyken ihtişamlı dizelerine rağmen Ruy Blas31 ya da Hernani’nin32 sahnelenmesine dayanmak zordur. Bu durum, Rabelais, Molière, Cèrvantes, Swift gibi üstatlarda hayal gücünün sağlam bir mantık temeline oturtulmasından ötürüdür. Onların olayları algılama biçimi doğrudan, tutarlı ve aklın yasalarına sıkı sıkıya bağlıdır; yolundan sapmış tutkular yargılarını ve olayların birbiriyle olan ilişkisinin mutlak düzenini çarpıtmaz. Hayal güçleri asla mantıksızlığa, tutarsızlığa, saçmalığa dönüşmez çünkü bu aydın zekâlar hiçbir zaman hakikat duyusunu kaybetmezler.

      Конец ознакомительного фрагмента.

      Текст предоставлен ООО «Литрес».

      Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.

      Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.

      1

      Bilimsel Dergi, 15 Haziran 1896.

      2

      W. Bagehot, Lois scientifiques du développement des nations.

      3

      Jules Payot, L’apprentissage de l’art d’écrire.

      4

      Jules Payot, İrade Terbiyesi.

      5

      Cezaların verimsizliğine dair Bentham’ın nitelikli yazısına göz atın. La Religion Naturelle. Son influence sur le bonheur.

      6

      Fizikte adı geçen “birleşik kaplar yasası”na göre, sıvı tüm kaplarda aynı düzeyde kalır. (ç.n.)

      7

      Denis Papin, buhar makinesi çalışmalarıyla tanınan Fransız fizikçi. (ç.n.)

      8

      Nietzsche.

      9

      İrade