Сюэцинь Цао

Kızıl Odanın Rüyası I. Cilt


Скачать книгу

yıllarca süren liyakat ve şöhrete nail oluyor, zenginlik ve şeref kuşaktan kuşağa naklediliyor. Ama yüzyıl aradan sonra bu cömert şansımız, bir daha geri getirilemeyecek şekilde sona erdi. Ne kadar çok oğlumuz ve torunumuz olsa da içlerinde aile varlığımızı sürdürebilecek tek bir kişi var, o da torunumuzun çocuğu Baoyu. Dikbaşlı ve huysuz bir mizaca sahip olsa da akıllı ve zeki olduğundan umutlarımızı ona bağladık. Ama ne yazık ki ailemizin iyi şansı tamamen bittiğinden, ona doğru yolu gösterecek kimsemiz yok! Hiç beklenmedik bir anda karşılaşmamız ne büyük bir şans! Onu aşırı arzulara ve şehvet duygularına aptalca kapılmaması konusunda uyarmanı diliyoruz, belki böylelikle tatlı sözleriyle onu cezbedecek kızların tuzaklarından kaçınıp doğru yola girebilir. O zaman biz iki kardeş çok mutlu olacağız.’ dediler bana.”

      “Merhamet duygularımı kabartan bu ricalarını anlayışla karşıladım ve onu buraya getirdim. Öncelikle kendi sülalesinden, üç sınıfa ait kızların kayıtlarını dikkatle okumasını istedim ama bunların anlamını kavrayamadığından, yeme içme, şarkı ve dans gibi dünyevi zevklerin imgelerini tatsın diye onu alıp buraya geldim, böylelikle belki ileride gerçeğin farkına varır.”

      Bu sözlerden sonra Baoyu’yü elinden tutup içeri götürdü. Havada hafif bir koku vardı ama ne kokusu olduğunu anlayamayıp periye sordu.

      “Bu koku senin dünyanda bulunmaz, onun için tanıyamadın.” dedi peri, alaycı bir gülüşle. “Ünlü dağlarda ve muhteşem kırlarda bulunan çok nadir bitkilerin ilk filizlerinden yapılıyor ve cennetin mücevherli koruluklarında yetişen, inci dolu ağaçların reçinesiyle karıştırılıyor. Adı da Birçok Kokunun Özü.”

      Baoyu duydukları karşısında hayretler içinde kaldı. Bütün grup yerlerine oturdu ve genç kızlar mis kokulu, enfes lezzette ve ferahlatıcı bir çay ikram ettiler.

      “Bu çayın adı ne?” diye sordu Baoyu.

      “Bu çay, İlkbahar Uyanışı Dağı’nda bulunan Yayılan Koku Mağarası’nda yetişiyor.” diye cevap verdi peri. “Peri çiçekleri ve ulvi yaprakların çiyiyle demleniyor, adı da Bir Mağaradaki Bin Kırmızı Çiçek.”

      Baoyu başını sallayarak çaya övgüler yağdırdı. Odada etrafına bakınırken, gövdeleri yeşimden lavtalar, nadir bulunan mücevher kakmalı bronz dingler, eski tablolar, yeni şiir kitapları gördü. Ama onu en çok memnun eden pencere pervazında gördüğü, bir kadın makyajından kalan ruj lekeli pamuk parçaları ve pudra kalıntılarıydı. Duvarda asılı olan panoda şu dizeler yazılıydı:

      Bir geri çekilmedir manevi ve münzevi,

      Tatlı bir özlem dünyasıdır semavi.

      İncelemeleri tamamlayıp gördüğü her şeye hayranlık duyan Baoyu perilerin isimlerini sordu. Birisinin adı Şehvetli Rüyalar Perisi, bir diğerininki Tutkunun Yüce Hâkimi, bir başkasınınki Hüzün Getiren Altın Kız ve dördüncününki de Bulaşıcı Nefret Azizesi’ydi. Ötekilerin isimleri de aynı şekilde tuhaftı.

      Kısa bir süre sonra küçücük genç kızlar içeriye masa ve sandalyeler getirip şarap ve atıştırmalık yiyecekler hazırladılar. Kristal kadehlerden leziz şaraplar taşıyordu, amber bardaklar inci rengindeki sert içkiyle ağızlarına kadar doluydu. Ziyafetin zenginliği konusunda başka ayrıntıya gerek yok. Baoyu yine şaraba bu alışılmadık saf aromayı neyin verdiğini sormadan duramadı.

      “Bu şarap, yüzlerce çiçeğin taç yaprakları ve on bin ağacın özsuyu, Tekboynuz’un23 kemik iliğiyle karıştırılıp Zümrüdüanka kuşunun sütüyle mayalanarak yapılıyor. Bu nedenle ona Bir Kadehte On Bin Lezzet adını verdik.” dedi peri.

      Baoyu övgüler yağdırdığı şarabını yudumlarken on iki dansçı kız ileri atılıp, hangi şarkıyı söyleyeceklerini sordular.

      “Kızıl Odanın Rüyası adındaki yeni bestelenmiş on iki şarkıyı söyleyin.” diye önerdi peri.

      Dansçılar kabul ettiler ve sandal ağacından kastanyetlerini hafifçe vurup gümüş lirlerinin tellerini yumuşakça çekerek şarkıya başladılar.

      Dünya kaostan ilk çıktığında…

      Tam o anda peri araya girip Baoyu’ye, “Bu şarkı, dikkat çekici olayları kuşaktan kuşağa aktarmak amacıyla tozlu dünyada bestelenen ve içinde âlimlerin, kızların, yaşlı erkek ve kadınların ve budalaların yer aldığı, kuzey ve güneyin dokuz melodisinin olduğu, romantik şarkılara benzemez. Bizim şarkılarımız bir kişi ya da olay üzerine irticalen bir ağıttır ve rüzgârın ya da telli çalgıların sesine kolaylıkla uyum gösterirler ve onların özünü bilmeyen hiç kimse içindeki ince nitelikleri takdir edemez. Senin de anlamını gerçekten kavrayabileceğinden şüpheliyim. Önce metni okuyup sonra şarkıyı dinlemezsen, sana sanki bal mumu çiğniyormuşsun gibi lezzetsiz gelecek.” dedi.

      Böyle söyledikten sonra genç bir kıza dönüp, Altın Günlerin Rüyası şarkılarının sözlerini getirmesini emretti. Metni aldıktan sonra Baoyu, şarkıyı dinlerken gözleriyle yazıları takip etmeye başladı.

GİRİŞALTIN GÜNLERİN RÜYASI

      Dünya kaostan ilk çıktığında,

      Aşkın tohumlarını kim ekti, söyle bana.

      Esinti ve ay ışığının güçlü tutkusu oluşturdu onu.

      Bu tatlı özlem dünyasında,

      Sıkıntılı bir günde, yapayalnız bir anda,

      Aptal yüreğimi ederim ifşa,

      Kızıl Odanın Rüyası şarkısıyla,

      Kayıp aşklarıma duyduğum acıyı koyarım ortaya.

BİRİNCİ ŞARKIYANLIŞ EVLİLİK

      Varsın yakıştırsın onlar birbirlerine

      Altın ile yeşim taşını;

      Ben hâlâ hatırlarım çiçekle taş arasındaki o eski andı.

      Kristal karın saf ve soğuk güzelliğine,

      Gözlerim boşu boşuna baktı.

      Nasıl unuturum dünyadan çekip giden,

      Ormandaki yapayalnız periyi?

      Bilirim tabii,

      Her iyide bir kusur olabildiğini!

      Avutamaz asla hüzünlü zihnimi,

      Bu kadar nazik, bu kadar iyi bir eş dahi.

İKİNCİ ŞARKIBOŞA ÇIKAN UMUT

      Periler diyarının ölümsüz çiçeğidir biri,

      Güzel bir yeşim taşıdır, lekesiz, diğeri, Eğer yazgılı değilse birliktelikleri,

      Nedendir bu hayatta tesadüf etmeleri?

      Madem yazgılıydı beraberlikleri,

      Neden bir sonuca varmaz sevgileri?

      Boşuna ah edip durur yalnızken biri,

      Beyhude özlem duyar diğeri;

      Biri tıpkı suya yansıyan ay gibi,

      Aynadaki çiçeğe benzer öteki.

      Ne kadar gözyaşı taşıyabilir zavallı gözleri?

      Sonbahardan kışa, bahardan yaza dek akabilir mi?

      Baoyu bu bağlantısız ve esrarlı şarkılarda bir güzellik bulamadı ama dokunaklı melodisi ruhunu mest etti. Bu yüzden anlamını araştırmaya ya da şarkıların nereden geldiğini sormaya hiç yeltenmeden, hüznünü dağıtmak için bir süre dinlemeye devam etti. Şarkıcılar söylemeye